And who would that be traducir turco
353 traducción paralela
And who would that be?
Kurban kim olurdu?
And who would that be, Galen?
Ve bu kim olacak, Sen mi?
And who would that be?
- Peki, bu kim olabilir?
And who would that be?
Kimmiş o?
There will be those who, I think, understandably, will argue that we humans should remain hidden in the great galactic tall grasses, because, of course, maybe they're hungry, for example, and would like some hors d'oeuves.
Benim anladığım kadarıyla bu insanlar insanoğlunun evrenin uzun çayırları Arsında gizli kalmasını doğru buluyorlar, Çünkü, elbette, Onlar aç olabilir, örneğin,
Since I'm the one who's going to have to worry about the stampedes and things... I figure that a fair price for your beef would be...
Kaçan hayvanları toplamakla falan ben ilgileneceğime göre... et için en makul fiyat...
If it were only the other way... if it were i who would always be young and the picture that would grow old.
Keşke başka bir yol daha olsaydı, Keşke genç kalan ben olsaydım, ve bu tablo yaşlansaydı.
And that person would be the man who killed my boy.
Ve o kişi oğlumu öldüren kişi olurdu.
And who would that someone be?
Biri bunu yapacaktı ama.
Al Denton, who would probably give an arm or a leg or a part of his soul to have another chance. To be able to rise up and shake the dirt from his body and the bad dreams that infest his consciousness.
Bir şansa daha sahip olmak ayağa kalkıp üzerindeki ölü toprağını silkeleyip atmak ve bilincinin etrafını saran kabuslardan kurtulmak için bir bacağını, kolunu ya da ruhunun bir parçasını bile verebilecek olan Al Denton.
Stay away... these are the invaders - the tiny beings from the tiny place called earth who would take the giant step across the sky to the question marks that sparkle and beckon from the vastness of a universe only to be imagined.
Bitti! Uzak durun! Uzak durun!
In the face of growing hunger riots, it is very possible that dwindling supplies of food would finally be kept as a form of bonus, for those who perform the precarious maintenance of law and order.
Açlık nedeniyle artan isyanlar karşısında... azalan gıda stoklarının, kanun ve nizamı koruma görevini üstlenenleri... teşvik amacıyla kullanılması kesindir.
He maybe made me realise that now we've got a little money for the first time and a chance to get a lot more, this would be a dumb time to find out who's fastest with a gun -
Hayatımızda ilk kez bir tarafta birikmiş biraz paramız olduğunun belki de farkına varmama ve daha çoğunu da kazanma fırsatı olduğunu düşünmeme neden oldu. Şimdi kimin daha hızlı silah çektiğini öğrenme zamanı değil.
A man who is so totally and utterly wonderful, that I would rather be sealed in a pit of my own filth, than dare tread on the same stage with him.
Öyle mükemmel bir adam ki onunla aynı sahneye çıkmaya cüret etmek yerine kendi pisliğimle bir çukura kapatılsam yeridir.
It must have been a big letdown as you thought that there would be some complicity between the people who preached the policies and you who put them into practice.
Talebimiz hemen geri çevrildi. Mareşal Pétain bizi görmeyi reddetti. - Peki ya Laval?
We're in a situation... of constant repression... and we're going to show you... some victims of that repression... who are nonetheless trying to break up... a trial... a legal proceeding... that would be... that would be pretty good...
Sürekli bir baskı durumu içerisindeyiz ve şimdi size davayı yasal bir duruşmayı dağıtmaya çalışan bu baskının bazı kurbanlarını göstereceğiz ki bu da ki bu da oldukça iyi olacak.
- And who would that be?
- Kim bunlar?
Mr. and Mrs. Rita Trondheim, Reginald Bosankway who would be next to Norway in a rhyming dictionary if it included proper names and if he pronounced his name like that.
