And quite frankly traducir turco
330 traducción paralela
And quite frankly, it's disturbing.
Açıkça söylemek gerekirse, bu sinir bozucu.
I've had two nervous breakdowns, three cases of the pox, an attack of German measles and quite frankly, I'm flaked.
İki sinir krizi, üç çiçek hastalığı, bir kızamıkçık vakası geldi. Çok yoruldum.
And quite frankly, I don't see any reason why you should live any longer!
Neden daha fazla yaşayacaktın?
My whole life has changed and quite frankly, I like the way it is.
Bütün hayatım değişti ve dürüst olmak gerekirse, bu şekilde olmasını seviyorum.
And quite frankly, they weren't having a very good time at the party.
Açıkçası, partide iyi zaman geçirmiyorlardı.
I'm offended. And quite frankly, I can't believe that you two think that this is some sort of silly joke.
Ve dürüst olmam gerekirse ikinizin bu saçmalığı şakadan saymanıza da inanamıyorum.
I was hired to coach the team, and quite frankly I don't need any help, particularly.
Takımın antrenörü benim ve dürüst olmam gerekirse yardıma ihtiyacım yok.
No, I got a girl coming over and quite frankly, you embarrass me.
Hayır, bir kız misafirim var ve açıkçası senden utanıyorum.
And quite frankly, for my first time out, I think I'm doing a hell of a job.
Açıkcası, bu ilk denememde, çok iyi bir iş çıkarıyorum.
I DON'T KNOW ANYTHING ABOUT YOU, AND QUITE FRANKLY... I'M SORRY- - I'M SORRY TO SAY THIS,
Hakkında hiçbir şey bilmiyorum... ve açıkça... kusura bakma- - bunu söylediğim için kusura bakma... ama sana güvenmiyorum.
And quite frankly, Mr. Shad.. .. this is the opportunity of a lifetime.
Ve samimiyetle söylüyorum, Bay Shad, bu, hayatının fırsatı.
I was gonna give it to one of my other guys, but it's an arty movie and quite frankly, they don't have the sensibility.
Başka bir adamıma verecektim ama sanatsal bir film olduğu için, adamlarımın hiçbiri o duyarlılığa sahip değil.
It's complicated, Buffy. And quite frankly, it's private.
Karmaşık bir durum Buffy ve açıkçası kişisel de.
It was Jen's idea, and quite frankly, a good one.
- Jen'in fikriydi.
Jen is on a date with this older guy, and quite frankly, I'm concerned.
Jen yaşlı bir adamla randevuda. Ve açıkçası, endişelendim.
Yeah, the condom came loose and quite frankly, I didn't need the extra friction.
Evet prezervatif gevşedi....... Ekstra sürtünmeye ihtiyacım olmadı.
And quite frankly, I don't know where else to turn.
Ve açıkçası, gidecek başka yerim kalmadı.
And quite frankly... I suppose... I lacked the courage.
Açık olmak gerekirse galiba benim cesaretim yok.
And those who want to be quite frankly cannot afford it.
Ve olsa bile, açıkçası buna paraları yetmez.
I hope, Cecily, I shall not offend you... if I state quite openly and frankly...
Umarım Cecily, dürüst ve açık konuşarak seni gücendirmem ama
I must say, quite frankly, Miss Cooper, I've never understood how you could tolerate such boorishness, and have done all this time.
Açıkçası, Bayan Cooper bu tür saygısızlıkları nasıl hoş karşılıyor hiç aklım almıyor.
I was interviewed in San Francisco and, I said, quite frankly... I said that perhaps a whole culture is changing.
San Francisco'da verdiğim bir röportajda belki de tüm kültürün bir değişim sürecinde olduğunu söyledim.
And I can state quite frankly that this day will not come.
Ve tüm kalbimle, açık yüreklilikle ifade etmek isterim ki o gün gelmeyecek.
We do need a pilot on this project... and, frankly, I considered your chances of survival quite remote.
Bu proje için, Bir pilota ihtiyaç olacak... ve açıkçası, yaşama şansınızın da oldukça yüksek, olduğunu düşünüyorum..
And, uh... uh, quite frankly, I was really not prepared for it.
Ve de açıkçası, bunun için hazırlıklı da değilim.
I've come to tell you everything and to deal quite frankly with you.
Ben buraya her şeyi söylemeye ve sizinle dostça bir anlaşma yapmaya geldim.
- And, quite frankly, I've adopted most of the ways...
- Ve açıkçası, ortalama bir ev kadınının...
Quite frankly, I'm sick and tired Of people accusing us of being ratings conscious.
Reyting takıntısı suçlamalarından bıktım.
And, sir, quite frankly, some of the things that you said about...
Ve, efendim, içtenlikle söyleyeyim, sözünü ettiğiniz şeylerden bazıları...
Quite frankly, we really don't know much about it at all, except that it starts with a conflict or a guilt and it leads to the patient's delusions that his body has been invaded by some alien intelligence :
Açıkçası bu konuda fazla bir şey bilmiyoruz. Sadece... bir çelişki ya da suçluluk duygusu... hastanın, bedeninin yabancı bir varlık tarafından... ele geçirildiğini sanmasına sebep olabiliyor.
