And when i got there traducir turco
367 traducción paralela
- I was playing basketball and when I got there, it was closed.
- Basketbol oynuyordum ve oraya gittiğimde, kapanmıştı.
And when I got there, I put my hand into the bed and felt his feet.
Oraya çıktığımda elimi yatağa koydum ve ayaklarını hissettim.
So I ran to the end of the road, and when I got there I thought maybe I'd run to the end of town.
Yolun sonuna kadar koştum ve oraya varınca kasabanın sonuna kadar koşayım diye düşündüm.
And when I got there,
Oraya vardığım zaman
And when I got there, I figured since I'd gone this far, might as well turn around, just keep on going.
Sonra oraya vardığımda, hazır oraya kadar gelmişken geri dönüp, yoluma devam edeyim dedim.
And when I got there, I heard him telephoning, so I waited.
Ve oraya gittiğimde, telefonla konuştuğunu duydum. Dolayısıyla bekledim.
There was a time when I got so scared at the bathhouse that I just ran out of there and had to go home wearing a cardboard box.
Bir keresinde hamamdan çıplak kaçtığımda üstümü bir kutuyla kapatıp eve gitmiştim.
I just had my heart set on your going over toJacksonville to college... when I got to the seminary there... and -
Senin Jacksonville üniversitesine gitmeni o kadar istiyorum ki ben de oradaki ilahiyat kız okuluna bir gidebilsem. Sonrası...
I took that path over there by the garden and when I got in the middle, I turned to admire the view...
Şu bahçenin oradaki yola girdim ama durup manzarayı seyrettim ve...
And I'd give anything I've got to know... that when I go home that I'd find her there waiting for me.... in a wheelchair.
Ve evime gittiğimde karımı beni orada tekerlekli sandalyede beklerken bulmak için her şeyimi verirdim.
I guess he got scared when he seen Joe there, and I can't find Rutledge.
Sanırım Joe'yi orada görünce korktu... ve Rutledge'i bulamadım.
When the right combination gets together and it spells theatre... I got to be right in there up to my armpits.
Uygun şeyler bir araya gelir de, tiyatro söz konusu olursa gırtlağıma kadar o işin içinde olmam gerekir.
And when I got here there was nothing.
Ve oraya ulaştığımda, hiçbir şey yoktu.
I got another brother who can sing... and when he's singing, that song is there and never leaves you.
Şarkı söyleyen diğer bir kardeşim ise... şarkı söylediğinde, o şarkı hiç sizden ayrılmaz.
Uh... Well, I never mentioned it to you, but, uh... I got in a little trouble when I was back there, you know, and...
Sana bundan hiç söz etmedim ama oradayken başım biraz... derde girmişti.
And then when I got there... I had to discover he didn't even know... how to turn me back into a man.
Oraya vardığımdaysa beni nasıl adama dönüştürmeyi bile bilmediğini keşfettim.
You were in a well-rehearsed state of shock when I got there and found you sitting next to him.
Oraya gelip seni bulduğumda, onun yanında oturmuş şok halindeydin.
But as time went on I got used to having her there and when she died I felt so lonely.
Ama zaman geçtikçe onun orada olmasına alıştım ve öldüğünde kendimi çok yalnız hissettim.
I left home with $ 100 in my purse, and there was only 15 when I got back.
Evden çıktığımda çantamda 100 dolar vardı ama döndüğümde 15 dolar vardı.
That's why I stopped in to see Rosales He's from Mexico, and I thought maybe he could fill me in on what to do when we got there
Bu nedenle Rosales'i görmek için uğradım. O meksikalı için oraya vardığımızda yapılacakları anlatabileceğini düşündüm
There's fifty bucks in it for you When you sign... and I've got a sneaking'hunch... a few for myself for bringin you in.
Kağıdı imzaladığın zaman 50 dolar alacaksın ve önsezilerime göre, seni getirdiğim için ben de bir kaç dolar alırım.
She was stood there, and I walked off into t'field, and she were lookin'round, and when I got about 70 yards from her, in middle of t'field, I called her.
Orada duruyordu, ben çayırlara doğru yürüdüm, o da çevresine bakınıyordu, ondan 60 metre kadar uzaklaştığımda, çayırın ortasında, onu çağırdım.
I said, "When you've got a house," and there it is.
Ben de : "Evin varsa neden olmasın?" dedim. Hepsi buydu.
And I got to thinking, when someone dies, there's always all that legal nonsense.
Ve aklıma şu geldi, biri öldüğünde, her zaman bütün şu hukuksal saçmalıklar ortaya çıkar.
You know, when I got this leg hurt I was down in this rock quarry and all of a sudden there was this dynamite blast coming at me with the kind of force to kill 10 men.
Bacağım yaralandığında bir taş ocağındaydım. Sonra birden bir dinamit patladı. On adamı öldürebilecek güçte bir dinamit.
You remember the day when we were in the vault and I kept saying if somebody got locked in, there'd be no way to get out?
Mahzende bulunduğumuz günü anımsarsın, sürekli, biri burada kilitli kalırsa, dışarı çıkması mümkün değil, deyip durdum.