BALONCULUĞUN ALTIN ÇAĞI KALIN BARSAK LAVAJININ ALTIN ÇAĞI Bay ve Bayan Rita Trondheim, özel adları sözlükte yer aldığı ve soyadını öyle telaffuz ettiği taktirde uyak sözlüğünde Norveç'in yanında olacak Reginald Bosankway.
Ezra, what my husband means is that... well, we're just kind of worried about you, that's all... and, well, we thought it would be nice... if you could meet someone... and I'd be glad to introduce you if you wanted... you know, someone nice who could be... a companion for you, that's all.
Ezra, kocamın sana anlatmak istediği şu... senin gibi nazik biri için... endişelerimiz var... Belkide birileriyle görüşmek istersen... ben seni birileriyle tanıştırmaktan memnun olurum... bilirsin nazik biri kimbilir... belkide sana yoldaş olur.
But I tell you, I feel as though my life would be wasted if I didn't love deeply with a man whose mind I respected, whose spirituality equaled mine and who had the same, oh, lustful appetite for sensual passion that drives me insane.
- Ama inan, eğer zekâsına saygı duyduğum, ruhu benim ruhumun eşi olan ve beni deli edecek şehvetli bir tutku için duyduğum açIığın aynısını duyan bir erkeğe aşık olmazsam, hayatım boşa geçmiş olacak.
The people who have influenced me, uh, for the most part, I don't know about influenced, but made me laugh the hardest, and I guess the influence would be part of that, uh, was, as a child starting out with Danny Kaye, Abbott and Costello, Spike Jones, the Marx Brothers.
Beni en çok etkileyen insanlar, aslında etkilediler mi bilmiyorum ama en çok güldüren insanlar, sanırım etki de bunun bir parçası ilk başladığım zamanlar Danny Kaye, Abbott ve Costello Spike Jones, Marx kardeşler oldu.
There are certain people who are only to be managed by indirect means temperaments averse from all resistance, restive natures who always kick when we would lead them on the right road of reason and who can only be led by a way opposed to that by which you wish them to go.
Bazı istediğinizi sadece dolaylı yollardan yaptırabilirsiniz. Karşı koyulduğunda daha da fazla tepki gösterirler, onları doğru yola gütmeye çalıştığınızda direnirler, sadece yapmalarını istediğinizin tersini yapmalarını sağlayabilirsiniz. İstediğini siz de istiyormuşsunuz gibi yapın.
... it would be a mistake to think that the strikes at the shipyard... and other work places in the Tri-City area... are the results of activities of people who are against socialism... that they arose from sources foreign to the working class... and hostile to the People's Republic.
Tri-City bölgesindeki tersane ve diğer iş yerlerinde olan grevin, yabancı düşman kaynaklarından ortaya çıkan halk cumhuriyetine, işçi sınıfına ve sosyalizme karşı olan insanların faaliyetlerinin bir sonucu olduğunu düşünmek hata olur.
Brother Hua, no need to be angry who would have thought that Bai Yu Tang would change sides and help Bao Zheng
Birader Hua, sitem etmeyin! Bai Yu Tang'ın dahil olacağını tahmin edemezdik! yoksa sorun çıkmazdı!
I see a pile of blankets on a chair... a lot oftoys that weren't put away... and your favorite over-the-hill teddy bear... who would probably be a lot happier -
Elbiseler, sandalyenin üstünde battaniye. Kenara atılmış bir sürü oyuncak var. İşte en sevdiğin oyuncak ayın da buradaymış.
Who would think that so pretty a toy could be a purveyor to the gallows and the prison?
Kimin aklına gelirdi ki ; bu kadar sevimli bir oyuncak darağacı ve ölümlere yol açacak birşey olsun?
Refusing to lie would be much the same as telling an eminent colleague from Laval University... who's devoted years to the histoy of Catholicism in Canada... that he can take... Bishop Bourget's sermons... roll them vey tightly... and slowly shove them up his ass.
