Altitude traducir turco
1,346 traducción paralela
- Altitude.
- Ve de irtifa.
If the engines fail, sacrifice altitude to maintain airspeed.
Eğer motorlar durursa, hızınızın sabit kalması için irtifayı gözardı edin.
Low altitude, approximately 175 kilometres per hour.
Düşük irtifa, saatte yaklaşık 1 75 kilometre hızında.
-'Not at this altitude.'keep an open channel.
- Bu yükseklikten hayır.
The high-altitude, low-opening jump, the HALO jump is where we get the most fatalities, so listen up.
Yüksekten, düşük mesafe atlayışları, HALO, en fazla ölümlere neden olur.
Sorry, my pen burst in the altitude.
Afedersiniz, basınçtan kalemim patladı da.
- Any changes in altitude?
- İrtifada değişiklik var mı? - Hayır.
His altitude's dropping.
İrtifa kaybediyor.
Altitude, 12 kilometers.
İrtifa 12 kilometre.
Altitude :
Yükseklik :
altitude : 15 kilometers.
İrtifa 15 kilometre.
altitude : 800 meters and climbing.
İrtifa : 800 metre ve yükseliyor.
We'll take a low-altitude ship to another continent.
Başka bir kıtaya gidecek, alçak irtifa gemisi alacağız.
Yeah, but the position he was found in, stuffed in a crevice at high altitude, he may have frozen fast enough to avoid being eaten.
Evet, ama bulunduğu pozisyon, yani yüksek rakımda böyle bir yarıkta sıkışmışsa yenilemeyecek kadar kısa sürede donmuş olabilir.
At 19 : 52, flight 549 dropped from an altitude of 29,000 feet.
Saat 19 : 52'de, uçak yaklaşık 9000 metre yükseklikten düştü.
About 45 seconds later, we got an altitude reading of triple-x.
45 saniye kadar sonra uçağın yüksekliğini XXX olarak kaydettik.
You're losing altitude.
İrtifa kaybediyorsun.
Get some altitude.
Haydi, haydi.
[Narrator] As the climbers go higher, they risk altitude sickness.
Dağcılar yükseldikçe, rakım hastalığını riske ederler.
[Jamling] At this altitude your mind runs in slow motion.
Bu yükseklikte aklınız ağır çekimde çalışır.
We're not getting any altitude.
Daha fazla irtifa kazanamıyoruz.
Meredith isn't used to the altitude.
Meredith rakıma alışkın değil.
And when we released, you know, I cut as hard as I could, tried to gain some altitude and still keep her from stalling.
Ve bizi bıraktıklarında doğru açıyı yakalamak ve irtifa kazanmak için elimden geleni yaptım, ancak planörün dengesi bozulmuştu bir kere.
Unable to maintain altitude.
İrtifa kaybediyorum.
I'm unable to maintain altitude.
İrtifa kaybediyorum.
And still losing altitude.
HaIa dü üyoruz.
They'd be above you because we had a maximum altitude and they'd go off firing military equipment.
Tepemizde olabiliyorlardı çünkü çıkabileceğimiz maksimum yükseklikteydik ve askeri ekipmanları ateşleyerek giderlerdi.
I reminded him that we had a cover story that we would use, that the plane was a high altitude weather plane and it must have been off course and so on.
Ona örtbas amaçlı bir hikayemiz var ; uçağın yüksek irtifa meteoroloji uçağı olduğunu ve muhtemelen rotasından çıkmış olabileceğini söylemesini hatırlattım.
It was not a high altitude weather plane, it was a spy plane and we know all of that and demanded an apology from the United States.
Yüksek irtifa meteoroloji uçağı değildi bir casus uçaktı tüm bunları biliyoruz ve Birleşik Devletler'den bir özür bekliyoruz.
- What's our altitude?
- Yükseltimiz ne?
- It must be the altitude.
- Burnumdan neden buzlar sarkıyor öyleyse? - Yüksektesin ondandır.
Altitude 150 kilometers.
Yükseklik 150 kilometere
You could thermalize at this altitude.
Bu irtifada buharlaşabilirsiniz.
The craft suddenly lost altitude at 2317 hours over highway 375.
Uçak 23 : 17'de 375. Karayolunda irtifa kaybetti.
See, that rocket fell for about 14 seconds, which means... that it flew to an altitude of 3,000 feet... according to the equation...
Bakın, roket 14 saniye kadar düşme hareketi gerçekleştirdi,... bu da eşitliğe göre 3000 fit yüksekliğe... çıktığını gösteriyor...
"S" equals one-half "A-T" squared... where "S" is the altitude, "A" is the gravity constant, or 32... and "T" is the time it took for that rocket to come back down.
Bu eşitlikte "S" eşittir bir bölü iki "A-T" kare... burada "S" yükseklik, "A" yerçekimi ivmesi,... ve "T" de roketin yere inene kadar geçen zaman.
What brings you down this altitude?
Bu yükseklikte ne işin var?
Don't ask so many questions or I'II give up the ghost too... at this altitude.
Bu yükseklikte bu kadar çok soru sormaya devam edersen ben de boğulacağım.
Only one reptile nests at this altitude.
Bu yükseklikte sadece bir sürüngenin yuvası olabilir.
We're losing altitude.
Yükseklik kaybediyoruz.
They're at an altitude of 2,000 meters and charging weapons.
İrtifaları 2,000 metre ve silahlarını yüklüyorlar.
What altitude do we need on this planet, Tom, before we can go to warp?
Warp hızına geçmeden önce ne kadarlık irtifa ya ihtiyacımız var, Tom?
We're losing altitude.
İrtifa kaybediyoruz.
Voyager shields are weakening, but they're gaining altitude again.
Voyager'ın kalkanları zayıflıyor, ama yeniden irtifa kazanmaya başladılar.
Altitude?
İrtifa.
At your altitude?
Senin irtifada mı?
'It was the first time anyone went to such a high altitude.'
İlk kez bu kadar yüksek bir irtifaa çıkılıyordu.
Below a certain temperature, above a certain altitude, it may be frosting all the high peaks of Venus.
Belli bir ısının altında, yani belli bir irtifaın üstünde Venüs'ün yüksek tepeleri için kaplama vazifesi görecek duruma gelebilir.
It is just possible that the hot region exists at a high altitude, in the ionosphere of Venus. The surface temperature could then be Earth-like, and life could exist there.
Bu sıcak bölge ; yüksek irtifada, iyonosferdeyse, yüzeydeki ısı Dünya'ya yakın olabilir ve bildiğimiz anlamda hayat varlığını orada idame ettirebilir.
'We didn't expect to find active volcanic eruptions throwing material from a volcanic vent to an altitude of a couple of hundred miles,
Volkanik bir delikten 300 kilometre yüksekliğe madde fışkırtan faal volkanik patlamaların olmasını gerçekten beklemiyorduk.
We need altitude or it'll suck us down.
Yükselmeliyiz, yoksa bizi yutacak.