Arazi traducir turco
3,347 traducción paralela
It's mostly farms.
Çoğu arazi.
And good old Cookie, the crusty comically inept geological surveyor.
Ve bizim ihtiyar aşçı. Acayip maharetsiz jeolojik arazi mühendisi.
Big Caboose, duplicate Fry, even Cookie the crusty, comically inept geological surveyor- - they're all made of nano-plastic.
Koca Vagon, Kopya Fry, hatta ihtiyar aşçı acayip maharetsiz jeolojik arazi mühendisi. Hepsi nanoplastikten yapılmış.
But such profitable outcomes are reserved for plantation masters.
Ama öyle kârlı zenginlikler sadece arazi sahiplerine mahsustur.
The land.
Arazi.
There is, but the terrain is hard... it hardly counts as an escape route.
Var fakat arazi çok çetin. Bir kaçış yolu olarak düşünülemez.
I have an agreement with the owner.
Arazi sahibiyle anlaşma yaptım.
And then sections of the bush from the routeburn saddle down to greenstone.
Sonra da Routeburn Saddle'dan Greenstone'a kadar olan ormanlık arazi.
Land owners are being forced to turn into labourers... so that a car factory can replace your farm land.
Arazi sahipleri ırgat olmaya zorlanıyor. Böylece arazilerinizin yerini o araba fabrikası alabilecek.
Tomorrow morning the crops and land will be destroyed.
Yarın sabah ekinler ve arazi mahvedilmiş olacak.
I just bought 4,000 acres of California desert. Time-out.
California çölünde 1500 hektarlık bir arazi aldım.
What were you saying about that property on the border?
Sınırdaki arazi hakkında ne diyordun?
No, I already used that money as the down payment of six square miles of desert
Hayır, o parayla çölde 15 kilometre karelik arazi aldım.
his brother was sleeping with his wife, the property he was going to sell to the government... to build the U.S. Wall on was in Mexico...
Kardeşi karısıyla yatıyordu. Duvar inşa etmek için hükümete satacağı arazi Meksika'daydı.
The wrong land?
- Yanlış arazi mi?
Land.
Arazi.
Land or blood.
Arazi ya da kan.
His dad passed away a few years ago and left him this bit of land, so him and Anna could set up home.
Babası birkaç yıl önce öldü ve ona biraz arazi bıraktı, böylece Anna ile birlikte ev kurabildiler.
So the question that we have to ask ourselves is this - did Sandy's dad kill his own mother for the croft?
Kendimize sormamız gereken soru şu : Sandy'Nin babası, kendi annesini arazi için öldürmüş olabilir mi?
That p ot,
Şu arazi...
Get that plot vacated,
Şu arazi bomboş.
So, on what grounds can you say, this p ot be ongs to Brahmpa Chaudhary?
Sizin söylediğiniz gerekçeye göre bu arazi Chaudhary Brahmpal'a ait.
The d sputed land legally be ongs to him, and I've all the documents to prove t,
Bu tartışmalı arazi ona ait. Ve her şeyi belgelerle ispat edeceğim.
After rev ew ng these documents, the v age counc has decided, that the plot egal y be ongs to Brahmpa Chaudhary,
Belgeleri gözden geçirdikten sonra köy meclisi kararını vermiştir. Bu arazi yasal olarak Brahmpal Chaudhary'ya aittir.
Rasca, lf s ster was alive today, she would've certain y g fted me a few plots, I've been tolerating you because of your s ster,
Seni alçak! Eğer kız kardeşim hayatta olsaydı kesinlikle benim adıma bir sürü arazi verirdi. Kız kardeşin yüzünden sana fazla müsamaha gösterdim.
My brother's family bought some land in Mogosoaia, lake-side.
Erkek kardeşimin ailesi Mogosoaia'da arazi satın aldı, göl tarafında.
The land this describes doesn't exist.
Burada tarif edildiği gibi bir arazi yok.
This is your land.
Bu arazi de öyle.
Many landlords from Uttar Pradesh and Bengal..
Uttar Pradesh ve Bengal'deki pek çok arazi sahibi...
The land dispute complicates the investigation, and personally I agree with him.
Aslına bakarsak, hakimle konuştum bile ama o bunların alakasız olduğunu söyledi. Arazi anlaşmazlığı soruşturmayı karıştırır. Şahsen ben de ona katılıyorum.
But remember this is a murder case, not a land dispute.
Ama bunun bir cinayet davası olduğunu, arazi anlaşmazlığı olmadığını aklınızdan çıkarmayın.
Okay, the offer made on the land would have brought 30 million euros to this community.
Tamam, arazi için sunulan teklif bu çevreye 30 milyon euro getirecekti. Bu tarz bir gerekçe...
ALL : a'There's a land beyond the river
# Orada nehir ötesinde bir arazi var
Well, perhaps you'll land a spiritual job.
Eh, belki de manevi bir iş arazi olacak.
This is not a small plot of land on which you grow turnips and onions.
Bahsettiğimiz, turpla soğan yetiştirdiğiniz ufak bir arazi değil.
It's 50,000 acres, 70,000 head of cattle.
50.000 dönüm arazi, 70.000 baş inek.
Well, all the men you arrested identified this guy Hanson but apparently he's long gone.
Tutukladığın tüm adamlar Hanson denen adamı teşhis etti ama görünüşe göre adam çoktan arazi olmuş.
Now, the landowners at the site...
Bölgedeki arazi sahipleri...
Just twenty acres of land.
Sadece 20 dönüm arazi.
is this land of any use to you?
Bu arazi sizin işinize yarıyor mu?
Property papers.
Arazi tapuları.
They're agitating for land, sir.
Arazi için propoganda yapıyorlar efendim.
You're a landowner, George.
- Sen bir arazi sahibisin George.
This ain't territory you wanna get lost in.
Bu, kaybolmak isteyeceğin bir arazi değil.
If I wanted to grow crops, I'd till the land in a village... I wouldn't come to the city to use a gun.
Bitkilerin büyümesini isteseydim köyde arazi de çaılışırdım... yani silah kullanmak için burada olmazdım.
They're in talks with the government to take over a vast tract of land in northern BC.
Kuzey BC'de geniş bir arazi yolu... kapabilmek için hükümetle görüşüyorlar.
I begin to have the panicky feeling that the land and this very afternoon might go on forever.
Bu arazi ve yakıcı öğlen vakti,... sonsuza kadar sürecekmiş gibi hissediyordum.
The area.
Bu arazi.
This field belongs to them.
Bu arazi onlara ait.
I own this field.
Bu arazi benim.
- This your land?
- Bu arazi senin mi?