Anshel traducir turco
68 traducción paralela
That tree was this high when your brother Anshel died, may he rest in peace.
Şu ağaç erkek kardeşin Anshel öldüğünde, huzur içinde yatsın diye dikilmişti.
Anshel.
Anshel.
My name is Anshel.
Benim adım Anshel.
Bye, Anshel, nice meeting you.
Anshel.
Anshel!
Anshel!
- Hey, are you deaf?
Hey, sağır mısın? Anshel!
Anshel! - Anshel.
Anshel.
Where you from, Anshel?
- Anshel neredensin? - Hmmm...
I want you to meet a friend of mine, Anshel.
- Seni arkadaşım Anshel ile tanıştırayım.
- Anshel, Mrs. Jacobs.
- Anshel, Mrs Jacobs.
- Anshel?
- Anshel?
Anshel, will you put out the lamp?
Anshel, gaz lambasını kapatmayacak mısın?
No, Anshel, the whole point of study is to teach us how to live, not only to study.
Hayır, Anshel, çalışmanın konusu, nasıl yaşanacağını öğretmektir,
Your father taught you well, Anshel.
Baban seni iyi yetiştirmiş, Anshel.
Anshel, come down.
Anshel, Aşağıya gel.
Anshel is right.
- # Önemi şu ki :... # - Anshel Haklı.
So, congratulations, Anshel.
Tebrikler, Anshel.
Thank you, Anshel.
Teşekkür ederim, Anshel.
She's filling it up God forbid he should wait Before he has the chance to tell her he's chilly, she'll go put a log on the fire - Anshel?
# Tanrı yasakladı, Ona üşüdüğünü ve onun kendisini ısıtacağını söyleme şansını elde etmeden önce # beklemek zorundaydı #
- Come on, Anshel. I'll teach you. - No.
- Hadi gel sana öğreteceğim.
Anshel, I'm sorry. You're still welcome here, no matter what's happened.
Anshel, üzgünüm. hoşgeldin, neler olduğunu sorma bana.
If she thinks her parents are wrong, she can. Come on, Anshel.
- Ailesinin yanlış yaptığını düşünürse...
Please, Anshel, this isn't a time for a philosophical argument.
Felsefi bir tartışma mı istiyorsun?
Is this really happening, Anshel?
bu olanların hepsi gerçek mi, Anshel?
Why do you punish him for something his brother did? - Anshel, please.
Kardeşinin yaptığından dolayı onu neden cezalandırıyorsunuz?
Anshel.
- Anshel.
Anshel, I'm going to make you the happiest man in the world.
Anshel, Seni dünyanın en mutlu erkeği yapacağım.
- Anshel, it is the law, and it's written.
- Evet kanun burada, yazılı.
Anshel, the thought of her with another man is driving me crazy. - Aren't I another man? - Yes, but not a total stranger.
Onu başka bir erkekle olduğunu düşünmek, tamamen yabancı bir erkekle!
Anshel, time will go by.
Anshel, zaman geçiyor...
Still, they're not that distracting - Anshel?
- # hala dikkatini başka yerlere vermiyorlar... #
- Anshel.
- Anshel.
- Your father-in-law's calling you.
- Kayın pederin seni çağırıyor, Anshel.
Anshel, I have to talk to you. Remember your obligation.
Anshel, seninle konuşmak zorundayım.
- Yes, Mother. - Anshel, come, my son.
Görevini unutma.
You're a very considerate man, Anshel.
Sen çok düşünceli bir adamsın, Anshel.
Anshel, I'm a grown man. You can tell me the truth.
Bana gerçeği söyle.
- Anshel, I have the soup on the stove...
- nereye gidiyorsun? - Ocakta çorba var...
- Yes, Anshel.
Biz çalışıyoruz!
Now, where was I?
- Evet, Anshel.
For example, two men are disputing the ownership of a mule or a flock of chickens, let's say a flock of chickens... Anshel, while your books argue about chickens, I've had to pluck them.
İki adam tavuk sürüsünün kime ait olduğu konusunda tartışırlar... senin kitabın tavuk sürüsü hakkında tartışırken, ben onları yoluyordum.
I'm too tired to be a scholar on Fridays, Anshel.
Cuma günleri bir öğrenci olamayacak kadar yorgunum, Anshel.
Avigdor, I'm concerned about Anshel.
Avigdor, Ben, Anshel ile ilgileniyorum.
- Hadass should be proud to be his wife.
Anshel, lütfen.
- Milky.
- Anshel?
He's not there, Anshel.
O burada değil, Anshel.
There are no laws, Anshel, not for this.
- Bu konuda hiç bir şey yok.
Bye, Anshel.
Allahaısmarladık, Anshel.
- Where are you going, Anshel?
- Nereye gidiyorsun?
You're my husband, Anshel.
Fakat yapacağım.
- Anshel.
- uyudu mu? - Anshel.