And one more traducir turco
6,089 traducción paralela
Leave us alone, Aubrey. And one more thing :
- Ayrıca turun falan olmadığını biliyorum.
Yeah, and they would have a point of view and one more perspective.
Evet, iyi bir gösteri olur, herkes sever. Farklı bir bakış.
And one more thing.
Bir şey daha var.
One thing I've learned from your mother's many lectures and insights on pregnancy is that there are some days when it's more likely and days when it is less likely.
Annenin verdiği derslerden ve Hamilelik sezgilerinden öğrendiğim bir şey de Bazı günler olması daha muhtemel Bazı günler de ise daha az muhtemel.
In fact... I'm gonna rock your world for one more hour, and then I'm gonna kick some ass in court.
Hatta, önce bir saatliğine dünyanı şaşırtayım sonra da gidip mahkemede birilerinin canına okuyayım.
And I can't spend one more second of it without you.
Ve sensiz bir saniye bile geçiremiyorum.
One more thing and it's a hat trick.
Bir hamle daha, üst üste üçüncü sayı olacak.
Now he has more safe houses than the CIA, he trusts a very small group of people, and, sadly, I'm not one of them.
Şu anda CIA'den fazla güvenli evi var. Çok az insana güvenir ve ne yazık ki ben onlardan biri değilim.
I figured a four-legged wingman would help and I thought if one dog got me attention, then two dogs might get me a little more.
Sonra fark ettim ki dört ayaklı dostlarımız bu konuda yardımcı olabilir, iki köpekle daha çok şansım olur.
She probably puts in her mouth every night before bed and says, "just one more day."
Muhtemelen yatmadan önce her gün ağzına sokup "bir gün daha" diyordur.
If you had one more moment, before you shot him in the back of the head so heroically, if he was sitting right here, and you could say anything you want, - what would you say? - Skye!
Kafasının arkasından kahramanca vurmadan önce biraz daha vaktin olsa burada oturuyor olsa ve istediğin her şeyi söyleyebilsen ona ne derdin?
Walter Wallen never reviews more than one place in any town, and after what George did to our kitchen,
Hayır, Walter Wallen asla bir kasabadan iki mekanı değerlendirmez. George'un mutfağımıza yaptıklarından sonra, Fancie'nin bütün yardımlara ihtiyacı var.
I know the Pink Panthers are looking for one more member, and I know Boothe failed his audition.
Pembe Panterler'in bir tane daha üye aradığını biliyorum, ve Boothe'un elemeden geçemediğini de.
I have here more than 300 pages documenting illegal wiretaps, interrogations, and assassinations carried out by Northern Lights all using information from something called Research, and all from one two-week period.
Burada 300 sayfadan fazla yasadışı dinlemelerin yapıldığını gösteren belge var. Kuzey Işıkları'nın "Araştırma" isimli bir şeyden aldığı bilgiler sonucunda yapılan sorgular ve cinayetler. Ve 2 haftalık periyotlar halinde.
Oh, uh, yes, Dr. Brennan and I found evidence to suggest there may have been more than one assailant.
Evet, Dr. Brennan'la birlikte birden fazla saldırgan olabileceğine dair... -... kanıtlar bulduk.
If you utter one more insult to my queen, if you try to harm her in any way, I will have you drawn and quartered and your limbs fed to lions.
Kraliçeme bir daha hakaret edersen, ona zarar verirsen, uzuvlarını kopartıp aslanlara yem ederim.
One more and I'm going away for real time.
Üçüncüsü olursa, içeri girecektim.
But I told one guy to go home and spend more time with his son.
Ama adamın birine evine gidip oğluyla vakit geçirmesini söyledim.
We're investigating a series of murders, and we think the killer may have seen one or more of these victims at this coffee shop.
Seri cinayetleri soruşturuyoruz ve katilin bu kahve dükkânında bir veya daha fazla kurbanı gördüğünü düşünüyoruz.
One day retired and you're back for more.
Bir gün emekli oluyor ve daha fazlası için dönüyorsun.
I mean, one of the girls looked vaguely like Blake Griffin, but, you know, with more facial hair.
Kızlardan biri az biraz Blake Griffin'i andırıyordu ama çok daha tüylüydü tabii.
If I have to lay here one more minute, I'm gonna kill myself and then kill you.
Bir dakika daha burada yatacak olursam önce kendimi sonra seni öldüreceğim.
One more word that isn't specifically related to the case, and I will dismiss you, Ms. Warren.
Davayla ilgisi olmayan tek kelime daha edersen... -... seni kovacağım, Bayan Warren.
The game was that we were devoted to each other, and no one could ever come between us, that we loved each other more than anyone could ever love another person.
Birbirimize bağlı olduğumuz, aramıza kimsenin girmeyeceği ve aramızda, olabilecek en yoğun sevginin bulunduğu bir oyundu.
Ooh! More like one income and some pocket change.
İki değil, bir buçuk gelir sayılır bu.
One more time, and I'll bash your head in with this.
- Bir kere daha yaparsan kafanı bununla ezerim.
If there's two, there's probably more, and one of them usually knows the truth about what's happening.
Eğer varsa ikincisi ki muhtemelen vardır ve içlerinden birisi gerçekte olanları biliyordur.
People have jobs to do so that other people don't die, and tonight is more swamped than most nights, so you have one minute to say what you need to say, and then you gotta leave.
Ve diğer insanlar ölmesin diye yapmaları gereken işler var. Ve bu gece diğer gecelerden daha yoğun. O yüzden ne isteğini söylemek için bir dakikan var ve sonra gidiyorsun.
