English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / After lunch

After lunch traducir turco

1,062 traducción paralela
OK. Hey, I have an interview after lunch
Hey, yemekten sonra bir görüşmem var.
I had one after lunch.
- Öğle yemeğinden sonra içtim vitaminimi.
It wasthe 18th in the morning and Christmas after lunch.
Sabahleyin ayın 18'iydi, öğlen ise yılbaşı geldi.
Look how the rich come to work after lunch in a carriage while I...
Bak, zenginler öğle yemekleri için nasıl da arabalarıyla çıkıp geliyor, oysa...
The next day, Sunday, Guillaume called me after lunch.
Ertesi gün, yani pazar günü, öğle yemeğinden sonra Guillaume aramıştı.
There's a recess after lunch, and an hour in the evening.
- Öğleden sonra teneffüsümüz oluyor.
Maybe right after lunch.
Ya da öğlen yemeğinden hemen sonra.
Assuming I'll be alive after lunch.
Öğle yemeğinden sonra hayatta olacağımı farz ediyorum.
Come to the yacht club after lunch.
Öğleden sonra yat kulübüne gel.
And Pinky, after lunch you gotta tape a speech to send toJersey City.
Pinky, öğle yemeğinden sonra bir konuşma kaydedip Jersey City'e göndermen gerek.
Camilla, we would like to hear your songs, as we always do after lunch.
Camilla, her öğle yemeği sonrası olduğu gibi,... şarkılarını dinlemekten memnun olacağız.
Where did you go after lunch with Ashe?
- Ashe ile yemeğinden sonra nereye gittin?
You mind if I laugh after lunch?
Yemekten sonra gülsem olur mu?
After lunch, but no later than 3 : 30.
Öğlen yemeğinden sonra ama 3 : 30'u geçmesin.
I'll call you after lunch, around 1 : 30.
Seni öğleden sonra 1 : 30 gibi ararım.
- My wife always likes to take a nap after lunch.
Eşim her zaman öğle yemeğinden sonra şekerleme yapar.
We'll get around to your objections after lunch.
İtirazlarınıza yemekten sonra döneceğiz.
I don't want to come out after lunch to a red-hot car again.
Yemekten sonra yine alev alev yanan bir arabaya binmek istemiyorum.
He'll be taking his nap right after lunch.
Öğle yemeğinden hemen sonra kestirecek.
Both of you be ready right after lunch.
Öğle yemeğinden sonra hazırlanın.
Well, yesterday after lunch we went out to the Museum,
Şey, dün yemekten sonra Müze'ye gitmiştik...
Crazy people always have a nasty effect on me. We'll leave after lunch. - So, get your things together.
Çılgın insanların hep üzerimde iğrenç bir etkisi olur.
Won't be back after lunch.
Yemekten sonra dönmeyeceğim.
It can all wait, at least until after lunch.
Öğleye kadar bekleyebilirdi.
I don't usually feel this way after lunch.
Genelde öğle yemeğinden sonra böyle hissetmem.
On Sunday, Andreas took a nap after lunch.
Pazar günü, Andreas öğle yemeğinden sonra biraz dinlenmişti.
After lunch...
Yemekten sonra...
We'll see him after lunch.
Yemekten sonra görüşeceğiz.
Today if you like, after lunch. Come and have a coffee.
İsterseniz bugün olsun, son kahvemi içtikten sonra.
Sometimes, after lunch, she goes to central park zoo... And sketches lions for half an hour.
Bazen yemekten sonra Central Park Hayvanat Bahçesi'ne gidip yarım saat aslanları çiziyor.
- I'll do it after lunch.
- Öğleden sonra bildiririm.
Splash down after lunch, then.
Yemekten sonra sahilden denize doğru uçururuz.
No, I'll sleep after lunch
Olmaz, öğle yemeğinden sonra kestiririm.
After lunch, naughty things dipped sharply Forcing giblets upwards with the nicky nacky noo.
Yaramaz şeyler hızla düşüp şaplak nanikleriyle kuşları kaldırttı.
I'm here to pick up my mother. They tell me I can't see her until after lunch. That's right.
Buraya annemi almaya geldim ama ancak öğle yemeği tatilinden sonra görebilirmişim.
And after lunch, Nick and I came back here for rehearsal.
Ve yemekten sonra, Nick'le ben prova için buraya döndük.
Let's meet after lunch.
Yemekten sonra görüşelim.
In that climate, after lunch one takes a siesta.
Buralarda herkes öğle yemeğinden sonra biraz kestirir.
Maybe after lunch.
Yemekten sonra, belki.
After lunch.
Yemekten sonra.
You go back out again right after lunch.
Yemekten sonra devam edeceksin.
After lunch, people sink...
Öğle yemeğinden sonra, insanlar kötüleşiyor...
We'll talk about it... after lunch.
Yemekten sonra bunları... konuşuruz.
Okay, but I got Mr. Shaw for after lunch.
Tamam ama yemekten sonra Mr. Shaw'ı almam gerek.
Okay, after lunch.
Tamam, yemekten sonra.
Do you still refuse to tell us where the taxi took you after your lunch with Ashe?
Ashe'la yediğiniz yemekten sonra taksinin sizi nereye götürdüğünü söylemeyi red mi ediyorsunuz?
After a great lunch like that - plenty of wine - there's only one thing I wanna do.
Böyle müthiş bir öğle yemeği ve bol miktarda... şaraptan sonra yapmak isteyeceğim tek şey var.
- After lunch.
- Yemekten sonra.
After all I put you through, it's the least... No, no. I have a lunch date.
- Başına bunca bela açtıktan sonra...
Right after lunch.
Tabii.
Then after, we'll have lunch.
Ben de bekleyeceğim o zaman.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]