And what made me laugh, was when I got there, she said to me :
Asıl komik olan, yanına gittiğimde şef bana şöyle dedi :
I was dead tired and when I got home, there she was with her big tits and belly.
Acayip yoruluyordum, eve geldiğimde,... kocaman göğüsler ve göbek görüyordum.
When I got there, the place was closed... so I turned around and I drove home.
İki gün içinde Bayan MacGrath'la birlikte
Anyway, when I got back, I paid a visit to the Vestal Virgins and I made some alterations to a certain document there.
Neyse, döndüğümde Vesta Bakireleri'ni ziyaret ettim oradaki malum evrakta kimi değişiklikler yaptım.
I wasn't crazy when they sent me there, but then I beat up on two guards in the pea patch and now I'm here and even if they get me pretty quick, well, I wanted to tell you, I got newsreels in my head.
Oraya gönderdiklerinde deli değildim ama sonra iki nöbetçiyi dövdüm. Şimdi ise buradayım. Beni hemen yakalasalar bile kafamda bir haber filmi olduğunu sana anlatmak istedim.
Part of me was afraid of what I would find and what I would do when I got there.
Bir yandan nasıl bir şeyle karşılaşacağım ve oraya vardığımda ne yapacağım konusunda korkuyordum.
I hate to bring this up, but... when something like this happens... there's certain things you've got to do. And you're new in this town.
Konuyu açmak istemezdim ama bu tip bir şey olduğunda yapmanız gereken şeyler vardır... ve siz bu şehirde yenisiniz.
What if it was already there when I got there, dead and waiting for me?
Ya ben gittiğimde zaten oraya konmuş idiyse?
Just then... Just then was when I got up there, and I saw Lisa going towards Father, and all of a sudden a huge wave hit the side of the boat, and he was washed overboard instantly.
Tam o sırada... oradan kalkmıştım ve Lisa'nın babasına doğru gittiğini gördüm büyük bir dalga aniden tüm tekneye vurdu ve Ethan aşınmıştı.
Standing out there tonight, watching you and I remember when you first got here.
Bu gece, orada durup seni izledim ve buraya ilk geldiğin zamanı hatırladım.
And so, when we got there, I had to hook up the antenna which was on the roof.
Ve ayrıca, oraya vardığımız zaman anteni çatıya bağlamam gerekiyordu.
When we go in there, I want you to keep an eye on this baby, and I mean both eyes, you got it?
İçeri girdiğimizde, bu bebeğe çok dikkat etmeni istiyorum, hem de dört gözle, anladın mı?
And then, when I finally got there, it wasn't me anymore.
Nihayet olduğumda da artık ben olmaktan çıkmıştım.
And I ran to warn Daddy to get out of there Out of that house but when I got there, oh God, they'd murdered him.
Babamı uyarmak için eve geri döndüm. Ama bulduğum... Oh Tanrım...
When I got back to Belle Isle, there was a cosy fire in the fireplace... and on the roof, the walls and the porch.
Belle Ada'sına geldiğimde şöminede güzel bir alev vardı damda da, duvarlarda ve veranda da.
I think you're a prick and a selfish asshole... for keeping him in there... when he ought to be out here looking for his...
Onu orada tuttuğuna göre bence inatçı,... bencil göt herifin tekisin. Çünkü dışarıda kızını araması gerekirken on...
When I got home and you weren't there, I went crazy. Then I saw your picture in the paper.
Eve geldiğimde, sen yoktun ve ben delirdim.
Part of me was afraid of what I would find and what I would do when I got there.
Bir yanım neyle karşılaşacağımdan ve karşılaştıktan sonra ne yapacağımdan korkuyor.
I suspect that it's got a second line of defense which is that when it's startled and when a bird might almost have got it, it mimics a scorpion. You see how the tail has looped over the back there.
İkinci bir koruma kalkanı daha olduğunu düşünüyorum, o da şu ; ürktüğü zaman, bir kuş onu nerdeyse yakalayacakken bence bir akrebi taklit ediyor, kuyruğunun yukarıda nasıl kıvrıldığını görüyorsunuz.
She came to see me when I got out of intensive care. She said, " There's bad news and there's good news.
Yoğun bakımdan çıktığımda beni görmeye geldi. " Bir iyi bir kötü haberim var.
You got the brains and talent to go as far as you want... and when you do... I'll be right there to borrow money.
Sahip olduğun beyin ve yetenekle istediğin yerlere varabilirsin..... ve sen bunu yaparken ben de senden para tırtıklamak için orada olacağım.
But when I finally got up enough guts to go out there and try and make friends,
Ama oraya gidip arkadaş edinecek kadar cesareti bulduğumda anladım ki,
I should've known there was bad luck on the horizon when my horse got stolen and I had to replace it with less than a thoroughbred.
Beni kötü şeylerin beklediğini çalınan atımın yerine bir safkan alamadığımda anlamalıydım.
And then when I got there, they told me he just left.
Ve oraya gittiğimde yeni ayrıldı dediler.
But when I got there she and her brother had picked up and gone.
Ama gittiğimde o ve kardeşi taşınmıştı.