And all of a sudden traducir turco
1,846 traducción paralela
And all of a sudden, all hell breaks loose, right?
Ve birden kıyamet koptu.
And all of a sudden, the jaybird woke up.
Ve sonra birden karga tekrar gözlerini açmıştı.
And all of a sudden, I look up and... there's this girl across the street underneath an umbrella.
Sonra aniden yolun karşısında, şemsiyenin altında bir kız gördüm.
You know, I have a bunch of great ideas, and they seem like great ideas for about 10 minutes, and then I'm sitting here for a while and all of a sudden they seem stale.
Aslında birçok güzel fikrim var, ve hep 10 daka kadar harika bir fikir gibi geliyorlar, ve sonra burada oturuyorum ve tüm o fikirler bayatlamış geliyor.
So I'm reading this, and all of a sudden I start hyperventilating because there it is right in front of me in Ubilla's last letter to Francesca.
Bense soluk soluğa kalmış şekilde kitabı okuyordum. Çünkü Ubilla'nın Francesa'ya yazdığı son mektup karşımdaydı.
Now, Tommy, you were just sort of cleaning your BB gun and all of a sudden it went off like that?
Şimdi, Tommy. Sen sadece pompalı tüfeğini temizliyordun ve birdenbire böyle ateş mi aldı?
And all of a sudden, nobody knows what they want anymore.
Demek istediğim istediklerini bilmek güç.
We're chatting away and all of a sudden you turn to me and you ruffle my hair.
Biz muhabbet ediyoruz ve sen bir anda dönüp saçımı karıştırıyorsun.
Okay, I make one little mistake And all of a sudden I'm judas?
Yani, küçük bir hata yaptım diye Yehuda mı ilan edil'cem?
He was standing there and all of a sudden...
Orada öylece duruyordu ve birden...
First couple of weeks, we were doing it three times a day all over town, and all of a sudden, nothing.
İlk birkaç hafta şehrin her yerinde, günde üç kez yapıyorduk. Ama birden bire tık çıkmaz oldu.
And all of a sudden I've found myself somewhere I hadn't... I've never been before
.. sonra ait olduğumu emin olmadığım bi yerde buldum kendimi
The driver was having trouble breathing, and he slumped over, and all of a sudden, we were upside down.
Şoför zorla nefes alıyordu sonra kendin geçti ve birden bire devrildik.
"And all of a sudden, I am so totally really, really into you too, wow."
"ve birden, bende sana çok aşığım, WOW."
Thirty-two years, and all of a sudden he's got all these friends.
32 yıl oldu ve birdenbire tüm bu arkadaşlar ortaya çıktı.
I didn't believe him at first, and I watched him do a set at the Laff Stop and all of a sudden it was like, "Oh, my God." Bill was back.
Ve daha sonra Laff Stop'daki tavırlarını izlemeye başladım. Her anı şaşılacak gibiydi. Bill "geri dönmüştü".
So, I take you off the case and all of a sudden she changes her story. - That looks real clean.
Seni bu davadan aldım ve aniden Hannah, hikayesini değiştiriyor.
And all of a sudden I get this hit, you know, Iike you, and I feel that she's gonna say this, "Twelve items or less."
Ve birden şu hisse kapılıyorum, tıpkı seninki gibi, ve bana "12 ürün ve aşağısı" diyecekmiş gibi bir his geliyor.
I've seen guys win the first four or five rounds, and all of a sudden, they go down, because they get tired.
İlk dört veya beş raundda kazananları gördüm, birdenbire yığılmaya başladılar. Çünkü yoruldular.
So you're walking down the street, and all of a sudden you hear... hey, sweet lips, I like that ass.
Yolda yürüyorsunuz, ve birden... "Hey, bal dudaklı, o poponu çok sevdim!"
I mean, the kids are finally gone now, and all of a sudden Jake is back, and I get to take care of him in some way.
Yani, çocuklar sonunda evden ayrıldı, ve Jack birdenbire geri döndü. Ve benim de onunla bir şekilde ilgilenmem gerekiyor.
This aircraft was five miles out, and all of a sudden we have no response to that aircraft.
Uçağın havaalanına mesafesi 8 kilometreydi, sonra aniden uçakla irtibatımız kesildi.
I call back after my plane landed in Indiana just to check in with my office, and all of a sudden we've got this crisis on our hands and that I'm gonna have to vote when I come back Monday
Uçağım Indiana'ya indikten sonra... haber vermek için öylesine ofisimi aradım ansızın kendimizi nur topu gibi bir krizle buluverdik.
We're talking about Jacky, Sardinia, casinos, you tell me to butt out and all of a sudden :
Hayır. Jacky'den, Sardinya'dan, kumarhanelerden bahsediyoruz. Bana burnunu sokma diyorsun ve birden kalkıp "iyi haberlerim var" diyorsun.
And all of a sudden, these lights Started flickering on and off in the tunnels.
Ve aniden, ışıklar tünellerde yanıp sönmeye başladı.
