Agile traducir turco
260 traducción paralela
I'm what they call agile.
- Kurnazlık ediyorum.
Agile?
Kurnazlık?
Oh! Oh, you... you mean agile, huh?
Demek kurnazlık ha?
That started your agile, young mind going.
Bu, çevik ve genç beynini harekete geçirdi.
- How agile they are!
- Ne kadar çevikler!
That is, if you happen to be blessed with a keen eye, an agile mind and no scruples whatsoever.
Yani, keskin bir göze sahip olma ayrıcalığına, kırılgan bir zihne sahipsen ve vicdan diye bir şeyin yoksa.
They are so short that one must be very agile to get to the kitchen and back.
O deni kısalar ki, insanın mutfağa gidip gelecek kadar çevik olması gerekiyor.
The most gifted reporter in America today, myself, and the most agile legal mind of the 20th century, Henry Drummond.
Amerika'nın bugün için en yetenekli gazetecisini, yani bendenizi, ve yirminci yüzyılın en parlak hukuk adamını.
Look, I'm so agile.
Bakın, çok esneğim.
The German youth must be strong and agile ;
" Geleceğin Alman gençleri, ince ve narin olmalı! ..
He's extremely agile.
Son derece çeviktir o.
I was only trying to prove to you how agile I am.
Sadece sana ne kadar çevik olduğumu kanıtlamaya çalışıyordum.
The female is no less agile than the male.
Kadın da, erkek kadar çeviktir.
Fortunately, though strong, he is not agile.
Şansıma pek çevik değil.
She spent hours studying the tapestry as it was slowly mended. In fascination, she watched the agile hands of the old man bring back to life the great black charger.
Duvar halısının önünde saatlerce büyülenmiş gibi duruyor o ihtiyar adamın halıdaki siyah ata yeniden hayat veren yetenekli ellerini merakla seyrediyordu.
To me the Devil is cheerful, agile.
Benim için şeytan sempatik ve neşeli biri.
You're a very agile man, Mr. Atoz.
Çok çeviksiniz, Bay Atoz.
And that flower- - That small, agile, delicate flower- - Shall burst forth
Ve o çiçek o küçük, kırılgan, hassas çiçek açınca yeni bir hayat verir.
You have to be either agile or strong to get your share.
Payınızı alabilmek için ya atik ya da güçlü olmanız gerekiyor.
"No... the dead are remarkably agile"
"Hayır... ölüler ilginç bir şekilde çeviktir."
"No, the dead are remarkably agile..."
"Hayır, ölüler ilginç bir şekilde çeviktir."
My brain was as agile as my fingers.
Beynim de parmaklarım gibi becerikliydi.
Agile...
Çevik...
And it's the least agile of insects in the air, ponderous and unable easily to bank and swerve.
Havadaki böcekler arasında en az atik olanıdır. Hantaldır ve kolayca yana yatıp dönemez.
About 20 million years ago, a space time traveler might have recognized these guys as promising bright, quick, agile, sociable, curious.
20 milyon yıl önce bir uzaylı gözlemci bu canlıları zeki,... çevik, sosyal, ve meraklı olarak tanımlardı.
These two are agile
Bu ikisi çok atikmiş!
And wasn't Geoffrey agile as Fool?
Ve Geoffrey Soytarı rolünde çok canlı değil miydi?
"Very agile," he said.
"Çok canlıydı." dedi.
That means you've gotta be agile.
Sen de çevik olacaksın.
Listen, ape face, after this is over, I'm gonna show you how agile I am.
Dinle, maymun suratlı, bu iş bittikten sonra ne kadar çevik olduğumu görürsün.
I'm agile.
Ben çeviğim.
Yes, I will. I'm very agile.
Evet, ben yaparım. Çok çeviğimdir.
Aware of being an agile fattie without a man in sight.
Yakınlarında bir erkek olmadığının bilincinde olan şişko bir patatesim.
I've found that a strong, agile, average man can nearly always beat a strong, clumsy, big man.
Bence güçlü, çevik, ortalama bir adam her zaman güçlü, sakar ve büyük bir adamı dövebilir.
So the strong, agile, average man showed the strong, big, clumsy man.
Bu yüzden güçlü, çevik, ortalama adam güçlü, büyük, sakar adama gününü gösterdi.
He was supposed to be so graceful and agile.
Çok zarif ve çevikti.
You're pretty agile there, twinkle toes.
Çok çeviksiniz, beyler.
In air-to-air combat, your best weapon is agility... and this gunship is agile, mobile, and hostile.
Havadan-havaya muharebede, en iyi silahın çevik olmaktır... bu savaş helikopteri de çevik, hareketli ve de saldırgandır.
Ms. Presbury's bedroom is on the second floor and is completely inaccessible to even the most agile cat burglar.
Bayan Presbury'nin yatak odası 2.katta ve pencereden girebilecek en çevik hırsız için bile ulaşılamaz.
I'll have you know, Peter, that the Duck is one of the most noble, agile and intelligent creatures of the animal kingdom.
Şunu bilmelisin ki Peter Ördek, hayvan dünyasının en soylu, kıvrak ve akıllı yaratıklarının başında gelir.
And he's remarkably agile.
Çok da çevik.
The monkeys, apes and other agile primates have evolved, diversified, adapted.
Maymunlar, primatlar ve diğer çevik primatlar evrimleşti, farklılaştı ve çevreye uyum sağladı.
Ground-based scientists, however agile, can not ever reach the topmost part, the surface of the forest canopy.
Zeminde çalışan bilim adamları ne kadar çevik olursa olsun, en yüksek yerlere, orman kanopisinin yüzeyine ulaşamazlar bile.
" You would not be so agile if you lacked its counterbalance.
Onun karşıt ağırlığı olmadan hiçbir kedi bu kadar çevik olamaz.
Trini, fearless and agile, the Sabretooth Tiger Dinozord
Trini, korkusuz ve çeviksin, Sabretooth Tiger Dinozord
But I employed some agile little Indian boys, and they were able to climb up and fetch me this pair.
Ama yanımda çalışan küçük, atik Hintli oğlanlar vardı ve tırmanmayı becerip, bana bu çifti getirdiler.
Agile, five forward gears, all-points radar.
Çevik, beş ileri vites, radar sistemli.
Agile Kimberly, light as a feather, you are the crane.
Çevik Kimberly, tüy gibi hafif, sen turnasın.
As if he were a boy again, agile and slim, with so much zest for life.
Eskisi gibi çevik ve canlıydı, içi yaşam zevkiyle doluydu.
They're fast and agile.
Hızlılar ve çevikler.
Threw the spine-chilling lightnings of his agile and terrible sword your truth goes forward we are inside!
İçindeyiz! Başaracağız!