Laval Üniversitesi'nden hayatının 20 yılını Kanada'da Katolik tarihine adamış seçkin bir meslektaşın götüne Piskopos Bourget'nin vaazlarını rulo şeklinde sıkıca sarıp yavaşça sokmakla aynı şeye geliyor.
And who would that be?
Peki ne yapacağız o zaman?
I was blindsided by the raging fist of my incarcerator who informed me that Walt Whitman's homoerotic, unnatural pornographic sentiments were unacceptable and would not be allowed in an institution dedicated to reforming the ill-formed.
Beni hapse tıkan adam Whitman'ın homoerotik, doğal olmayan pornografik düşüncelerinin kabul edilemez olduğunu ve sapkınlıkları iyileştirmeyi amaçlayan bir kurumda bu tür şeylere izin verilemeyeceğini söyledi.
Since I couldn't see the hunters I feared that the monster was ripping open my father and I pleaded with God to direct the monster towards my uncle who believed in heaven and who would thus be more willing to die.
Avcıları göremediğim için canavarın babamda yaralar açmasından korkuyordum ve canavarın, cennete inanan ve o yüzden ölmeye daha istekli olan enişteme saldırması için Tanrıya yalvarıyordum.
And please add that if he is unable to provide us with a ship, then I am sure there are others in the Klingon Empire who would be willing to help me.
Bir de şunu da ekle lütfen, eğer bana o yardım edemezse eminim Klingon İmparatorluğu'nda bana yardım edecek başkalarını bulabilirim.
Anybody who didn't know about the Ramp Evolution, which is what that is called, would, if they saw an animal perched on the top, a beautifully designed animal, and only saw the cliff, they would assume that it had to be the result of a miracle.
Evrim Yokuşu dediğimiz şu bölgeyi bilmeyen birisi, zirvede oturan ve çok güzel biçimlenmiş bir hayvan görürse, ve bu kişi sadece uçurumu görürse, bunun bir mucize olduğu sonucuna varır.
Frankly, I was the one who, after your son just... swept me off my feet, decided that maybe it would be best if we waited... and see if the marriage was gonna work before we told our families about it.
Açıkçası, oğlunuz beni götürdükten sonra bu kararı veren bendim. Eğer beklersek ve evliliğin nasıl gittiğine baktıktan sonra haber verirsek yani daha sonra ailelerimize söylersek daha iyi olur diye düşündüm.
is the equanimity and the detachment with which sane, reasonable, sensible people can observe such events. I think that's more terrifying than the occasional Hitler or LeMay that crops up. These people would not be able to operate were it not for the... this apathy and equanimity, and therefore I think that it's in some sense the sane, and reasonable, and tolerant people who share a very serious burden of guilt
Ben sıradan bir anneyim, ileride torunlarıma sarılıp olan biten korkunç şeyleri izlerken ve hiçbir şey yapmadım gibi hissetmek istemiyorum ve yani neler yaptığınız aslında aşikar.
and not even the needs of the American people who would be horrified if they realised the blood that's dripping from their hands because of the way they're allowing themselves to be deluded and manipulated by the system.
Bu da çocukların, dil kurallarını hayret verici bir şekilde kolay öğrenebilmesini açıklıyor.
And we can make our business decisions based on whether we feel people can afford our books, whether we feel that a book might not make that much money but it needs to be out there, and maybe there is 1,000 people who would buy it.
Sonuç bütün çizgi boyunca hüsrandı. BM sonunda amacına ulaşıyor, bu muhteşem bir dönüşüm, diyordu NY Times.
And the man who would be at the center of changing that mentality for the corporations, was Edward Bernays. Bernays really is the guy within the United States, more than anybody else, who sort of brings out to the table psychological theory as something that is an essential part of how, from the corporate side, of how we are going to appeal to the masses effectively Stuart Ewen
Her çeşit ticari yapılanma ve satış organizasyonu,... Sigmund Freud için hazır kıta bekliyordu.