And all of a sudden, I knew what my essay was gonna be about.
Ve sonra birden, başvuru yazımın konusunun ne olacağını buldum.
But lo and behold, we're about to hit the tarmac... when all of a sudden, the plane gears up... and we're back up in the air.
MANNERS-COLONIAL HASTANESİ 17 : 01 Yere değmek üzereyken birdenbire uçak hızlandı ve biz yine havalandık.
- Isn't it weird the way fathers who have families and children all of a sudden think they're gay?
Aile ve çocuk sahibi babalar olarak, onların bir anda eşcinsel olduklarını düşünmemiz tuhaf değil mi?
So I sat with him there... ... watching old Ben Burns coming aroυnd the last turn of the 43 Prix and... ... all of a sudden, Pops started screaming.
Gidip yanına oturdum ve Ben Burns'ün 1943 yılı Grand Prix'sinde son turunu izliyorduk ki birden bire, babam bağırmaya başladı.
I mean, could you imagine it? You think you're on a date, and then all of a sudden, police are everywhere.
Düşünsenize Biriyle çıkıyorsunuz ve birden etrafı polisler sarıyor.
You lock me up for four years and now, all of a sudden, you want to... Offer you a job.
Beni dört yıl boyunca hapiste tuttunuz şimdi de kalkmış İş teklif ediyoruz.
And then all of a sudden they came after us.
Aniden üzerimize gelmeye başladılar.
So then, all of a sudden, he looks at me and says,
Ve aniden bana bakıp şöyle diyor...
You've been ducking me and then, all of a sudden- -
Beni hep tersledin ve sonra birdenbire...
All of a sudden, Hope was there... with all her big city dreams for me... and my two worlds collided.
Hope, benim için hayal ettiği büyük şehir düşleriyle gelmişti ve bir anda iki dünyam çekişmeye başlamıştı.
- Okay, first of all, stop calling me "Lucy." My whole life it's been "honey" or "baby" or whatever, and now all of a sudden it's "Lucy."
- Tamam, ilk olarak bana "Lucy" demeyi bırak. Tüm hayatım boyunca "tatlım" veya "bebeğim" ya da öyle bir şey diyordun. Ve şimdi birdenbire "Lucy" diyorsun.
And now all of a sudden, out of nowhere, it's too dangerous?
Şimdi birdenbire çok tehlikeli mi oldu?
Then all of a sudden last week she stops buying it and says...
Ve geçen hafta birden bire, onu almadı ve dedi ki...
I found this hair growing out of my ear, and now it's like, "Am I getting old all of a sudden?"
Geçen gün kulağımda kıl buldum. Ve artık "galiba yaşlanıyorum" diyorum.
You just quit all of a sudden, and I didn't know if I would have a chance to say goodbye or whatever.
Aniden işi bıraktın... Ve ben hoşçakal deme şansım olacak mı bilemedim.
Our Navy boys out there enjoying the bright Hawaiian sun, when all of a sudden, here comes the Japs flying in low and fast.
Donanmadaki askerlerimiz Hawai'nin parlayan güneşinin tadını çıkartırlarken ansızın Japon uçakları alçaktan ve hızlı bir şekilde onlara doğru yaklaşıyordu.
All of a sudden, there were guns going off and everything.
Bir baktım ki silahlar falan ateşlendi.
All of a sudden these squishy tentacles just shot down... Sucked him up, and he's... gone.
Ve birdenbire şu ıslak dokunaçlar inivermeye başladı... onu çektiler ve.. gitti.
Then all of a sudden he could really be bold and really say what he wanted and not be concerned.
Sonra aniden cesur ve istediğini söyleyen ama rahatsız edilmeyen biri haline geldi.
You know, it was just like that feeling of just falling into a tunnel and going, "Oh, God, everything makes sense all of a sudden."
Bir tünele girmek gibi histi. "Tanrım, şimdi her şey anlam kazanıyor."
And then, all of a sudden, they're graduating, they're getting jobs, and they're getting married, and, you know, I'm a grandparent.
Sonra birden okul bitiyor, işe giriyorlar, evleniyorlar, bir de bakmışsın dede olmuşum.
Yeah, I love it when you go shopping and then, all of a sudden, presto! There's something there that makes the place less... simple.
- Evet, sen bir alışverişten döndüğünde mekanı bir anda daha az... basit hale getiren bir şeyle karşılaşmak hoşuma gidiyor ya.
... walk away with this thing and now, all of a sudden...
... bu durum hızla değişti ve birden- -
And then all of a sudden, you're with Johnny?
Ve birden Johnny'le çıkmaya başlıyorsun.
All of a sudden as they start moving through the garden, I can kind of almost see their chest cavity expand and their shoulders go out.
Bahçeden geçerken birden göğüs boşluklarının genişlediğini ve omuzlarının dışarı çıktığını görebiliyorum.
And then... all of a sudden, he... starts moving up my thigh, sniffing.
Ve sonra, Birdenbire, Koklayarak taytımı sıyırmaya başladı