Alc traducir turco
1,250 traducción paralela
Your transceiver could be malfunctioning.
Alcı-vericin, arızalanmış olabilir.
The subspace transceiver's malfunctioning.
Altuzay alcı-vericisi çalışmıyor.
I see an alc controller.
Ekstra enjektör regülatörü görüyorum.
Yeah, but I had the cast on, I couldn't get a good grip.
Evet, ama elim alçılıydı, tam kavrayamamıştım.
If you told me you'd found, say, a giant footprint I might send an expert to make a plaster cast of it.
Dev bir ayak izi bulduğunu söyleseydin, alçı kalıbını çıkarmak için bir uzman gönderebilirdim.
And let him have some plaster, or some loam, or some rough-cast about him to signify Wall.
Hayır. Hayır. Üzerinde de alçıdan bir süsleme olur ve gerçekten bir duvara benzer.
Do you know how hard it is to decide between sponging, glazing and spackling?
Boya, cila ve alçı arasında tercih yapmak ne kadar zor bilseniz.
The doctor put her in a body cast, but also strapped her down.
Doktor onu alçıya aldı, ama aynı zamanda kayışla bağladı.
Our beryllium sphere is wire with plaster around it.
Bizim berilyum küremiz üstü alçı kaplı telden oluşuyor.
They should take off this plaster.
Ama neden bilmiyorum. Alçıyı hala çıkarmıyorlar.
His leg is in a plaster cast.
Ayağında alçı var efendim.
Your leg is in plaster and the wound is yet to heal.
Bacağınız hala alçıda ve yaralarınız iyileşmedi.
When will you cut it?
Peki Doktor, alçım ne zaman çıkarılacak.
- And the plaster casts?
- Alçılar ne oldu?
No, I had my leg in a cast for three months.
Bir keresinde bacağım 3 ay alçıda kalmıştı.
You'll get a cast that goes from elbow to fingers.
Dirsekten parmaklara kadar alçıya alınacak.
A cast or a sling to get me out of this fundraiser tonight.
Bir alçı ya da bir kol askısıyla bu geceki yardım yemeğinden kurtulurdum.
- I'd be in traction for the season.
- Sezon sonuna kadar alçıya alınırım.
Once I'm of this body cast, I'll do enough living for me and Bill.
Bu alçıdan kurtulunca, kendim ve Bill'e yetecek kadar yaşarım.
- [Plaintive Meowing ] - [ Gasps] You papier-mached my cat?
Kedimi alçıyla mı sardın?
Now find two guys who can put decent grout around your bathtub.
Şimdi küvete alçı dökecek adam yok.
Maximum terrain 220 meters over mean surface, largely cinder and gypsum with some evaporite deposits.
Maksimum arazi yüzeyden 220 metre yüksekte çoğunlukla kül cürufu ve alçıtaşı ;
I'm coming with my leg in a cast.
Bacağım alçıda geleceğim.
No more cast.
Artık alçı yok.
- She's stabilized and in intensive care.
- Alçıya alındı ve yoğun bakımda.
I think I need a splint or somethin'.
Alçıya mı aldırsam, ne yapsam? .
Maybe a bit of plastering over there...
Belki şuraya da biraz alçı...
They had plaster in their mouths to stop them from screaming.
Onların çığlıklarını susturmak için ağızlarına alçı doldurdular!
Why am I still in a cast?
Şu alçıdan da bıktım artık!
Is this a fad?
Alçıya alınmak moda mı oldu?
Although not actually symmetrical most faces appear that way and the thin layer of slip makes the plaster and clay appear seamless.
Ama tam simetrik olmaz. Çoğu yüz öyle görünür ama değildir. İnce bir tabaka şekillendirici sürünce de alçı ve kil arasındaki izleri yok eder.
Why'd another doctor put a cast on?
O zaman neden kolu alçıya alınıyor?
- Casting her.
- Alçıya alıyorum.
- Did she ask you for a cast?
- Alçıyı kendi mi istedi?
- I've done enough casting for one day.
- Bugün yeterince alçı yaptım.
Put a cast on it.
Alçıya alın.
It's gonna need a cast.
Alçıya alınması gerekiyor.
You're wearing a cast.
Alçın var.
All right, listen. Try to keep this cast clean.
Dinle, bu alçıyı temiz tutmaya çalış.
This cast is real itchy. And I tried to scratch and the fork got stuck in there.
Bu alçı çok kaşındırıyor ve kaşımaya çalıştım ama çatal oraya sıkıştı.
Marge, we'll just get this cast off and you can go home to -
Marge, şimdi alçıyı çıkaracağız. Evine gide...
- Well, it has been a week.
- Bir haftadır alçı var.
They tape it up and send you home.
Alçıyla eve gönderirler.
Skim coat.
Alçı saten.
But don't you think that Rafe wasn't back up there next day, cast and everything, telling me to make some adjustments on those wings.
Ertesi gün Rafe ayağında alçıyla yeniden yukarı çıkıp kanatlarda ne gibi değişiklikler yapacağımı anlattı.
- Not with that cast on you're not.
- Kolundaki alçıyla olmaz.
This is Princess Buyong chased by YUAN, I am heading to the clay fortress.
Bu prenses BuYong YUAN tarafından yakalanmış, Ben doğruca alçık kaleye gidiyorum
Home with his family. Arm in a cast.
- Evde ailesiyle kolu alçıda.
This. Fake. You know, a little glue, papier-mâché.
Bilirsiniz, biraz yapıştırıcı, alçı belki biraz da kurşun.
I got it.
Bu bayan 10 tonluk bir otobüsle böcek çorbası yapıyor ama ona alçıdan bir kafa gösterince, tedirgin oluyor. Ben alayım.
Gunn, you do know it's not papier-mâché.
Gunn, biliyorsun bu alçıdan yapılmamış.