This would be done through psychological techniques that would control the unconscious feelings of the masses. And so here you have Walter Lippmann, probably the most influential political thinker in the United States, who is essentially saying the basic mechanism of the mass mind is unreason, is irrationality, is animality. Stewart Ewen
Böylece, psikoloji bilimine kitle zihninin işleyiş mekanizmalarını inceleyen bir alan muamelesi yapmaya başladılar.
- He would like to be like Huckleberry Finn... and come to his own funeral... because he didn't think that there would be people who came.
Huckleberry Finn gibi kendi cenazesine gelmeyi istiyordu. Çünkü kendisinden başka kimsenin geleceğini düşünmüyordu.
- Oh, I could give you an answer. But the only ones who'd understand it would be you and me... and that includes your teacher.
- Oh, sana bunun cevabını verirdim ama bu cevabı sadece sen ve ben anlayabiliriz anlayamayacaklara öğretmenin de dahil.
And there are... a lot of people who would be very interested in knowing that.
Ve bunu öğrenmek isteyen, pek çok insan var doğrusu.
I wanted him to know who he was and where he came from, and that I never would've given him up if I'd have been clean and hadn't been all messed up, and that I was going to always be there for him.
Kim olduğunu, nereden geldiğini bilmesini istedim. Zamanında bağımlı olmasaydım, ondan asla vaçgeçmezdim. Onun hep yanında olurdum.
And while we're on the subject, Constable I'm sure there's more than one Klingon who thinks that slaying a changeling would be worthy of a song or two.
Hazır konu açılmışken Şef bir şekil değiştireni öldürmenin bir veya iki şarkıya değeceğini düşünen bir sürü Klingon vardır.
They believe that a man who was once captured and assimilated by the Borg should not be put in a situation where he would face them again.
Daha önce Borglar'a esir düşmüş ve asimile edilmiş bir adamın bu durumda onlarla tekrar yüz yüze gelmemesi gerektiğine inanıyorlar.
If I was a superhero who could fly and be invisible that would be the best.
Eğer hem uçan hem de görünmez olan bir süper kahraman olsaydım....... en iyisi olurdu.
And he said that anyone who was going to be his wif e... Would have to accept his first wif e
Bana ; onun ikinci karısı olacak kadının ilk karısını kabul etmesi gerektiğini söyledi.
I've seen a lot of things. I once took pictures of a man who ate his own legs and you would be the black sheep of that family.
Bir kere kendi bacaklarını yiyen bir adamın resmini çekmiştim.
We are then left with the alternative, that they are not slaves and therefore cannot be considered merchandise but are, rather, free individuals with certain legal and moral rights, including the right to engage in insurrection against those who would deny them their freedom.
Geriye kalan alternatife göre onlar köle değil ve bu yüzden ticari maldan ziyade özgür bireylerdir ve yasal, ahlaki hakları vardır. Bu haklar arasında özgürlüklerini engelleyenlere karşı isyan etme hakkı da yer almaktadır.
Someone else in your place would have died of shame it'll be you both who is going to die... and that too a dog's death
Senin yerina başkası olsa utancından ölmüştü Ölecek olnan ikinizsiniz... Ve o da, bir köpeğin ölümüdür
I don't want to center myself. I wanna be right here where I am on the edge... the perimeter, the borderline that divides us... from those who would enslave us and have us run their machines!
Ben istemiyorum.Tam burada gözümün gördüğü çevrede, bizim bölüştüğümüz sınırlarda... makinalarını satın aldığımız bizi esir etmek isteyenlerden uzakta.
If this musculature underlies the entire skin, then maybe it could be utilized to remold the skin's shape and texture, which would go a long way to explaining why we're looking for a man... who can appear to be his own father, or anyone else for that matter.
Eğer bu kas tabakası tüm derinin altında yer alıyorsa belki de derinin şeklini ve yapısını değiştirmede kullanılıyordur. Bu da neden kendi babası veya aynı mantıkla herhangi biri gibi görünebilen bir adam aradığımızı açıklıyor.