Arash traducir turco
93 traducción paralela
There's arash ofthings thathave happenedovertheyears.
Çok korkunç şeyler oldu yıllar geçtikçe.
Arash, do something!
Arash, bir şeyler yap!
Arash, when you wanna do this?
Arash, bunu ne zaman yapmak istersin?
His name is Arash.
Adı Arash.
No, that was Arash.
Hayır, onu Arash'a yaptılar.
Arash, get the fuck over here.
Arash, buraya gel lanet olası.
How's Arash?
Arash nasıl?
Here I am praying that Arash isn't devoured by goats.
Arash'ın keçiler tarafından yenmemesi için dua ediyorum.
My name is Arash.
Benim adım da Arash.
- Arash, that is so sad.
- Arash, bu çok üzücü.
That is a long time, Arash.
Bayağı olmuş Arash.
Well, here I am, Arash.
Buradayım, Arash.
Arash, Arash, Sujatmi is here.
Arash, Arash, Sujatmi'n burada.
- Arash.
- Arash.
Arash!
Arash!
Arash.
Arash.
Arash, what was that?
Arash, neydi o?
Arash hit a wild boar during his telephone orgasm, - and it got stuck under the bus. - You killed it.
Arash telefonda orgazm olurken bir yaban domuzuna çarptı ve onu otobüsün altına sıkıştırdı.
- All right, Arash.
- Tamam Arash.
Arash, come on, man.
Arash, hadi ama adamım.
There's fried chicken with all the fixings, and veggie lasagna for all you poor non-meat eaters, and, Arash, honey, I didn't know what you are, so I made you some enchiladas and some Pad Thai and some Baba Ghanoush.
Garnitürlü kızarmış tavuğumuz var ve et yemeyen garibanlar için de sebzeli lazanyamız var. Ve Arash tatlım, senin ne olduğunu bilmiyordum ben de sana acılı Meksika böreği soslu Tayland makarnası ve baba gannuş yaptım.
Arash, honey, I found a pair of pants for you.
Arash, tatlım, sana göre bir pantolon buldum.
And, Arash, honey, I gave you a little extra helping of Baba Ghanoush.
Ve Arash tatlım. Sana yardımcı olması için biraz daha baba gannuş koydum.
Having met the perfect girl, Arash returned to Ithaca, got a job and worked his way through college.
Hayatının kızıyla tanışan Arash Ithaca'ya döndü ve üniversitenin sonuna kadar aynı işte çalıştı.
Arash, dear, come and take the things in.
Arash, şunları içeri getirmeme yardım eder misin?
Arash, don't go into the water.
Arash, suyun yanında kal.
Arash, darling...
Arash, sevgilim...
Leave Arash alone.
Arash'ı yalnız bırakalım.
Arash...
Arash...
- Daddy, Arash!
- Baba, Arash!
Arash is in the water!
Arash suda!
Where's Arash?
Arash nerede?
- No. What if she went after Arash?
Ya o da Arash'la birlikteyse?
Arash?
Arash?
She wanted to rescue Arash...
Arash'ı kurtarmak istemişti...
Arash was shouting in the water.
- Arash suda çığlık atıyordu. - Sonra?
Arash is my son.
O benim oğlum.
Arash was in the water.
Arash suya girmişti.
Then it flew off very high, it fell in the water and I saw Arash.
Yanıma gelip, uçurtmayla oynadı. Sonra Arash'ı gördüm.
I ran after my kite on the other side and there I saw Arash.
Uçurtmamın peşinden diğer tarafa koştum. Ve orada Arash'ı gördüm.
You saw Arash.
Arash'ı gördün.
Stop it, Arash!
Kes şunu, Arash.
Morvarid, sweetie, when your kite fell into the water and you saw Arash about to drown was Elly there or was she leaving the villa?
Morvarid, canım, uçurtman suya düştüğünde ve Arash boğulurken Elly orada mıydı? Yoksa evden mi ayrılıyordu?
What about you, Arash?
Ya sen, Arash, hayatım?
If she went into the sea for Arash, isn't she worth it?
Arash yüzünden boğulduysa, buna değmez mi?
How can you possibly know if she went for my Arash?
Kim söylüyor benim Arash'ım yüzünden boğulduğunu?
She wanted to save Arash and she drowned.
Arash'ı kurtarmak istedi ve boğuldu.
- What Arash just said.
- Arash'ın bahsettikleri.
Arash, Anita, Morvarid, come here.
Arash, Anita, Morvarid, çabuk gelin.
And the 21 st century Knight Ridercar, the brand new Arash AF-10.
21. yüzyılın Kara Şimşegi yepyeni Arash AF-1 0.
Unlike the Pontiac Trans-Am original, the Arash is British.
Orjinali Trans-Am aksine, Arash ingiliz.