Agree traducir turco
22,678 traducción paralela
I agree.
Katılıyorum.
Besides, didn't we say that we were gonna swear off getting in the way when one person makes a choice the other doesn't agree with?
Ayrıca biz anlaşmadık mı eğer biri bir seçim yaptıysa diğeri kabul etmese bile yoluna çıkmayacaktı.
Yeah. Do you agree with her?
Sen dee ona katılıyor musun?
After all this business with the Darkness, even they have to agree, things need to change.
Karanlık ile olan olaylardan sonra o bile değişmemiz gerektiğini düşündü.
So you agree?
Kabul ediyorsun.
Uh... yeah. I mean, I guess I agree.
Evet, sanırım kabul edebilirim.
So I agree with you.
Artık seninle aynı fikirdeyim.
Why would Zane agree to do that?
Zane neden böyle birşeyi kabul etsin?
General, you agree?
Bu bir terörist yetiştirme kampı.
You don't agree, General?
Aynı fikirde dğil misiniz general?
You don't let anyone talk anymore Unless you agree with you.
Seninle aynı fikirde olmayanları konuşturmuyorsun.
Yes, I agree.
Evet. Katılıyorum.
Not only when those in power agree with it.
Sadece iktidar böyle düşünüyorken değil.
Not only when those in power agree with it.
Sadece iktidar öyle düşünüyorken değil.
But no, of course I don't agree with it.
Ama hayır, tabii ki katılmıyorum. Bunu biliyorsun.
You click "agree" just to get on with your life.
Hayatına devam etmek için tamama basarsın ya.
You don't agree?
Aynı fikirde değil misin?
To control wesen that won't agree with their agenda.
Planlarına uymayan Wesenleri kontrol edebilmek için.
But I think we both agree that ship has sailed.
Ama ikimiz de biliyoruz ki artık o duruma geri dönemeyiz.
All right, we agree.
İyi dedin.
No, I didn't... I didn't agree to this!
Hayır, ben böyle bir şeyi tasdik edemem.
And you think the Centre will agree to that?
Sence Merkez kabul edecek mi?
I think we can all agree on that. Yeah.
Sanırım hepimiz aynı kanıdayız.
You agree to abstain from drinking, attend AA meetings three times a week, and submit to random alcohol testing.
İçki içmeyeceğine, haftada üç kez AA toplantılarına katılacağına, ve farklı günlerde alkol testlerine gireceğine dair söz vermiş bulunuyorsun.
You have to agree to Veterans Treatment Court.
Gazi Terbiye Mahkemesi olayını kabul etmelisin.
So you agree I have the right to be pissed off at you?
Demek bu konuda bana hak veriyorsun?
And I have to agree.
Ve ben de katılıyorum.
I think we all agree that there is one problem with bicycles...
Sanırım hepimiz hemfikiriz ki bisikletlerin sadece bir sorunu var.
You at least agree that there's a market, right?
En azından bir piyasası olduğuna katıIıyorsun, değil mi?
I'm sure you'll agree we got the right guy.
Doğru adamı yakaladığımızı anlayacağınıza eminim.
Wallace doesn't agree with you.
Wallace senin gibi düşünmüyor.
Agree! She does ask for it!
Bunu kendisi istiyor!
Sir, I thought they were decent guys but I agree it was a mistake.
Edendim, düzgün kişiler olduklarını sandım ama hataydı, kabul ediyorum.
Well, let's agree for a moment that you went there without any ulterior motive.
Oraya kötü niyet taşımadan gittiğinizi kabul edelim.
I agree she was drunk.
Sarhoştu, evet.
I agree. All right.
Katılıyorum.
- Why'd you agree to come?
- Neden gelmeye karar verdin?
We agree.
Anlaştık.
No, we don't agree.
- Hayır, anlaşmadık.
Good day to be in the punishment business, wouldn't you agree?
Ceza işinde olmak için iyi bir gün, öyle değil mi?
Well, if you don't agree with my decision making, perhaps you should change your Homeland assignment.
- Kararlarımdan memnun değilsen İç Güvenlik atamanı değiştirsen iyi olur belki de.
I agree completely.
Kesinlikle katılıyorum.
We can't even agree on whose turn it is to make dinner.
Biz daha yemeği kimin yapacağına karar veremiyoruz.
In my heart, I agree with you... but that's not what Rip entrusted us to do.
Gönlümden geçen, senin haklı olduğun ama Rip'in bizden istediği bu değildi.
Well, we'll agree to disagree.
Aynı fikirde değiliz işte.
Oh, it'll take some massaging, but I believe we can get the Soviets to agree to eliminating all nuclear ground-launched, ballistic, and cruise missiles.
Biraz uğraşmak gerekecek ama bence Sovyetleri tüm karadan fırlatılan balistik ve güdüm füzelerini imha etmeye ikna edebiliriz.
Soviets to agree to...
Sovyetlerin bunu kabul...
I... I agree.
Bence de.
Well, yeah, I mean, if the mission was impersonating Brad Pitt, you'd be the man, but I think we can all agree if anyone here looks like a G-man here, it's me.
- Görevimiz Brad Pitt'in yerine geçmek olsaydı seni seçerdik. Ama sanırım hepimiz buradaki G-Man'e benzeyen tek kişinin ben olduğum konusunda hemfikirizdir.
But I agree with you.
Ama seninle aynı fikirdeyim.
You agree with the decision?
- Karara katılıyor musun?