And, sir, quite frankly, some of the things that you said about...
açıkçası, hakkında söylediğiniz şeyler...
Mr. Amedee promised to help us, and, quite frankly, it'd do you good to lose some weight.
Mösyö Amedéee bize söz verdi. açıkça, kilo vermeniz gerekiyormuş.
The way you simply answered all the questions and said quite frankly and honestly what it's like here.
Sorulara basitçe verdiğin cevaplar ve buradaki herşeyi oldukça açık ve dürüstlükle anlatman.
Hey, look, Warden, I done a little research on Strikersville Prison... and, uh, quite frankly the incidence of violent deaths that abound here about... suggest to me that you have severe shortcomings in your rehabilitation programme.
Bakın Müdür, Strikersville Hapishanesi ile ilgili küçük bir araştırma yaptım ve açık olursam, buradaki şiddet içeren ölüm vakalarının oranı bana rehabilitasyon programınızda ciddi kusurlar olduğunu gösteriyor.
I once played King Lear, and, quite frankly, that room would revive memories of rotten fruit.
Bir kere Kral Lear'ı oynamıştım ve açıkçası o oda, çürük domates anılarını canlandıracak.
And I'll tell you quite frankly, Audry, I'm worried
- Açıkçası endişeleniyorum biraz. - Ne hakkında?
Quite frankly, he needs a bath, and he won't listen to a word I say.
Kadın dünyasına hoş geldiniz, Erkeklerin hepsini öldürmeli
And thank heaven I have Lillian Oglethorpe, because, quite frankly, I enjoy the shade.
Neyse ki arkamda Lillian Oglethorpe var, çünkü gölgeyi seviyorum.
You see, we've become a society of peace-loving and understanding and we are, quite frankly, not equipped to deal with this situation.
Artık barışsever ve anlayışlı bir toplum haline geldik ve açık konuşmak gerekirse, bu durumla başa çıkacak donanımımız yok.
And here it is. Marge's husband doesn't earn much, and the family's a mess. And, quite frankly, I think she, um- -
Şöyle ki, Marge'ın kocası pek fazla kazanmıyor, aile karmakarışık ve bana sorarsanız, bence o...
So either Bok is wrong, and I'm not the father or Miranda decided to raise the child alone which, quite frankly, wouldn't surprise me.
Yani, ya Bok yanılıyor ve ben babası değilim ya da Miranda çocuğu tek başına büyütmeye karar verdi. Açıkçası bu beni şaşırtmaz.
Agent Scully, we have reviewed your reports and frankly we are quite displeased.
Ajan Scully,... raporlarınızı inceledik ve açıkçası, hiç memnun kalmadık.
The point is, Mr. Verlaine, to speak frankly... a number of poems he wrote in extreme youth... were quite indecent... and in some cases, even profane.
Demek istediğim Bay Verlaine,... açık söylemeliyim ki yazdığı şeylerden bazıları fazlasıyla çiğ ve yakışıksız. Bazı durumlarda da çok da çirkin.
And if I can speak frankly, I'm actually quite good at it.
Ve eğer dürüstçe söylemek gerekirse, O konuda çok iyiyimdir.
Quite frankly, your mother and I would be lying... ifwe didn't saywe're very concerned about this.
Açıkçası, annen ve ben bu konuda endişeli değiliz dersek yalan söylemiş oluruz.
Brian, I'm sorry to be the one to have to tell you this, but what started off as an interesting experiment... has quite frankly descended into a demeaning waste of your time and mine.
Brian, Bunu sana söyleyen kişi olmak istemezdim ama ; ilginç bir deneme olarak başlayan bu iş, açıkça söylemek gerekirse zamanımızı harcayan boktan bir işe döndü.
- and, quite frankly, implausible.
Bağlantılara inanılması güç.
Though it seems that a federal agent may have been involved in the bombing the other events you've laid down are too incredible on their own and, quite frankly, implausible.
Ajan Scully sanıyorum şu anda doğru bir delil var... bir federal ajan bombalamaya karışmış... ve sunduğunuz diğer deliller de... inanması oldukça zor... ve oldukça açık. Bağlantılara inanılması oldukça zor.
And, when you mentioned the letter... I remarked that I was shortly to meet up with Lord Goring as we had an appointment... to visit the new Modern Art exhibition at the Grosvenor... which, quite frankly, apart from two studies in grey by Whistler, was exceedingly forgettable.
Sen mektuptan bahsedince,..... kısa bir süre sonra Grosvenor'daki sergiye..... gitmek için Lord Goring'le sözleştiğimizi..... hatırladım, Whistler'ın yanındaki bu sergiyi,..... unutmak çok kolaydı.
In fact, we're simply five civilians trying to do the work of 4000 soldiers and feeling, well, quite frankly, a bit overwhelmed.
Gerçekte, biz 4.000 askerin işini yapmaya çalışan basit sivilleriz. ve hisler, şey, biraz şaşkına dönmüş durumdayız.
She's got a little beauty parlour up there and a guy who's crazy about her and, quite frankly, a millionaire several times over.
Orada bir güzellik salonu ve ona tapan birisi var. Ve de çok zengin.