Ago traducir turco
99,663 traducción paralela
Sam brought them in house a few years ago.
Sam onları birkaç yıl önce eve getirdi.
I could ask a favour. My suspect cashed in chips four nights ago.
Şüphelim dört gece önce çipleri paraya çevirdi.
6 : 30 from Sudbury two nights ago.
- 6 : 30, Sudbury'den iki gece önce.
So, uh, a few nights ago a client of yours cashed out, which means that you probably sold him some chips recently.
Peki, birkaç gece önce bir müşterin sattığın çipleri paraya çevirdi.
Seven days ago, the body of Katie Pine, 13, of the Nipissing First Nations, was found on Windigo Island.
Yedi gün önce 13 yaşındaki Katie Pine cesedi kızılderili bölgesindeki Windigo Adası'nda bulundu.
My suspect cashed in chips four nights ago.
Şühelimiz dört gece önce çipleri paraya çevirdi.
Didn't agree to a buy-out. Six months ago,
- Vazgeçmekten bahsetmemiştik.
Marie, and one in Markham and two years ago a theft charge, Markham again.
Artı iki yıl önce bir hırsızlık suçlaması, Markham yine.
Detective, you were involved in another incident that SIU looked at four years ago.
Dedektif, başka bir olaya karıştın. SIU seni dört yıl önce soruşturmuş.
Six months ago, I called off the search for Katie Pine.
Altı ay önce Katie Pine'ı aramayı bıraktım.
An officer came by a couple days ago. We checked. There was nothing missing.
Bir polis memuru birkaç gün önce gelip baktı, kayıp bir şey çıkmadı.
Three years ago, I sent a traveler back in time to stop a plague... that had killed 7 billion people.
Üç yıl önce 7 milyar insanı öldüren bir vebayı durdurması için geçmişe bir gezgin gönderdim.
That was a long time ago.
Uzun zaman önceydi.
Jakob Negrescu offered us his account nine months ago and we turned him away.
Jakob Negrescu 9 ay önce hesabını, bize önermişti ve biz onu geri çevirdik.
Are you aware that the same painting was bought by Mr. Brandyce ten years ago for $ 2 million?
Aynı eserin Bay Brandyce tarafından, 10 yıl önce 2 milyon dolara satın alındığının farkında mısın?
Some time ago.
Uzun zaman önce.
You came to our bank a while ago and we turned you away.
Bankamıza bir süre önce geldiniz, ve sizi geri çevirdik.
Eight years ago, you were running this city with an iron fist.
Sekiz yıl önce, bu şehri demir bir yumrukla yönetiyordun.
There was a time, long ago,
Bir zamanlar vardı, çok önceleri,
Eight years ago, you were running this city with an iron fist.
Sekiz yıl önce, sen bu şehri demir bir yumrukla yönetiyordun.
We were supposed to meet an hour ago.
Bir saat önce bulusmamiz lazimdi.
Some time ago, there must have been a massive release of energy.
Bir süre önce büyük bir energi salinimi olmus.
Five years ago, I was forced to make a decision :
Bes yil önce bir karar vermem gerekiyordu.
I shouldn't be doing this ritual, because I lost faith in the Ancestors a long time ago, but I never once lost faith in you.
Bu ayini yapmamalıydım çünkü atalara inancımı çoktan kaybettim. Ama sana inancımı hiç kaybetmedim.
I've been tracking the lineage and the last of the modern family died a couple years ago, under dubious circumstances.
Soyu ve birkaç yıl önce şaibeli şekilde ölen son modern aileyi araştırıyordum.
Seven years ago, I asked you.
Yedi yıl önce, sana bunu teklif ettim.
From her, I was trying to get the same spell that she used 1,500 years ago to put her daughter down.
Annesinin 1.500 yıl önce Hollow'u alt etmek için kullandığı büyüyü ondan almaya çalışıyordum.
A thousand years ago, we three made an eternal vow.