And if she is, it's just one more reason to loathe my brother.
Ve eğer öyleyse, ağabeyimden nefret etmek için bir sebep daha.
Baby, I love you so much, and, I mean, that cancer was one thing, but I don't know how much more of this I could take.
Seni çok seviyorum. Kanser olduğunda her konuda sana destek oldum ama buna daha ne kadar dayanabileceğimi bilmiyorum.
Just gonna grab it, and then probably walk right back through one more time.
Onu alacağım ve sonra da bir kez daha dışarı çıkıp gideceğim.
And I'll tell you one more thing I'm gonna do... I'm gonna toss you an apology.
Sana bir özür atacağım.
And what if there had been more than one of them?
Ya birden fazla kişi olsaydı?
She is off her rocker and she has run away with, from what I can glean, more than one lover.
Kontrolünü kaybetti ve bu yüzden de kaçtı. Buradan anladığım kadarıyla birden fazla sevgilisi de var.
One more day and we'll be there.
Bir gün sonra orada oluruz.
You go do your thing, get us the winning lottery ticket, and then we'd have more than enough to start over, and you wouldn't have to do one of your little spookie things ever again.
Numaranı yap, bize kazanacak bileti bul sonra bak bakayım yeniden başlayacak ne kadar şeyimiz oluyor. Ve bir daha o tuhaf numaralarını yapmana hiç gerek kalmayacak.
If you stay just one more day and help, I'll go with you to DC no matter what.
Bir gun daha kalip yardim edersen, ne olursa olsun sizinle Washington'a gelirim.
Look, you're behind one of these two doors and we have more than enough firepower to take down both.
Bu iki kapidan birinin ardindasiniz ve ikisini de alasagi etmeye yetecek kadar mermimiz var.
He met a brilliant medical student one summer in Greenwich Village in a bathhouse, and an even more brilliant woman on the stage in London.
Greenwich Köyü'ndeki bir hamamda fevkalade bir tıp öğrencisiyle tanıştı. Londra'da da muhteşem bir kadınla tanıştı.
We also have one half-eaten crab cake, a freezer full of frozen ones, and more than a little canine vomit.
Ayrıca yarısı yenmiş bir yengeç köftemiz, yengeç köftesi dolu bir buzdolabımız ve bir parça köpek kusmuğumuz var.
Oh, remember that one time you did a shitty kick flip and got more views than porn.
Bir keresinde nasıl da bir kickflip ile pornodan daha fazla izleyici toplamıştın, hatırlıyor musun?
Murderers, drug dealers, and sociopaths I've arrested, Each one a little smarter and more ruthless than the next.
Benim tutukladığım, katiller, uyuşturucu satıcıları ve sosyopatlar, hepsi birbirinden zeki ve acımasız.
It's just I know, now that you're presenting, you're prone to more serious thought, and I just wanted you to know that one's a loser.
Senin fikrinin akla daha yatkın olduğunu ama başarısız olmaya aday bir fikir olduğunu bilmeni istedim.
Mr Bricker, one more word and I will ask you to sit somewhere else!
Bay Bricker, bir kelime daha ederseniz sizden başka yere oturmanızı isteyeceğim!
'cause after you do this, I'm not gonna be the same person anymore, and... I wanted to be this person with you one more time.
- Çünkü sen bunu yaptıktan sonra artık aynı insan olmayacağım ve seninle bir kez daha bu insan olmak istedim.
My hope - and if there's this opportunity to talk about one's vision going forward with the trustees in June - my hope is that we can make that dialogue more central to what we're doing at exec and in some of our exhibition meetings.
Umarım... Haziran ayındaki yönetim kurulu toplantısında fırsat olursa bu tür bir diyalogu arttırmayı konuşabiliriz. Diyalogun karar alma süreçlerimizi ve sergilerle ilgili toplantıları nasıl besleyebileceğini konuşabiliriz..
I think these woodcutters are partly there to make it even more tragic, because they just keep going on and on and on.
Bence olayın trajikliğini daha da öne çıkartmak için burada oduncular resmedilmiş. Oduncular hiç durmadan, ara vermeden işlerine devam ediyor.
We have one answer and more questions.
- Hayır, elimizde daha fazla soru var. Bir cevap, birkaç da soru var.
Based on your state of dehydration and your level of malnutrition, I think it's been more like one or two months.
Dehidrasyon durumuna ve beslenme bozukluğuna bakarsak bir ya da iki ay olduğunu düşünüyorum.
She says that preschool is more important than college, but, you know, I didn't go to either one, and I think I turned out fine, so what are you gonna do?
Kreşin, üniversiteden daha önemli olduğunu söylüyor. İkisine de gitmedim ama ve bence güzel bir son getirdim. N'aparsın ki?
And treat your relationship like more than a one-night stand.
Ve ilişikilerini bir gecelik olarak yapma lütfen.
and one more thing 220
and one night 37
and one time 28
and one last thing 30
and one for me 24
and one by one 23
and one for you 40
and one other thing 34
and one of them 22
and one thing led to another 22
and one night 37
and one time 28
and one last thing 30
and one for me 24
and one by one 23
and one for you 40
and one other thing 34
and one of them 22
and one thing led to another 22
and one day 275
and one of you will be out 19
and one 183
one more time 797
one more 931
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one more minute 37
and one of you will be out 19
and one 183
one more time 797
one more 931
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one more minute 37