English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / And when that didn't work

And when that didn't work traducir turco

55 traducción paralela
The state will prove that she seduced Andrew Marsh... and manipulated his affections... until he rewrote his will, leaving her $ 8 million... that she insisted on increasingly strenuous sex... knowing he had a severe heart condition... and when that didn't work fast enough for her... she secretly doped him with cocaine.
Eyalette tespit edecektir ki Andrew Marsh onun tarafından... ona olan düşkünlüğü kullanılarak 8 Milyon $ lık mirası kendisine... bırakılıncaya kadar, zorlanmış... bunun ardı sıra kalp problemi sanık tarafından bilindiğinden... bu durumunu tehlikeye atan cinsel oyunlar artarak devam etmiş... Bu yeterince ve istenilen zamanda işe yaramayınca da... gizlice kokain verilmesi yoluna gidilmiştir.
When she insisted on showing my work in the palace to all the guests she knew perfectly well I didn't like that, but she did it, and I was very annoyed.
Saraydaki çalışmalarımı misafirlere göstermek için ısrar ettiğinde bundan hoşlanmayacağımı çok iyi biliyordu ama yaptı ve çok canım sıkıldı.
When you took the extra shift because I didn't watch the ballgame with you I know that you thought I had to go to work, but see, I kind of forgot that we had plans, and I didn't want to hurt your feelings, so I told you I had to work, but really,
Seninle maç izlemediğim için ekstra nöbet aldığın zaman benim işe gideceğimi sandığını biliyorum ama planımız olduğunu unutmuştum ve kalbini kırmak istemedim, bu yüzden sana, çalışmak zorunda olduğumu söyledim, ama aslında Andy ile Go Kart sürmeye gittik.
When Isaiah tried to escape, he was restrained, and when that didn't work, he was drugged.
Isaiah kaçmaya çalışınca onu bağladı. O da işe yaramayınca ona ilaç verdi.
Every day, when I left to go to work... my mum would spray some formalin on my shirt... and maybe that's why I didn't catch it.
Hatırlıyorum da, her sabah evden işe giderken annem gömleğime formalin sıkardı. Belki de bu yüzden yakalanmadım.
And then a dog ran up to him, and he played dead for a couple seconds, and when that didn't work, he ran off playing with the other dogs.
Birkaç saniye ölü taklidi yaptı. İşe yaramayınca, koşarak diğer köpeklerle oynamaya gitti.
So I bought that and when it didn't work, they said I should've bought the extra long life battery re-charger.
Ben de aldım ama alet çalışmadı. Onlar daha uzun ömürlü pil için şarj cihazı alabileceğimi söylediler.
Not only that, they hauled me home, slapped my wrists, and when that didn't work, they sacked me.
O kadarla kalmadı, beni ülkeme çağırıp kulağımı çektiler bu da işe yaramayınca işten attılar.
- Really? And when that didn't work, he wore his shoes to bed.
Ve bunun işe yaramadığını anladığında, yatağa ayakkabıları ile girmeye başladı.
You cheated on me with the Swede and you wouldn't tell me until I pushed you. And then when that didn't seem to work out, you came back to me as if, that would just be okay.
Beni İsveçliyle aldattın ve ben zorlamadan hiçbir şey söylemedin ve işlerin onla yürümediğini anlayınca hiçbir şey olmamış gibi bana geri döndün.
And when that didn't work, you killed her.
Bu işe yaramayınca,.. ... onu öldürdün.
A local merchant noticed her a few hours ago, but considering he didn't see her when he first came to work, we figure that she was dumped there between 7 : 50 and 8 : 05.
Dükkan sahibi bir kaç saat önce görmüş cesedi. Dükkanı açtığında burda ceset yokmuş. O yüzden 7 : 50 ila 8 : 05 arası atılmış olabilir buraya.
And when that didn't work...
Ve bu işe yaramayınca...
And when that didn't work out, she moved back home indefinitely.
Süresiz olarak. Holly çok iyi bir çocuk yetiştirmiş yani.
And when that didn't work, you killed her.
İşe yaramadığında, onu öldürdün.
And when that didn't work, she's dealing the rest of the table cards from just underneath the top of the deck and holding back the top cards for him.
Ve işe yaramadığı zamanda da kağıtları destenin altından dağıtıyor ve onun için kağıt seçiyor.
But that's when I found work so overwhelming, and I didn't want you...
Ama o zaman işim başımdan aşkındı. Ayrıca- -
Richard Whitney, who had so boldly bought stock on Black Thursday lost money of his own and began borrowing from his brother and when that didn't work, he began stealing from customers.
Richard Whitney, Kara Perşembe günü çılgınca satın aldığı hisse senetleri yüzünden para kaybedince, kardeşinden boç almaya başlamıştı. O da işe yaramayınca müşterilerinden çalmıştı.
When that didn't work, I swapped all the stuff that you brought and bought myself some more.
Bu da işe yaramayınca getirdiklerini dağıtıp başka arama hakları aldım.
And then when that didn't work, Danton killed Buckley. All right.
İşe yaramayınca da Danton, Buckley'yi öldürmüştür.
And when that didn't work, they shot him up with male hormones.
Öyle bir kimyasal saldırı PE'yi açıklayabilir.
At first it was just pot and stuff, but when that didn't work, she kept going until she found something that did.
