Are they safe traducir turco
306 traducción paralela
Are they safe there?
Onlar orada güvendeler mi?
- My securities, are they safe?
- Emanetim sağlam bir yerde mi?
Are they safe?
İnsana zararları var mı?
Are they safe?
Güvendeler mi?
Where's my family? Are they safe?
Ailem nerede, güvendeler mi?
The professors and Mr. Malone are safe - they'll be here in a minute or two!
Profesör ve Bay Malone güvendeler. Bir iki dakika içinde burada olurlar!
Almost a million American young men are engaged in a struggle which they have been told will make the world safe for democracy.
Neredeyse bir milyon Amerikalı genç erkek, dünyayı demokrasi için daha güvenli yapmak uğruna savaşa gidiyorlar.
Knowing your friendship for Helen... and Geoffrey, it's safe to assume that you wouldn't be working here as calmly as you are... unless you knew where they were.
Helen ve Geoffrey ile olan arkadaşIığınızı biliyorum, onların güvende olmadığını düşünürsek, senin burada oturup çalışmaman gerekir onların nerede olduğunu bildiğin sürece.
But they won't, and as long as they are here, Boy will never be safe.
Ama bırakmayacaklar, ve burada oldukları sürece, Çocuk da asla güvende olmayacak.
They may think it's twice as safe because there are two of them.
İki kişiler diye iki kat güvendeler sanırlar.
Okay, Sherlock, if they were poisoned, why are these cans safe?
Pekala Sherlock, zehirlendilerse bu konserveler niye güvenli?
Are they not now upon the western shore, safe-conducting the rebels from their ships?
Şu anda hepsi batı sahilinde olmasın? Belki de asiler rahatça gemilerden çıksın diye yardım ediyorlar.
You think it's safe for them to be alone together like they are?
Onların bu durumdayken birlikte yalnız kalmalarının güvenli olduğunu düşünüyor musun?
- They are in that safe.
- O kadar güvendeler.
They are self-assured, they feel safe.
Kendilerini güvenceye almış onlar.
I heard that they are there too at the mill You think they are safe?
duydum ki kaçıranlar arasındaymış sence birşey olur mu?
What are they going to do when they open the safe and find out it's empty?
Kasayı açıp boş görünce ne yapacaklar?
They came back all right, sir. In my opinion, the transporters are now safe for human transport.
Efendim, ışınlamanın şimdi insanlar için de yeterince güvenli olduğu görüşündeyim.
Are they really safe?
Gerçekten güvendeler mi?
- They are safe.
- Güvendeler.
They followed instructions and are now safe.
Talimatları izlediler ve güvendeler.
There they are, safe and sound in your new home.
İşte sağ salim yeni evlerindeler.
Let us go to the church and tell our loved ones they are safe.
Kiliseye gidip sevdiklerimize artık onların güvende olduklarını söyliyelim.
Our old ways are proven, they've kept us safe.
Eski yöntemimizin geçerliliği ispatlanmış, bizi daima güvende tutuyor.
You are in safe hands. If you mean the ones of him, they're not hands.
Bunun eliyse el değil, ayak bu be.
Jews who think they're happy... have equal rights and are safe
Mutlu olduklarını düşünen yahudiler de... Aynı haklara sahip ve güvendeler.
They believe theirjob is as safe as anyone else's because they are all carefully trained professionals.
Hepsi eğitimli uzmanlar olduklarından işlerinin de herkesinki kadar tehlikeli olduğuna inanırlar.
The others are closed because they're not safe.
Diğer bölümler kapandı çünkü hiç güvenli değil.
That doesn't mean that they are not safe.
Ama bu durum, uçakların güvenli olmadığını göstermez. - Quantas.
They are safe as long as they are not discovered.
Lütfen anlayın. Onlar keşfedilmedikleri sürece güvendeler.
Doing whatever they want, for guys... for guys who are sitting snug in a safe place, do they have any right to complain?
Bu formasyonla geri çekilin! Ateş gücünü yakın menzile çevirin! Valkyrie'leri kaldırın!
- They are perfectly safe.
- Onlar tamamen emniyette.
As long as they are around, Uncle Michael is safe.
