Aile traducir turco
32,487 traducción paralela
I wanted to make sure you weree going to a good home.
Senin iyi bir aile ile olduğundan emin olmak istemiştim.
If I can find people who roll their tongue, they could be my birth parents.
Dillerini böyle bükebilen ne kadar çok insanla tanışırsam, bir o kadar da aile mi bulma ihtimalim artar.
You brought your ex to our family cabin?
Aile evimize eski sevgilini mi getirdin?
The most loving family.
En fazla da sevgi dolu bir aile verdik sana.
The family tree. Our names are still there, you remember that?
Aile ağacı.
- You're, like, one of the first people we've told, like, you know, outside of our family.
Aile disinda söyledigimiz ilk insanlardansin.
Friendship and family.
Arkadaslik ve aile.
Actually, I think what Jason's most interested in, obviously, is, like, the...
Sanırım Jason'ın asıl ilgisini çeken imalathanedeki aile faktörü.
I just think secrets aren't very good in family, as we learned from the beginning of this little venture.
Bence aile içinde sır olması iyi değil. Bu girişimin başında da bunu öğrenmiştik.
Not just suicidal thoughts, but domestic violence, criminal activity...
İntiharı düşünmek değil ama aile içi şiddet suçtur.
If you're looking for a family, you've got two of us :
Eğer bir aile arıyorsan, iki kişiye sahipsin :
While helping a constituent navigate an issue with DCFS, it came to my attention that you used your political influence to help your girlfriend jump the line in the foster care program.
Çocuk Esirgeme Kurumu'nun koruyucu aile programında politik mevkiini kullanarak kız arkadaşını öne aldırdığını duydum.
On the surface, they were a well-liked family, living a low-risk lifestyle.
İlk bakışta sevilen ve düşük riskli bir aile.
Yet they were murdered by a family annihilator. Sad but true.
Ama bir aile katili tarafından yok edildiler.
But it doesn't make sense that they'd be targeted by a family annihilator.
Bir aile katili tarafından hedef alınmaları mantıklı görünmüyor.
What if it's not about this family?
Ya mesele bu aile değilse?
We've been focused on the murdered family members.
Öldürülen aile bireylerine odaklanmıştık.
We believe the unsub is a variation of what we know as a family annihilator.
Şüpheli aile katili olarak bildiğimiz katilin bir türevi.
The garden variety family annihilator is usually a narcissistic male patriarch experiencing psychological stress.
Klasik aile katili genelde psikolojik stres yaşayan narsist bir aile babasıdır.
His narcissism often manifests as rage directed at a specific family member, prompting him to murder the entire family as an act of punishment and revenge.
Narsisizmi genelde belli bir aile üyesine yönelen öfke olarak kendini gösterir ve ceza ve intikam amacıyla tüm aileyi yok etmesine neden olur.
Once the entire family is dead, the patriarch typically commits or attempts to commit suicide.
Tüm aile ortadan kalkınca da intihar eder ya da intihara teşebbüs eder.
He's more organized than the typical family annihilator, with greater impulse control and a high level of sophistication.
Sıradan aile katilinden daha organize, çok becerikli ve dürtülerini kontrol edebiliyor.
We've got 5 families safely in protective custody.
- Beş aile koruma altına alınmış.
The family he's seeking to annihilate has expanded.
Ortadan kaldırmak istediği aile genişledi.
And now three families will have to bury their loved ones.
Ve şimdi üç aile sevdiklerini gömmek zorunda kalacak.
And in addition to two PTA presidents and an amazing doggy daycare,
İki okul aile birliği başkanı ve şahane bir köpek bakımevine ek olarak bir kullan at telefon numarası buldum.
Your cowardice shamed your family's name and standing.
Korkaklığın aile ismini ve duruşunu utandırdı.
Hmm. Family history as living art.
Sanat eseriyle yaşayan aile geçmişi.
That heirloom was important to my mother.
O aile yadigârı annem için önemliydi.
A revered Twi'lek heirloom passed from parent to child through generations.
Nesiller boyu ebeveynlerden çocuklara geçen saygı gösterilen bir Twi'lek aile yadigârı.
Worthless to outsiders, priceless to family.
Yabancılar için değersiz fakat aile için paha biçilmez.
My family legacy belongs to us alone.
Aile mirasım sadece bize aittir.
When I interviewed Lori Hammond, she told me the Montclair cell number was part of her cellphone's friends and family plan.
Lori Hammond'la konuştuğumda, bana Montclair telefon numarasının aile planının, arkadaşlarının ve cep telefonunun bir bölümü olduğunu söyledi.
But what I just learned is that her most complicated family relationship is with this guy.
Ama yeni bir şey öğrendim, en karışık aile ilişkisi bu elemanla.
He want them to patch things up so they can be a family again, and, today, Gabriel is flying in.
Yeniden aile olmak için aralarının düzelmesini istiyor, bu yüzden de Gabriel bugün geliyor.
So, I convinced Dad to let me have you over family weekend.
O yüzden aile haftasonu için babamı seni çağırmaya ikna ettim.
You want us to be a family again.
Sen de yeniden aile olmamızı istedin.
It's where the family struck gold, literally, back in 1849.
1849'da, aile gerçek anlamda... aile altını buldu.
Detective Murtaugh, I'm the Ashworth family's attorney.
Dedektif Murtaugh, Ashworth'lerin aile avukatıyım.
But in light of the circumstances, at this point we view this - as a family matter.
Fakat bu şartlar altında... bunu bir aile meselesi... olarak görüyoruz.
Her tale of matching costumes and family night?
Kostüm eşleştirmedeki yeteneği ve aile gecesi?
They're vetting a new family right now!
Şu anda yeni bir aile araştırıyorlar!
Dad made us have these family dinners.
- Babam bize aile yemekleri düzenlerdi.
Every year we do your family's traditions, which is fine.
Her sene sizin aile geleneklerini yapıyoruz, ki benim için sorun değil.
It's the perfect family costume.
Mükemmel bir aile kostümü bu.
Check that folder marked "Family Photos."
"Aile Resimleri" klasörüne bir baksana.
Nice family.
Güzel bir aile.
- You know, Beth's on the board.
- Beth okul aile birliğinde.
[Tom ] Friendship. [ stammers] And family.
Arkadaslik ve aile.
It's the family thing, so...
- Aile olayı.
As I went through medical school and I started working on my own as a physician
PRATİSYEN AİLE HEKİMİ Tıp fakültesinde okurken, asistanlığımı yaparken ve daha sonra hekim olarak tek başıma çalışmaya başladıktan bir süre sonra, insanlara gerçek anlamda yardım etmekte yetersiz olduğum için rahatsız olmaya başladım.