Anaïs traducir turco
132 traducción paralela
I've loved you since we were children, Anaïs, but I've always had a fear that... - I wouldn't be able to...
Seni çocukluğumdan beri seviyorum, Anaïs ama sanki başaramayacakmışım gibi bir korkum hep oldu.
My wife, Anaïs Nin.
Eşim Anaïs Nin.
How are you, Anaïs?
Nasılsınız Anis?
- Eduardo Sanchez, Anaïs'cousin.
Eduardo Sanchez Anaïs'in kuzeni.
Anaïs is writing a book about Lawrence.
Anaïs Lawrence üzerine yazıyor.
- Oh, God, Anaïs. I forgot.
- Tanrım, Anaïs.
Anaïs, meet my wife June.
Anis, eşim June'la tanış.
It's as if you painted each room for a different mood, Anaïs.
Sanki her odayı farklı bir ruh hali için boyamışsın Anis.
It's Anaïs.
Adım Anaïs.
Henry gets everything wrong... Anaïs.
Henry her şeyi yanlış aktarıyor Anaïs.
Anaïs, you are so absolutely right.
Anaïs, kesinlikle haklısın.
Always merry and bright, Anaïs.
Her zaman neşeli ve parlak Anis.
Especially one run by Ana'l's.
Madame Anais.
Madame Ana / is, 17, cite Jean de Saumur.
Madame Anais. 11 Cité Jean de Saumur.
L'm Madame Ana'l's.
Ben Madame Anais.
You think mine is really Ana'l's?
Benim adımın Anais olduğunu mu sanıyorsun?
Ana'l's, a bottle of bubbly, and quick!
Anais, bir tane daha. Acele et!
- Madame Ana'l's?
- Madam Anais?
Madame Ana'l's!
Madame Anais!
What?
- Madame Anais! - Ne?
Hello, Ana'l's.
Merhaba, Anais.
Ana'l's?
Merhaba, Anais.
Nothing's changed here.
Hiç bir şey değişmemiş Anais.
Since you weren't at Ana'l's's anymore, I thought I'd pay you a visit, see how you're doing.
Daha fazla Anais'te olmayacağına göre... düşündüm ki seni bir ziyaret edip... neler yapıyorsun diye bakabilirim.
He really got to her when he told her about that time in Paris when he got drunk with Anais Nin.
Paris'te geçirdiği zamanları ve Anais Nin ile sarhoş olduğunu anlatınca hatunun ilgisini çekti.
I've loved you since we were children, Anais.
Seni çocukluğumuzdan bu yana seviyorum, Anais.
- Anais Nin.
Karım.
- How are you, Anais?
- Anais Nin. - Nasılsın, Anais?
Eduardo Sanchez, Anais'cousin.
Eduardo Sanchez, Anais'in kuzeni.
Anais, you ought to read Henry's stuff.
Anais, Henry'in çalışmalarını okumalısın.
Anais has been writing a book about Lawrence.
- Ne yazdığı ile ilgilenmiyorum. Anais, Lawrence hakkında bir kitap yazıyor.
Anais, meet my wife June.
Anais, karım June ile tanış.
It's as if you painted each room for a different mood, Anais.
Nerdeyse her odayı farklı ruh halin için boyamış gibisin, Anais.
It's Anais.
İşte Anais.
Look what you've done to Anais.
Anais e neler yaptığına bir bak.
Anais, I don't know how much I dare write you.
Anais, seni yazmaya nasıl cesaret ettiğimi bilmiyorum.
Anais, what?
Anais, efendim?
Be careful, Anais.
Dikkatli ol, Anais.
Anais was reading this.
Anais bu konuda okuyordu.
It's Anais.
Anais.
Anais, what's happened to Henry?
Anais, Henry'e ne oldu?
Anais, I'm so happy for you.
Anais, Senin için çok sevindim.
- No, Anais.
- Hayır, Anais.
And the fact that you're taking advantage of Anais.
Ve Anais'ten faydalanıyor olduğun geçeğinden.
Am I right, Anais?
öyle değil mi, Anais?
Even Anais agrees that you distorted me in your book.
Anais bile kitabında beni çarpıttığında hemfikir.
Anais, don't go.
Anais, gitme.
I'm the wrong woman for you, Anais.
Senin için yanlış kadınım, Anais.
Get some sleep, Anais.
Biraz uyu, Anais.
Anais.
Anais.
- Anaïs, you should read Henry's stuff.
Anaïs, mutlaka Henry'yi okumalısın.