Annoyed traducir turco
1,148 traducción paralela
Don't get annoyed reading my love letter.
Aşk mektubumu okurken sinirlenmeyin.
His Grace might be annoyed if -
Muhterem kızabilir, eğer bunu -
Mister Meccacci is very, very annoyed with me.
Bay Meccacci benden ölesiye nefret ediyor, öyle değil mi?
I'm annoyed.
Şimdi sinirlendim.
Truth is, I'm annoyed with you coming out here this morning.
Gerçek şu ki, bu sabah buraya gelmenden rahatsız oldum.
You get annoyed and say...
Sinirleniyorsun ve diyorsun ki...
Because I only have a secretary, and she's a little annoyed right now, okay.
Çünkü sekreterim bu durumdan biraz rahatsız.
- He wasn't annoyed.
- Kızgın değildi.
She'll be annoyed and hurt if I don't talk to her tonight.
Bu gece onunla konuşmazsam, incinebilir.
Sorry, sir, but how can she be annoyed if she's the one who went off without you?
Özür dilerim efendim, ama bu gece siz olmadan gitmeyi kendisi seçti. Kendisini neden kötü hissedeceğini anlayamıyorum.
I'm sorry if my precautions have annoyed you.
Eğer aldığım önlemler canınızı sıktıysa özür dilerim
It annoyed him that I should know, and he must ask.
Bilmediklerini sormaktan rahatsız olmuştu.
You know, when I'm annoyed, I get very jumpy.
Canım sıkılınca, çok asabi olurum.
But we have annoyed them more than anything.
Ama onlarda bizim kadar bir şeye kızmışlar.
MacGYVER : I think the fact I didn't reply annoyed him just a little.
Sanırım çağrıya cevap vermemem onları birazcık sinirlendirdi.
I can see, I can see you're annoyed.
Sinirlendiğini görebiliyorum.
- I won't have Mr. D'Arcy annoyed.
Üzülmesini istemem!
It's my wedding day. Why do I look so annoyed? Oh, yeah.
Bu düğün günüm, neden bu kadar şaşırmış görünüyorum?
Annoyed.
Kızdın.
- Then why are you annoyed?
- O zaman neden sıkkınsın?
She seemed very annoyed with him.
Ona çok kızmış görünüyordu.
My mum would be annoyed with me.
Annem bana kızar.
I know that this must be annoyed, I me need to ask more two questions.
Biliyorum sıkılmış olmalısınız, ama size birkaç soru daha sormam gerek.
It is annoyed easily.
Çok sıkılır.
Well, I wait not to have annoyed you with my small demonstration.
Umarım küçük gösterimle sizi sıkmamışımdır.
Here lies Edmund Blackadder, and he's bloody annoyed.
Edmund Blackadder burada yatıyor, ve acayip canı sıkkın.
I've been so annoyed all day.
Bütün gün canım çok sıkkındı.
I'm Suzanne, designed to be annoyed.
Ben Suzanne, amacım, sıkılmak.
who ignores what I tell him and then gets annoyed at me cos he doesn't get better.
ki bu bunak da, söylediklerimi yapmayıp sonra da iyileşmediği için bana kızan biri.
I bet you he was annoyed I told him he was old.
Ona yaşlı dediğim için bana kızmıştı, eminim.
I mean, I felt so uncomfortable, and you were so annoyed in the cab.
Kendimi çok rahatsız hissettim, takside de çok sinirliydin.
He might be annoyed.
Buna kızabilir ama.
It annoyed my mother to see him rewrite the same page, it discouraged him.
Annem onun aynı sayfayı tekrar tekrar yazıp durmasına çok kızardı.
It can't happen. He is annoyed gone. I will pacify him
Kızgın çıktı, gidip onu arayacağım...
Sewing annoyed her.
Dikişten sıkılıyordu.
But it annoyed me to hear other guys bragging about life in Tokyo.
Ama diğer çocukların.. .. Tokyo'daki hayat hakkında böbürlenmeleri beni sinir ediyordu.
What annoyed, to be a prisoner in that hotel on the whole weekend.
Hafta sonunda o otelde tıkılı kalmak sıkıcı olsa gerek.
She's just a little annoyed right now.
Şu anda biraz kızgın.
Do not be eternally annoyed.
"Sonsuza dek kızgın kalma..."
He is so adorable that no one can ever be annoyed.
Üstelik o kadar sempatik ki, ne yapsa kimse ona kızmaz
- Things that make me feel annoyed.
- Beni kızdıran türden şeyler.
If you fall asleep Ontop, I shall be VERY annoyed.
"Üstte" uyuyakalırsan gerçekten çok sinirleneceğim.
It would be going to get annoyed if it was only a character.
Tek bir karakter olmak ona sıkıcı gelirdi.
I was annoyed.
Sinirlenmiştim.
You can see how the family's been annoyed with her at times.
Ama ailenin neden ona sürekli kızdığı ortada.
And she's annoyed because you say she's deranged.
Ve o çok kızgın, çünkü sen akli dengesi bozuk dedin.
- Annoyed?
- Kızgın?
I am annoyed, and so I kick the cat, the cat... ( A MOUSE SQUEAKS ).. pounces on the mouse, and, finally, the mouse...
Beyefendi! Zavallı küçük kedi Mildred!
You seem annoyed.
Rahatsız olmuş gibisin.
I really wanted that surfboard I still haven't gotten it yet like Mischa won the same thing that Chad Michael Murray did but I got to present something else so I guess that kinda counts me an Adam were kind of annoyed about our surfboards
Teen Choice Awards'ta kendimi kandırılmış hissettim. Adam, en iyi aktör seçildi. Mischa ile ben bazı hediyeler kazandık.
"lf ever you got annoyed with me..."
"Bana karşı kızgınlığın..."