English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / Ansel

Ansel traducir turco

134 traducción paralela
" To Jonas Ansel, for 20 years'unwavering loyalty.
" Jonas Ansel'e, 20 yıllık... sarsılmaz sadakatinden ötürü.
Hang on to your hat, Ansel.
Şapkana sahip ol, Ansel.
- Where's the little man in there? - Ansel?
- Arabadaki ufak tefek adam nerede?
He was took dead.
- Ansel mi? Öldü.
- Ansel's not close enough.
- Ansel yakınlarda değil.
Are you getting anything from Ansel?
Ansel'den bir haber var mı?
Stick with Ansel.
Ansel'le kal.
- Ansel's not here.
- Ansel burada değil.
What sort of work was Officer Ansel engaged in?
Memur Ansel ne tür bir işte görevliydi?
It's Janie Ansel.
Janie Ansel.
- Was Officer Ansel ever involved in anything underhanded?
- Memur Ansel'in adı herhangi bir usulsüzlüğe karışmış mıydı?
What was Ansel doing with Coltello?
Ansel, Coltello ile ne yapıyordu?
Ansel and I have been together for five years before this.
Ansel ve ben bundan önce beş sene beraberdik.
Good evening, Louis, Ansel.
İyi akşamlar Louis, Ansel.
- Hey, Ansel Adams, let's go!
- Ansel Adams, gidelim.
But if you want to ask a real expert, you should probably talk to Ansel here.
Ama bir uzmanla konuşmak isterseniz Ansel en iyi seçim olacaktır.
These folks are with the FBI, Ansel.
Bu insanlar FBI'dan Ansel.
Ansel, why don't you go check the woods.
Ansel, neden gidip ormanlığa bakmıyorsun?
Looks like Ansel took these during the attack.
Ansel bu fotoğrafları saldırı esnasında çekmiş gibi görünüyor.
Who are you, Ansel Adams?
Ansel Adams mısın sen?
If I told you Ansel Adams had taken it, Would that make a difference?
Bunu Ansel Adams'in çektiğini söylesem bir şey değişir miydi?
But no Ansel Adams, Briggs.
Yucatan, Meksika Ansel Adams'ı değil, Briggs.
Shoots in black and white ; thinks he's Ansel Adams.
Siyah beyaz çekiyor, kendini Ansel Adams sanıyor.
Give Ansel Adams there, a hand.
Ansel Adams, sen de ona yardım et.
Ansel, uh, had cancer.
Ansel, kanserdi.
When Ansel got cancer, her way of coping? Painkillers and a sleazebag lover.
Ansel kanser olduğunda başa çıkma şekli, ağrı kesici ve adi bir sevgiliyle oldu.
Ansel goes to meet his mom at her yogarobics class.
Ansel, annemle buluşmak için yoga salonuna gider.
It was only because the robbery was in the news that the doctors at Cedars of Zion heard about Ansel and reached out to help us.
Haberlerde hırsızlık olayı çıktığı için Göksediri Hastanesi'ndeki doktorlar Ansel'ı öğrenip bize yardım etmek için aradılar.
Ansel. Hey, Ansel!
Ansel!
About a month after she ran off, mom called me, said she wanted to help out, wanted to know how Ansel was doing.
Kaçtıktan bir ay sonra annem beni aradı. Bize yardım etmek, Ansel'ın nasıl olduğunu öğrenmek istediğini söyledi.
If she'd take the blame and disappear, you'd get Ansel into the best cancer program in California and pay her a monthly wage to stay gone.
Eğer suçu üstlenip, ortadan kaybolursa Ansel'ı Kaliforniya'daki en iyi kanser programına sokacaktın ve ortaya çıkmaması için Monica'ya her ay para verecektin.
But then Ansel got cured, and there's way Monica was gonna stay gone, not much longer.
Ama sonra Ansel iyileşti ve Monica'yı daha fazla uzak tutmanın imkânı kalmadı.
But I hope that this deal that I've made will help Ansel get better and will make up for some of the hurt that I've caused.
Ama umarım yaptığım bu anlaşma Ansel'in iyileşmesine yardımcı olur ve sebep olduğum acıların birazını telafi eder.
Monica took the fall for her boss so that Ansel would have the best possible treatment.
Ansel'a en iyi tedavi uygulansın diye Monica, patronunun suçunu üstlenmiş.
Ansel Adams didn't finish High School.
Ansel Adams da liseyi bitirmemiş.
- ANSEL Okay.
- Tamam...
This is my father, Ansel.
Bu benim babam, Ansel.
Ansel.
Ansel.
Come on Ansel.
Hadi gel Ansel.
- Ansel!
- Ansel!
What was her maiden name, Ansel?
Kızlık soyadı neydi Ansel?
- Ansel, calm down.
- Ansel, sakin ol.
- I told you, Ansel.
- Sana demiştim Ansel.
Did you advise Ansel against the idea?
Ansel'e bu işe kalkışmamasını tavsiye ettin mi?
Yet you did not advise Ansel, your husband, against it?
- Yine de Ansel'i, kocanı ikaz etmedin.
Were you gonna split Ansel's share? or were the four of you gonna split it evenly?
Ansel'in payını mı paylaşacaktın yoksa dördünüz eşit mi paylaşacaktı?
The agent Filpatrick cuts Ansel a cheque.
Sigortacı Filpatrick Ansel'e bir çek kesti.
Mhmm. - So Ansel gets the cheque.
- Şimdi, Ansel çeki alır.
Right, Filpatrick told us that this morning, didn't he Ansel?
Doğru ya, Filpatrick bunu sabah söylemişti, öyle değil mi Ansel?
Hey, Ansel.
Merhaba Ansel.
- Ansel.
- Ansel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]