Alley traducir turco
4,817 traducción paralela
Homeless guy assaulted in an alley.
Bu ara bir sokakta saldırıya uğramış bir evsiz sadece.
Our victim is heading down the alley, he gets attacked from behind.
Kurbanımız ara sokakta yürürken arkadan saldırıya uğramış.
Yeah, still working on our alley John Doe, but I found this in one of the wound tracts.
Evet, Hala bizim ara sokakta vurulan kimliksiz üzerinde çalışıyorum. Kemiklerinin birinde bunu buldum.
Any one of them could've followed him back into the alley, right?
Herhangi bir onu ara sokağa kadar takip etmiş olabilir değil mi?
You whack guys in the alley.
Şimdi adamları ara sokaklarda bıçaklıyorsunuz.
Homicide, guy's luck ran out in the alley.
Cinayetle birlikte adamın şansı ara sokakta bitti.
Yeah, and then the goon follows him to the alley and kills him around 3 : 00.
Evet. Sonra bu kiralık katil kurbanı ara sokağa kadar takip etmiş. Ve onu sabaha karşı 3 : 00 gibi öldürmüş.
Maybe another homeowner walks in on Sikes, gets a good look at him when he's in their house, two nights ago sees him again in the alley, after he was rolled by Alonzo Pierce.
Belki de başka bir evin sahibi Sikes'a gitti. Onlara evde iyi gözükmek için. 2 gece önce Alonzo Pierce onu tekrar ara sokakta gördü.
It's more up your alley.
Bu biçilmiş kaftan daha fazladır.
We wanna be playing a saxophone in an alley... and have you walk by in a miniskirt with a purse with gems.
Biz ara sokağın birinde saksafon çalarken mini etekle ve taşlı bir çantayla sizin yanımızdan geçmenizi istiyoruz.
You really think he's gonna send us to a bowling alley?
Gerçekten bizi bowling salonuna göndereceğini mi düşünüyorsun?
Oh. It's a bowling alley.
Bowling salonu.
Hurry, Sheldon and Penny were right behind us in the bowling alley.
Çabuk ol, Sheldon ile Penny bowling salonunda tam arkamızdaydılar.
None of you will make it past the alley.
Hiçbiriniz o sokağı geçemeyecek.
Parked the car in the back alley, jumped the fence.
Arabayı arka sokağa park ettim çiti atladım.
He's headed for the back alley!
Gidiyor arka sokağa!
He's in the alley on the other side of it.
Onun arkasındaki ara sokakta.
Which bowling alley was that?
- Bu bowling salonu nerede?
I pursued him into an alley where he took several swings at me with a pipe.
Dar bir sokağa onu takip ettim birkaç hali nereye götürdüğünü bir boru ile bana.
And then chased him down an alley where I was able to tackle him and place him under arrest.
Ve sonra onu kovaladı bir sokak aşağı kabul etmek o onu çözmek ve onu yer tutuklu.
I would love to go in with you as your backup, but Officer Janko walked down that alley alone.
Gitmek isterdim senin gibi yedekleme ile ama Memur Janko yürüdü o sokağa yalnız.
There's a window at the back - we can drop into the alley.
Arkada bir pencere var, onu sokağa atabiliriz.
Wouldn't want to run into one of these guys in a dark alley.
Bunlarla karanlık bir geçitte göz göze gelmek bile istemezsiniz.
Isn't she the one from the alley?
Sokakta yanında gördüğüm kız değil mi?
It's like back-alley lasik.
Herhangi göz doktorunda yapılabilir.
But it looks like she's in an alley.
Ama dar bir yolda gibi.
It's parked in the alley behind Greenmount at 25th.
25. sokakta Greenmount'un arkasındaki dar geçide park etmiş.
All right, I'm-I'm at the alley near 22nd and 2nd.
22. ve 2. caddenin oradaki ara sokağa geldim.
After Jane returned to the roof, he went down a fire escape to the south alley.
Sonra Jane döndü tavana, aşağıya indi yangın merdiveni güney alley.
But I didn't have a line of sight to the alley.
Ama yoktu bir görüş hattı alley.
A dark alley?
Karanlık bir sokak?
Funny us both passing through this shady back alley
İkimizin de aynı zamanda bu karanlık sokaktan
I'll meet you in the alley.
Vadide buluşuruz.
I tried, but the bouncer told me to wait in the alley for my mother like all the other children.
Fakat güvenlik bana tüm diğer çocuklar gibi dışarıda annemi beklemem gerektiğini söyledi.
One that will take place outside of an alley and nowhere near a dumpster.
Dışarıda ki bir sokakta ya da çöplüğe yakın olan bir yerde değil.
They'll most likely bring him through this back alley, here.
Büyük bir ihtimalle onu arka sokaktan getirecekler, buradan.
Only a few structures in the vicinity have the heightened position to give you an angle on that alley.
Çevrede sana o sokağı istediğin açıdan görebileceğin yüksekliği verebilecek bir kaç bina var.
Now this is a dish right up my alley.
Artık dar sokağımın yemeği.
And a couple hours later I found him and Melissa in the alley.
Birkaç saat sonra onu ve Melissa'yı sokakta buldum.
Unit 3, left turn in 50m, head to the back alley.
Birim üç, 50 metre sonra Yongmun sokağının girişinden sağa dön.
In the small alley in the dark?
Hemde bu küçük ve karanlık sokakta öylemi..
You know the alley behind Quasar? Yeah.
Quasar'ın arkasındaki dar geçidi biliyor musun?
The brother, you put a skateboard on him, strapped him to a skateboard.. And, toss him down an alley at some pins.
Ağabeyini kaykay gibi giydirip bir kaykaya bağlayıp ağaçlıklı bir yoldan aşağı doğru fırlatıyorsun.
Ate fries at the bowling alley.
Bovling salonunda patates kızartması yedik.
And the redhead in the bowling alley?
Bovling salonundaki kızıl saçlı var ya?
Look, Vern, I need you to meet me at Cortlandt Alley in 10 minutes, please.
Vern, lütfen 10 dakikaya Cortlandt Yolu'nda buluşalım.
- I can't find a town or even a bowling alley called River's End.
Ne bir kasaba, ne de River's End denen bir bowling... salonu bulamıyorum.
Do you know a human was killed in that alley tonight?
O yolda bu gece bir insan öldürüldüğünü biliyor musun?
Wonhyo mall alley.
- Wonhyo alışveriş merkezinin önüne.
Why the alley?
Evet.
Right up you alley.
- Biçilmiş kaftan.