Andes traducir turco
223 traducción paralela
MANNING : The High Andes of Bolivia.
Bolivya'nın yüce Andları.
Their journey takes them across the Salar, a dry salt lake, part of the vast Altiplano, a 4,000-metre-high plateau in the middle of the Andes.
Yolculukları onları Salar boyunca, Andlar'ın ortasında 4.000 metre yüksekliğinde bir plato olan Altiplato'nun bir parçası olan kuru bir tuz gölüne götürüyor.
The volcanoes here erupt a characteristic type of rock, called andesite, after the Andes.
Buradaki volkanlar, And dağlarına ithafen andezit denilen karakteristik bir kaya türü püskürtüyorlar.
Volcanoes in the Andes are notoriously explosive.
Andlardaki volkanlar, patlamalarıyla ünlüdür.
If Leonore can work out what's happening here, the results may have global implications, because scientists now realise that the explosive volcanoes of the Andes and the rocks that they produce are far from unique.
Eğer Leonore burada neler olduğunu anlayabilirse elde edeceği sonuçlarının küresel etkileri olabilir zira bilim insanları artık Andlardaki patlayıcı volkanların ve ürettikleri kayaların eşsiz olmaktan çok öte olduğunu farkediyorlar.
This is a sample of pumice from the Andes, but we can find almost identical pumice in several other places on Earth.
Bu Andlardan bir ponza örneği ancak bununla neredeyse tıpatıp aynı bir örneği Dünya'nın farklı bir kaç yerinde daha bulabiliriz.
If you go to the Andes and look at the volcanic rocks of the Andes and indeed the plutonic deep rocks injected under the volcanoes in the deep crust, these are the three minerals that you will find.
Eğer Andlara gidip, oradaki volkanik taşları ve tabii ki kabuğun derinliklerinde volkanların altına zerk olmuş derin plütonik kayaçlara baksanız bulacağınız üç mineral bunlardır.
So you're saying that's the same stuff of which the Andes are made?
Yani bunun, And dağlarının yapıldığı malzemeyle aynı olduğunu mu söylüyorsunuz?
And not only that, that much of the continental crust must have been formed in the same way as we see in the Andes at the present day.
Ve yalnızca bu da değil, kıtasal kabuğun büyük kısmı günümüzde Andlarda gördüğümüz biçimde oluşmuş olmalı.
And now, Donald, let's hop over the Andes.
Haydi And Dağlarının öbür tarafına geçelim.
A moon over the Andes.
Andes üzerindeki ay.
Well, let's say, uh grateful enough to want to hear more of the moon over the Andes.
Diyelim ki... Andes'in üzerindeki ay hakkında biraz daha bahsetmeni dinleyecek kadar.
The Andes.
Andes ( Dağ Kuşağı )
- And Intelligence has reports now that 1 and 3 fell over Africa Number 5 around the North Pole, and 9 and 10 along the Andes.
- İstihbarat raporlarına göre 1 ve 3 Numara Afrika'ya 5 Kuzey Kutubu'na, 9 ve 10 Numara Ant Dağları'na düşmüş.
We went to Santa Maria, a little village on the Andes.
Andlarda Santa Maria adlı bir köye gittik.
And introducing, for his first appearance in the United States the heavyweight champion of South America the wild man of the Andes, undefeated in 39 fights at 278 pounds, Toro Moreno.
Ve Birleşik Devletlerdeki ilk maçında Güney Amerika ağır sıklet şampiyonu Andların vahşi adamı, 39 dövüş boyunca namağlup 126 kiloda, Toro Moreno.
You mean something like, "Gus was a formidable opponent but when he faced the wild man of the Andes he gambled with his life."
Gus çetin bir rakipti ama Andların vahşi adamıyla karşılaşmakla hayatıyla kumar oynadı... -... gibi bir şey mi?
Schlepping that syrup over the Andes on llamas while kids were being promoted over my head.
İçeceği Andlar'ın üstünden geçirdim. Ve bu arada birkaç dünkü çocuk benim üstüme terfi etti!
The tramway through the Andes...
- Andes tramvay hattı...
Or it could be the Andes...
And Dağları da olabilir...
Comrades in the Andes army :
And Dağları'ndaki ordunun yoldaşlarına :
The "shirtless", who spontaneously invaded the streets of Buenos Aires, are none other than the direct descendants of those nationals who followed San Martín on the Andes, or of the "Montoneras", who went with Varela or El Chacho.
Kendiliğinden, Buenos Aires'in sokaklarını işgal eden "gömleksizler" San Martin'i And Dağları'nda izleyen Varela ya da El Chacho ile birlikte giden "Montoneras" ların çocuklarından başkaları değildi.