İlk önceleri esrar gibi şeyler kullandı. Ama bu işe yaramayınca işe yarayacak bir şey bulana kadar almaya devam etti.
And I'm here today to tell you... that Frankie, the man, didn't change when he left the army, and came to work with us at Tyree.
Frankie'nin ordudan ayrıldıktan sonra bile değişmediğini bizimle Tyrre'de çalışmaya geldiğini söylemek için buradayım.
And when that didn't work, you killed her.
İşe yaramayınca da öldürdün mü?
And when that didn't work, you panicked.
O yüzden bağcıkların eş değil. İşe yaramayınca da panikledin.
First, you monkeyed with my gcms, And when that didn't work, you took it to the next level.
Önce benim GSMS'imi bozdun ve bu işe yaramadığında bir sonraki seviyeye çıktın.
And when that didn't work, you ruined the only date I've had in months.
O da işe yaramayınca aylardır çıktığım ilk randevumu mahvettin.
And when that didn't work, they slit her throat.
Bir de bunu başaramadıklarında, boğazını kesmişler.
I called the café, she didn't show up for work, so I-I went over to her house, and that's when I found this.
Çalıştığı yeri aradım, ama işe gelmiyormuş. Ben de oturduğu eve gittim ve orada bunu buldum.
And when that didn't work, he shot him... but why?
Ve bu işe yaramayınca, onu vurmuştur, ama neden?
They tried to get it from Sam. When that didn't work, they killed him, and now they've gone for Nadine.
Sam'den almaya çalıştılar ama olmayınca Sam'i öldürdüler ve şimdi de Nadine'i kaçırdılar.
And when that didn't work, he would actually bend over backwards.
Ve bu işe yaramayınca, cidden arkasına eğilir
You know, when I had axl, I didn't even work that whole first year, and with sue, I took, like, three months off, but with brick, I only took a week and technically, that was to raise the fergusons'baby.
Biliyorsun, Axl doğduğunda ilk yıl boyunca çalışmadım bile, ve Sue için yaklaşık üç ay izin aldım, ama Brick için, sadece bir hafta izin aldım ve teknik olarak o da Fergusanların çocuğuna bakmak içindi.
And when that didn't work, they took my eldest son, your brother, and they cut his poor body to pieces.
Butun bunlar ise yaramayinca da en buyuk oglumu, agabeyini aldilar, ve zavalli bedenini parcalara ayirdilar.
So, when that didn't work, he just planted himself in front of the Pentagon and kept trying.
İşe yaramadığını görünce kendini Pentagon'un önüne dikmiş ve denemeye devam etmiş.
You needed to make sure that Swagerty wasn't elected mayor, and that is why you tried to help me beat him, but when that didn't work, you killed the only person, Plummer, that could testify against you
Swagerty'nin belediye başkanı olarak seçilmemesinden emin olmalıydın. Bu yüzden onu yenmek için bana yardım etmeye çalıştın. Ama bu işe yaramayınca, gelecekte yapılacak duruşmalarda senin aleyhine tanıklık yapacak tek kişiyi, Plummer'ı öldürdün.
And when that didn't work out I said,
Baktım ki olmadı...
And then when that didn't work, you pointed out that I wouldn't approve.
İşe yaramadığında da kızacağım şeyi mi yaptın?
And then when that didn't work, you pointed out that I wouldn't approve.
İşe yaramadığında da kızacağım şeyi mi yaptın? Beni tehdit ediyordu.
And when that didn't work, they became partners in crime.
Bu işe yaramayınca, suç ortağı oldular.
And when that didn't work, he slammed a needle full of adrenaline into my heart.
Kalp masajı işe yaramadığında da, kalbime adrenalinle dolu bir iğne sapladı. Doğruldum.
And when that didn't work, they fed it their children.
İşe yaramayınca çocuklarını kurban etmeye başladılar.
And when that didn't work, then what did you do?
Bu işe yaramayınca ne yaptın?
And when that didn't work out for you, the only thing left for you to do was get revenge.
Onu yapamayınca, geriye bir tek intikam almak kaldı.
Maybe she was desperate to save her marriage, and when that didn't work out, all she had left was guilt.
Belki de evliliğini kurtarması için çok ümitsizdi, ve sonra o da olmayınca, kalan tek şey suçluluk duygusuydu.
And when that card didn't work, our guy knew he needed to find any card to open that door.
Kart çalışmayınca da kapıyı açan herhangi bir kart bulması gerekti.
And when that didn't work, you took a shot at him.
Ve bu işe yaramadığında onu vurdun. Pekala.
And when that didn't work, I tried to kill Maggie.
O da işe yaramayınca Maggie'yi öldürmeyi denedim.
And when that didn't work out, he went to Anatoli Kirkin.
Ondan bir şey çıkmayınca Anatoli Kirkin'e gitmiş.
When you found that something didn't work for you, you somehow found a way to fix it, and that made you happy. - Right?
Senin için işe yaramayan bir şey bulduğunda, bir şekilde onu düzeltmenin yolunu buluyorsun.
Danny Waldron's mum died when he was 11, and he moved up north to live with his dad and stepmum, but that didn't work out and he got taken into care.
Danny Waldron'ın annesi o 11 iken ölmüş. Babası ve üvey annesiyle olmak için kuzeye taşınmış ama olmayınca yetimhaneye alınmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]