Bin yıl önce, üçümüz ebedi bir yemin ettik.
Long ago, three French nuns came to New Orleans looking for a fresh start.
Çok önceden, New Orleans'a yeni başlangıç arayışıyla üç Fransız rahibe geldi.
It was funny to me, because, um... was it, five years ago, we were in this exact same room, trying to work out a way to take out a different threat to your family. You made the call to take out Davina.
Komiktir ki, beş yıl önce, tam bu odada durup ailen için başka tehditte çalışıyorduk.
500 years ago... a Russian village named Kalach.
500 yıl önce... Kalach adında bir Rus köyü...
You made that clear when you tore my heart out five years ago.
Beş yıl önce kalbimi söküp attığında bunu belli ettin.
Bloodline ends ten years ago, and according to the Lockwood records, somebody in that family is buried with one of those mystical bones.
Soy on yıl önce bitiyor ve Lockwood kayıtlarına göre o aileden birisi bu gizemli kemiklerden biriyle gömülüyor.
Two days ago, our friend and fellow inmate, Poussey Washington, was murdered by a prison guard.
İki gün önce, dostumuz ve mahkûm arkadaşımız Poussey Washington, bir gardiyan tarafından öldürüldü.
You know, it's Saturday night... and your... your foxy boxing, or your Zumba, or whatever the hell it is that costs me a few hundred dollars every month, it ended two hours ago, and there's no Wendy.
Cumartesi geceleri... ateşli boks maçların, Zumba derslerin veya her ay bana yüzlerce dolarlık ek masraf bindiren ne yapıyorsan biteli iki saat oldu ama Wendy hâlâ yok.
Hey, Dory, you think you could get that ketchup that I asked for a long time ago, you know, before your Social Security kicks in?
Dory, uzun zaman önce istediğiö o güvenlik gelmeden getirir misin lütfen?
If you found out about it this morning, then why is the receipt from two days ago, you son of a bitch?
Eğer bu sabah öğrendiysen o zaman reçete neden iki gün önceye ait seni orospu çocuğu?
Anyhow, all that ended a long time ago.
Neyse, o defter kapandı artık.
A hundred years ago, it was the custom for every baron's child to be baptized in blood.
100 sene önce her baron çocuğunun kanla vaftiz edilmesi bir gelenekti.
Years ago.
Yıllar önce.
A few months ago, and she hit her head.
Birkaç ay önceydi. Kafasını çarpmış
A long time ago, a thing happened. As a result of the thing,
Uzun zaman önce, bir şey oldu. şey bir sonucu olarak,
Once, long ago, a fisherman caught a magic haddock.
Bir kez uzun zaman önce, bir balıkçı sihirli mezgit balığı yakalandı.
A few hours ago, I made the mistake of not recognising your status as an emergent new life form.
Birkaç saat önce, durumunuzu tanınmaması yönündeki hata yaptı Bir acil yeni bir yaşam formu olarak.
He was standing there a moment ago, but he stepped on a butterfly and now you don't even remember him.
Az önce şuradaydı ama kelebeğe bastı ve artık kim olduğunu bile hatırlamıyorsun.
A few hours ago, we were standing in a garden full of dead people.
Birkaç saat evvel ölü insanlarla dolu bir bahçedeydik.
Come on. Shireen did it a minute ago.
Hadi ama Shireen biraz önce açtı.
So, if he's her father, and she was preserved 70 years ago...
- Yani kızın babası o ise ve kız 70 yıl önce muhafazaya alındıysa...
Come on. All the panic got shook out of me about a year ago when Chuck Rhoades came calling.
Bir yıl önce Chuck Rhoades peşime düştüğünde içimdeki tüm endişe kurudu.
Drinking with this prick I worked with years ago.
Yıllar önce birlikte çalıştığım bir puştun tekiyle içiyordum.
No. I found out a couple days ago.
Birkaç gün önce öğrendim.