Après traducir turco
32 traducción paralela
It's just, in other words, aa... Ap, aple... - Après-guerre.
Şu apree...
There are two après-guerre types :
Evet, iki sınıf var :
- Répétez aprés moi. "Door."
- Répétez après moi. Kapı.
Miss, I'd like another après-ski outfit, please.
Bayan bir tane daha kıyafet istiyorum lütfen.
Josette, I've borrowed your après-ski shoes.
Josette, senin kayak botlarını ödünç aldım.
How about a little après-ski?
Kayak sonrası keyfine ne dersin?
J'aurais un apéritif après tout. Heu martini.
Ben önce bir içki alacağım.
The last one was deposited yesterday, après-Mort.
Sonuncusu dün çekilmiş, eşinin ölümünden sonra.
Mullins'is the après-work watering hole for the upwardly mobile.
MuIIins iyi çalışanlar için... harika bir yerdir.
Et moi, dès que je raccroche, je jetterai ce téléphone, après être parti de devant chez vous.
Bu konuşmayı bitirir bitirmez cep telefonunu atacağım. Tabii arabamla evinin önünden ayrıldıktan hemen sonra.
D'après toi, quel est le pourcentage de chance, qu'à notre arrivée à Las Vegas, après qu'on se soit installé à l'hôtel, qu'on trouve une petite chapelle et... Tu veux m'épouser?
Las Vegas'a vardığımız zaman sence şansımız nedir kayıt ettirdikten sonra belki küçük bir şapel bulabilir ve benimle evlenir misin?
Après moi, le déluge.
Après moi, le déluge.
It's the perfect meal for après I'amour.
Sevgililer için en güzel kahvaltı.
We have pepper's après-ski fondue party tomorrow night, Cam.
- Hayır, olmaz. Pepper'ın "Kayak Sonrası Fondü Partisi" ne katılacağız yarın gece, Cam.
No, dad, it's for my friend pepper's après-ski fondue - -
Hayır, baba. Arkadaşım Pepper'ın " Kayak Sonrası Fondü- -
Après you.
Önden buyurun.
Après vous, monsieur.
Önden buyurun, beyefendi.
It's like, "Après moi le déluge!"
Après moi, le déluge sanki.
Après moi.
Gel benle.
Bon après-midi, Jim.
Bon après-midi, Jim. ( İyi Günler )
My après-consummation treat.
İşten sonraki ödülümü alayım.
Best après ski party ever!
En iyi kayak partisi hiç!
Après-ski! Let's get our drink on!
Aprés-ski!
Après moi.
Güven bana. Önden buyur.
Bon après-midi.
Tünaydın.
Real après-ski vibe.
Gerçek après-ski tarzı.
Gstaad's all about après-ski.
Gstaad'ın her şeyi après-ski tarzıdır.
And, um, Felix and I actually got some serious après-ski cred by the end of it, but Delphine was, like, all business.
Ve, Felix... ve ben aslında... gayet eğleniyorduk... ancak Delphine'in umurunda olan tek şey işti.
Yusa's an ap... ap... après-nothing.
Yusa ise apree...
I'm all après-ed out.
Hayır, çürük elma.
Après vous.
Önden buyurun.
This is like an après-ski party at Hafjell. What's the line on the Knicks?
Hafjell'deki kayak sonrası partiler gibi.