Onlar ortalıkta oldukça, Michael Amca güvende.
Who are they to say I'm not safe?
Benim güvenilir biri olmadığımı kim söyledi onlara?
So I don't have to eat my hat and my worldly goods, such as they are, are safe.
Yani şapkamı yemek zorunda değilim ve mal varlığım da güvende.
And they are certainly not safe for you.
Senin için de değil.
You are safe here. Because I can control the weather, they call me Storm.
Havayı kontrol edebildiğim için bana Storm diyorlar.
The people that see me every day that are on my side, they feel safe because they know I'm close.
Bu mahallenin insanları. Beni her gün görür yanlarında olduğumu anlar, kendilerini güvende hissederler.
Wherever those kids are, I'm sure they're safe...
Çocuklar her neredeyse, eminim güvendedirler...
They are safe... for now.
Güvendeler. Şimdilik.
They are safe as long as they are not discovered.
"Keşfedilmedikleri sürece güvendeler tabii."
Chances are they've mapped those currents and they're taking the only safe way through.
Şansları, bu şartlara ait haritalarının olması, ve bu sayede kendileri için en güvenli yere doğru gitmek.
Up here they are safe from other bears... who would kill them to satisfy their hunger.
Burada, açlığını bastırmak için onları öldürebilecek olan diğer ayılardan uzakta, güvendedirler.
The babies could probably find their own way... but they are only safe if they stick together.
Muhtemelen yavrular yolu bulabilir ama sadece bir arada oldukları sürece güvendeler.
At 3 months, they're still too inexperienced to kill large animals... so they are creched in a safe place while the older wolves go out hunting.
Üç aylıklar ve hâlâ büyük hayvanları öldürmek için tecrübesizler. Bu yüzden, büyük kurtlar avlanmaya gidince güvenli bir yerde yuvalanırlar.
They're safe. Your kids are safe.
Çocuklar güvende!
The overall success of the Berlin Airlift was first of all, it persuaded a lot of very frightened people throughout Europe that they had to come into the Atlantic Alliance, which provided the security or the general feeling that we are safe, in spite of these very much larger Russian forces which were next door.
Berlin Hava Nakliyesinin genel başarısı evvela Avrupa boyunca korkmuş birçok insanı güvenliği temin ettiği, genel kanıyla güvendeyiz hissini sağlayan İttifaka girmek zorunda olduğuna yanı başımızda çok daha kalabalık Rus güçlerinin varlığına rağmen ikna etti.
They are my relics. I'm prepared to offer you something for their safe return.
Bu Hirogen ve Tuvok ile Seven'da güvertede.
Records of Voyager's travels through our Quadrant are incomplete, but it's safe to assume that they interfered with many other cultures, yes.
Kayıtlara göre Voyager'ın, bizim çeyreğimizde olan yolculuk bilgileri eksik, ama daha birçok kültüre burunlarını sokma ihtimalleri var, yani evet.
They are opening the safe deposit box.
Çelik kasayı açıyorlar.
Besides even if they made all of the airplanes completely safe the terrorist would simply start bombing other places that are crowded.
Ayrıca, bütün havaalanlarını tamamen güvenli hale getirseler dahi teröristler basitçe diğer kalabalık yerleri bombalamaya başlarlar.
are they 885
are they yours 34
are they here 66
are they okay 61
are they real 23
are they still there 20
are they good 19
are they coming 28
are they still alive 18
are they dead 50
are they yours 34
are they here 66
are they okay 61
are they real 23
are they still there 20
are they good 19
are they coming 28
are they still alive 18
are they dead 50
are they alive 29
are they gone 40
are they not 44
are they all right 31
safe 703
safety 90
safely 31
safer 57
safe flight 17
safety first 90
are they gone 40
are they not 44
are they all right 31
safe 703
safety 90
safely 31
safer 57
safe flight 17
safety first 90
safe travels 68
safe trip 28
safe journey 62
safe and sound 145
safety in numbers 20
safe place 18
safe house 23
safe home 16
safe from what 26
safe trip 28
safe journey 62
safe and sound 145
safety in numbers 20
safe place 18
safe house 23
safe home 16
safe from what 26