English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / And you're wrong

And you're wrong traducir turco

1,160 traducción paralela
Unless you're sick, and you puke, and then it's an out-hole, so it's wrong.
Tabii hasta olup kusmadığınız sürece. O zaman ağız bir çıkış deliği olur. Bu yanlıştır.
I'm gonna stand there... and you're gonna tell me everything that's wrong with me.
Orada duracağım ve sen de bütün kusurlarımı bana söyleyeceksin.
Carol, I know what you're thinking and you're wrong.
Carol, ne düşündüğünü biliyorum ama yanılıyorsun.
And now suddenly it becomes unpopular, say what you will about Republicans, we stick to our convictions, even when we know we're dead wrong.
Gurur duyuyor değilim, ama nedendir bilmem, yanlarında endişeli oluyorum. Ayrıca Kim Orent'ı çörek nefesli olduğundan kovmuşsunuz. Diyet yapmaya çalışıyorum.
Remember that the next time you put on that uniform. There's a war out there and you're on the wrong side.
O üniformayı giydiğinizde savaş olduğunu ve yanlış tarafta olduğunu hatırlayın.
YOU'RE SO WRONG, AND HE'LL PROVE YOU WRONG.
İşte bu konuda yanılıyorsun. O kadar yanılıyorsun ki o bunu sana ispat edecek.
I'm wrong and you're right.
Ben yanılıyorum ve sen haklısın.
You know, you're wrong about this, and I could get busted on the spot.
Gerçekten. Bu konuda yanılıyorsan, her an tutuklanabilirim.
So maybe you're right and I'm wrong.
Belki de sen haklısın, ben yanılıyorum.
And if it's not... and you're wrong?
O zaman beni savaşta öldürmen gerek.
If Mr. Garibaldi's wrong and there is a heaven you're committing a crime beyond description by taking these souls instead of allowing them to move on.
Eğer Bay Garibaldi yanılıyorsa ve bir cennet varsa ilerlemelerine izin vermek yerine onları ele geçirerek tarifsiz bir suç işliyorsunuz.
There's nothing wrong except that I'm in a hurry and you're taking up my time.
Hiç bir sorun yok sadece acelem var ve siz benim zamanımı alıyorsunuz.
You're wrong. His moral standards are both proletarian and Marxist.
Bu genç adam gerçek bir proleter ve Marksisttir.
And if you're not sure if you're ready to make a commitment or not, you know, you don't wanna send the wrong signal.
Ve eğer ona bağlanmak için erken olduğunu düşünüyorsan, bilirsin, Yanlış anlaşılmak istemezsin.
And this time, you're wrong.
Bunca zamandır, hep yanıldın.
I've known Newman all my life in the building and you're all wrong about him.
Newman'ı bu binaya geldiğimden beri tanıyorum ve bence onun hakkında yanılıyorsun.
Don't thank me. You haven't given me your answer yet and I think what you're doing is wrong.
Teşekür etme, hala soruma cevap vermedin ve neyi yanılış yaptığınızı düşünüyorum.
And besides, what if you're wrong, like you always are?
Ve hepsinden önemlisi, ya eğer her zaman olduğu gibi yanılıyorsan?
You're one of these fellas who read all the right books... and turned out all wrong.
Tıpkı şu okuduğu romanlara özenip işi eline yüzüne bulaştıran tipler gibisin.
You don't listen, and worst of all, you don't know when to admit you're wrong.
- Söz dinlemiyorsun. En kötüsü de haksız olduğunu itiraf etmeyi hiç bilmiyorsun.
What you're doing is really wrong, and you've got to stop.
Yaptığın çok yanlış bir şey ve bundan vazgeçmelisin.
You messed with the wrong guy, and now you're gonna pay.
Yanlış kişiye bulaştınız, şimdi bedelini ödeyeceksiniz!
- So I think I'm going to go back and re-edit the ending because I'm thinking maybe I just put the pieces together wrong, you know?
- Filmi tekrar montajlayacağım. Çünkü belki de parçaları yanlış birleştirdim.
- You're sick and so wrong.
Sen hastasın ve yanılıyorsun.
And for being big enough to admit when you're wrong.
Ve hatalı olduğunu kabul etme büyüklüğünü gösterdiğin için.
If you're wrong, and for once I hope you are,..... we can restart the SGC with the second Stargate at Nellis.
Eğer hatalıysan, ve umarım bu defalığına öylesindir, SGC'yi Nellis'teki 2. geçitle tekrar kurarız. Zamanla...
And if you're wrong, you suffer the consequences.