"... from the Cordilleras to the Andes...
" Hem de dağ sıralarından, And dağlarına kadar.
On Christmas day 1560, we reached the last pass of the Andes and for the first time looked down at the legendary jungle.
1560'ın Noel gününde, Andes'in son geçidine ulaştık ve efsanevi ormanı hayatımızda ilk kez gördük.
The Andes cordillera, the pampas...
And Dağları, pampalar öyle değil mi?
I ain't never seen them, but my common sense tells me the Andes is foothills, and the Alps is for children to climb.
Her ne kadar hiç görmesem de, hislerim bana... Andes'in basit bir tepe, Alpler'inse çocukların tırmanabileceği bir yer olduğunu söylüyor.
As the plane that crashed in the Andes.
Andes'deki uçak kazası gibi.
A slightly larger one lives in the cool, dank scrub of the high Andes, the rat opossum.
Biraz daha büyük bir tür, And Dağları'nın soğuk ve nemli çalılıklarında yaşar.
This is Pedro Quinn, chairman of the Andes Sugar Corporation.
Bu Pedro Quinn... And Şeker Şirketi'nin genel müdürü.
But this man is the business brain and drug overlord of an empire that stretches across the Andes.
Ama bu adam, And dağlarının ötesine uzanan... bir imparatorluğun başı ve bütün bu şebekenin beyni.
Her alpha patterns look like the goddamn Andes.
Kızın alfa göstergeleri lanet And Dağları gibi.
My nephew... he's 16 years old and doesn't believe... that San Martin crossed the Andes.
Yeğenim 16 yaşında ve San Martin'in And Dağlarını geçtiğine inanmıyor.
The smoke spreads thousands of miles across to the Andes Mountains.
Duman, And Dağları boyunca binlerce kilometre uzanıyor.
PROFESSIONAL KILLERS USED Andes In the war on drugs
KOLOMBİYA'DA UYUŞTURUCU SAVAŞLARINDA KİRALIK KATİLLER KULLANILIYOR.
He is, by the way, the British representative of the Mission Church of Christ the Healer whose theater works in the high Andes of Peru.
O, bu arada Peru Andes'deki Şifacı Mesih misyon kilisesi tiyatro çalışmalarının İngiltere temsilcisi.
He inspired her to devote her energies to a new mission in the Andes.
O, Enerjisini kullanabileceği Andes'deki yeni bir misyon için kadına ilham verdi.
One evening I had a breakdown in the Andes.
Bir akşam, And Dağları'nda aracım bozuldu.
The Indians of Xingu, of Mato Grosso, the Caribbean, Paraguay, the Andes...
Xingu, Mato Grosso, Karayipler, Paraguay, And Dağları yerlileri.
"The Miracle of the Andes", that's what they called it.
Olaya "Andların Mucizesi", adını vermişlerdi.
We're jumping into the Andes!
And'lara atlayış yapıyoruz!
Nando and Canessa breached the Andes and we were saved.
Nando ve Canessa Andları aştı ve biz kurtulduk.
Buy me a Mercedes, I'll make your neck look like a relief map of the Andes.
Bana Mercedes al, boynuna And Dağlarının kabartma haritasını çıkarayım.
Murder, cancer, soccer teams eating each other in the Andes.
Cinayet, kanser, And Dağları'nda birbirini yiyen futbol takımları.
Say me, you and Kramer are flying over the Andes.
Varsayalım ben, sen ve Kramer And Dağlarının üzerinden uçuyoruz.
Why are we flying over the Andes?
Neden And Dağlarının üzerinden uçuyoruz?
Balloon across the Andes, up the Amazon.
Balonla And Dağları üzerinden, Amazon'a kadar uçmak.
Even now, Kallawaya men would journey throughout the Andes... healing people with magic and medicinal plants.
Şimdi bile Kallawaya erkekleri And Dağları'nı aşarak mucizevi ve tıbbi bitkilerle insanları iyileştiriyor.
A river in the high Andes.
And dağlarının tepesinde bir nehir.
He just got back from a four-month trek in the Andes.
And Dağları'ndan dört aylık zorlu bir yolcuktan dönmüş.
- The plane crashed in the Andes, we were stranded for weeks without food -
- Uçağımız And Dağlarına çarpmıştı. Haftalarca yiyecek bir şey bulamadık. - Bauer!
This is a particular problem in the Andes, where the nights can be very cold indeed.
Akşamların gerçekten çok soğuk olduğu And dağlarında özellikle bir problem vardır.