English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / Ante

Ante traducir turco

487 traducción paralela
You don't think we're after that penny-ante reward?
Herhalde o kıytırık ödülün peşinde değiliz.
Big shot or a penny-ante chiseler.
İster kodaman ister dolandırıcı olsun.
In that penny-ante game?
O kuruşluk oyunda mı?
The penny-ante game Lee Morgan's running?
Lee Morgan'ın üç kuruşluk piyangosunu mu?
It's so penny-ante she's cleaning up 12,000 a week just around a few neighborhood stores and most of the bets are dimes and nickels.
Üç kuruşluk piyango haftada 12 bin veriyor. Birkaç mahalle dükkanından. Çoğu da beş ve on sentlik.
[Man] Ante.
[Man] Paralar.
You know, Rocky this is no penny-ante reform wave this priest is starting.
Bu rahibin başlattığı kökten bir reform değil.
Well, I'll see you get a chance to ante.
İyi. Sıkıysa ayak altında dolaş bakalım.
I don't sell to penny-ante guys.
Önemsiz adamlara satmam.
Well, don't forget, this penny-ante guy asked you in a nice way.
Unutma, bu önemsiz adam sana kibarca sordu.
Ante, gentlemen!
Centilmenler, sizin paylariniz!
- How about raising the ante?
- Değerini artırmaya ne dersin?
- How about raising the ante?
- Bahsi artıralım mı?
How much did you up the ante on her when her husband came home?
Kocası eve geldiğinde fiyatını ne kadar yükselttin?
Why he ever started this cheap penny-ante Building and Loan l'll never know. But neither you nor anybody else can say anything against his character, because his whole life was...
İnşaat ve Kredi Birliğine neden başladığını bilimiyorum ama onun karakterine bir şey söyleyemezsiniz çünkü hayatı boyunca...
You know, I'd be blamed, the girl'd be involved, and then, you could raise the ante.
Ben suçlanacaktım, kız işe bulaşacaktı, fiyat yükselecekti.
He's gonna ante up this time.
Bu sefer borcunu kapatacak.
For a while, I figured out that sitting out this penny-ante stretch... would be a kind of vacation... take the heat off me for another job.
Dandik bir suçtan bir süre kodeste yatmayı, şüpheleri üstümden kaldırıp... başka işlere hazırlanabileceğim... bir tür tatil gibi düşünüyordum.
- I didn't invest $ 25,000 to have you slip the information to a penny-ante feed man.
- Atı besleyen adama haber uçur diye ben 25.000 dolar yatırmadım.
- You just relax, soldier boy. - And I don't wanna hear that all he's got with him is a bunch of 60 or 70 penny-ante misfits.
rahat ol asker duymak istemiyorum onun tüm sahip olduğu şey 60 veya 70 penny.
Besides, it's a penny-ante game.
Üstelik o oyunda öyle yüksek bahisler oynanmaz.
You're not gonna raise the ante by smearing my lipstick.
Rujumu dağıtarak fiyatı arttıramazsın.
What's the ante?
Ne kadar koyuyoruz?
All my life, I've been chiseling in penny-ante games.
Bütün hayatım boyunca oyun masalarında dolaşıp durdum.
Maybe I should have doubled the ante.
Belki bunu ikiye katlayabilirdim.
Why worry about the ante with three million still in the pot?
Ödülü boş ver gitsin. Kasanın içinde tam üç milyon var.
Forget these penny-ante divorce cases.
Boşanma davalarını unut artık.
You're so bright, working on your own, you penny-ante gumshoe.
Çok akıllısın ya, tek başına çalışıyorsun. Seni pabucumun detektifi!
Okay, ante up.
Pekala, boplar tamam.
I'd bought the ticket, put the ante on the line.
Yola koyulmadan önce bir bilet aldım.
Ante up.
Bop artır.
- Ante up, Joe.
- Tamam, tamam.
And that's why I wouldn't join you, even in a game of penny ante.
Size katılamayacağımın nedeni bu, bir penilik oyuna bile.
I get a little ante in there and we'll...
Ortaya para koyuyorum ve...
Ante sixpence.
Altışar peni koyuyoruz.
I ante.
Bop.
His idea of a big night is sitting around the kitchen playing penny ante.
Eğlenceli bir akşam anlayışı masada oturup poker oynamak.
Come on, you sitting ducks, ante up.
Haydi oturan ördekler, çıkın paraları.
Every time the Reds win a chip here, they raise the ante there.
Kızıllar burada kazandıkları zaman, orada da kazanmış olacaklar.
We'll ante up.
Paraları koyun.
We figured to raise the ante just enough to make Calvera play someplace else.
Calvera'yı başka yere yöneltmek için parayı yükseltmeyi düşündük.
Ante up, please.
Borcunuzu ödeyin, lütfen.
But if you think I'm gonna ante up for all the beer that hippopotamus of a sergeant can drink between now and the time you leave, you got two more things coming.
Ama çavuşun içeceği biraların parasını ödeyeceğimi sanıyorsan... -... sana iki şey daha gelecek.
All right. Then loan me a hundred, and we'll up the ante.
Sonra bana bir yüzlük ödünç ver, girişi arttıralım.
These rooms have been contracted for, the ante will be $ 10 per chair per day.
Bu odalar kapatıldı. Ante, sandalye başına 10 dolar.
Five card draw. ante 25.
5 kart dağıt, bop 25.
Twenty-five dollars ante. five-card draw.
25 dolar başlangıç, 5 kart dağıt.
Now. you wanna play with us. you ante up $ 500.
Şimdi bizimle oynamak istiyorsanız, 500 dolar artırmanız gerek.
Ante a hundred?
Giriş 100 dolar?
Ante-up kid, huh?
Versene, cicim.
- 50 cent ante, boys.
- Bahis 50 Cent, çocuklar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]