Şayet hata yaparsan, vicdan azabı çekersin.
Nothing you couldn'tfind out from reading the papers... and you're already wrong on one count.
Hiçbiri kâğıt üzerinde bulamayacağın şeyler değil ve bir konuda yanıldın bile.
Well, what's scary is, when you spend those ten years... going after the things you thought were important... get those things, and then feel a sneaking suspicion that you went after the wrong things... and that where the important things are concerned... you're still a total idiot.
Şey, asıl korkutucu olan, 10 yıl senin için önemli olduğunu... düşündüğün birşeyin peşinde koşmak... Onu buluyorsun, sonra bir bakıyorsun ki yanlış birşeyin peşindeymişsin ve onun önemli olmadığını düşünmeye başlıyorsun... Ama hâlâ aynı aptallığı yapmaya devam ediyorsun.
It's just that maybe... Maybe. You're just not captain material, and there's nothing wrong with that.
Belki de sorun buna uygun değilsin.
You're right and I'm wrong.
Sen haklısın, ben haksızım.
Because we're in the right and you're in the wrong.
- Çünkü biz haklıyız, siz haksızsınız.
You're right and we're wrong?
- Siz haklı, biz haksız mıyız? - Doğru.
OK! i was wrong to do what i did, ok although... you've got to give them time laurent you're unbearable, you, Cedric and the others like you.
Anladık, yaptığım şey hataydı... yinede...
If you think I took it and that is why Mr Ackroyd dismissed me, you're wrong.
Benim aldığımı düşünüyorsanız ve Bayan Ackroyd beni o nedenle kovuyorsa, yanıldığınızı bilin.
( sing ) And they'll hurt You when they find they're wrong ( sing )
Seni harcarlar aksi hâlde...
And, and if some people misconstruethat and think that you're a slut, well, they just get it wrong.
Bazı insanlar bunu yanlış anlar ve senin bir sürtük olduğunu düşünürse, yanlış anlamışlar demektir.
You're not wrong for wanting to meet and f all in love with Mr. Penis Head.
Bay peniskafa'yla tanışıp aşık olmayı istemen yanlış değildi.
Where I walked in on you at exactly the wrong moment, and I'm supposed to pretend that nothing's really happening, and you're supposed to pretend like it's no big deal, and then when I turn to leave, you kill me, right?
Yanlış anda, senin olduğun yere yürüdüm ve ben gerçekte hiçbir şey olmadığını varsayar ve öyle gibi görünürüm. ve sende burada hiçbir şey yapmıyormuş gibi rol yaparsın. Sonra ben gitmek için arkamı döndüğümde, beni öldürürsün, doğrumu?
There's no trolley outside those sheets are dirty and you're the wrong color.
Otelin hizmetçisi değilsin. Kapının önünde temizlik arabası yoktu. Bu çarşaflar kirli ve giysin hiç uygun değil.
And if you're wrong?
Ya yanlışsan?
And you're wrong if you think you've disappointed me at every turn.
Eğer her dönemeçte beni hayal kırıklığına uğrattığını düşünüyorsan, yanılıyorsun.
That's where you're wrong, because she's equally important and equally related.
Yanılıyorsun. Çünkü o bir akraba kadar önemli.
Pins and needles, you're asking the wrong space man!
İğneler, yanlış uzaylı adama soruyorsun!
You realized that was the wrong decision and you left, and you're back in rehab.
Doğru bir karar vermediğini anladın onu terk ettin ve tedaviye tekrar başladın.
You're standing there, and you're judging me like I'm the person that's done something wrong, like I'm the person with the problem.
Orada durmuş, sanki yanlış bir şey yapmışım, sanki derdi olan benmişim gibi beni eleştiriyorsunuz.
You were looking. And by the way, you're wrong.
Bu arada yanılıyorsun.
You're upset, and what I did was so wrong.
Kızgınsın, çünkü yaptığım çok yanlıştı.
Kitty, when it's 3 : 00 on a Saturday afternoon... and you're still in bed, I know something's wrong.
Kitty, pazartesi saat öğleden sonra 3 olduğunda sen hala yataktaysan, ters giden bir şeyler vardır.
You're thinking it is wrong and inappropriate to go out with Will's therapist.
Will'in psikologuyla çıkmamı uygun bulmuyorsun.
Uh, hey. I just received a message saying you have a new job and you're going to buy me dinner. There's, like, 18 things wrong with that sentence.
Merhaba, az önce bir iş bulduğunu ve bana yemek ısmarlayacağını yazan bir mesaj aldım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]