English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / Aren't you hot

Aren't you hot traducir turco

69 traducción paralela
Aren't you hot in that?
Onun içinde terlemiyor musun?
You're hot too, aren't you?
Sizce de sıcak değil mi?
- Aren't you hot?
Kızıştın mı?
Aren't you... hot?
Sıcakladın, değil mi?
Aren't you hot?
Sıcakladın, değil mi?
This is... Aren't you hot, Mr. Kim?
Siz... sinirli Bay Kim misiniz?
Aren't you all hot?
Siz sıcaklamadınız mı?
You should talk, sweetie, your lot aren't so hot, either
Konuş bakalım tatlım, senin güruh da pek düzgün sayılmaz.
Aren't you hot?
Sıcak gelmiyor mu?
Aren't you the one that does that hot, smoky number in the red dress?
Kırmızı elbiseyle o nefis dansı yapan sen miydin?
- Aren't you hot in that?
- Sıcak gelmiyor mu?
- Aren't you hot? - Yes.
Sıcak mı?
- Aren't you hot in that jacket?
- O ceketle pismiyor musun? - Evet.
Aren't you hot? - Yeah.
Terlemedin mi?
- Aren't you hot in that sweatshirt?
- Onun içinde pişmiyor musun?
Aren't you hot in that sweater?
O kazakla terlemiyor musun?
Aren't you hot?
Sıcak basmadı mı?
Aren't you hot?
Sence sıcak değil mi?
Aren't you boiling hot in that outfit?
O giysilerle pişmiyor musun?
Aren't you hot? Do you want to swim or something?
Yüzmek ya da başka bir şey yapmak ister misin?
Aren't you hot?
Terlemedin mi?
Aren't you hot in those clothes?
o elbiselerin içinde pişmiyor musun?
Mama, aren't you hot?
Anne, pişmiyor musun?
- You guys aren't too hot on vegetables.
- Sebzeyle aranız pek iyi değil galiba.
Hot blooded, aren't you?
Sıcakkanlısın, değil mi?
Aren't you kind of hot in those?
Bunun içinde terlemiyor musun?
Excuse me, aren't you Hot Donna?
afedersiniz, siz ateşli Donna değil misiniz?
? Hey, I can't believe you guys aren't in Bob's hot tub.
Hey, Bob'ın jakuzisine girmediğinize inanamıyorum.
You can have a hot plate, but roaches aren't my problem.
Ocak kullanabilirsin ama karafatmalar benim sorunum değil.
- Aren't you hot?
- Sıcak olmuyor mu?
Aren't you hot? I get cold.
Üşüyorum.
Aren't you hot?
Çok terledim. Sen terlemedin mi?
You're fantasizing about your own hot spring, aren't you!
Kendine ait bir kaplıcayı hayal ediyorsun değil mi?
Aren't you hot in that thing?
Terlemiyor musun o şeyin içinde?
Even if the stones aren't hot, the fact that he didn't want the cops involved... didn't make you think there might be something a little bit off? Oh, no, no, no.
Taşlar gerçek olmasa bile polisleri karıştırmaması bu olayda bit yeniği olduğunu düşündürtmüyor mu?
Aren't you hot?
Sıcaklanmadın mı?
Aren't you... Isn't it hot?
Hava biraz, sıcak değil mi?
Aren't you gonna be hot in this jacket?
Bu ceketle terlemeyecek misin?
- I missed you too, Aren't you hot?
- Ben de sizi. Kıyafetlerinizi çıkarsanıza.
Aren't you hot?
Üşüyor musun?
Aren't you hot?
Sıcak değil mi?
Pretty hot shit, aren't you? King player.
Bunu iyi becerdin, "Büyük oyuncu".
- Aren't you hot?
- Seni de sıcak basmadı mı?
Aren't you hot?
Sen sıcaklamıyor musun?
Ah! Aren't you hot?
- Sen yanmıyor musun?
Coming in a little hot today, aren't you, Grimes?
Bugün fazla ateşli gibisin Grimes. Sorma gitsin.
- You're feeling hot, aren't you?
Sıcak, değil mi?
Now you're going to tell me it isn't hot in the Yemen, too, aren't you?
Şimdi de bana Yemen'in sıcak bir yer olmadığını söyleyeceksiniz, değil mi?
Aren't you a little overdressed for hot stones?
Kızgın taşlar için fazla şık değil misin?
So, aren't you supposed to do, like, hot / cold, hot / cold, like in, then out...
Bir sıcak, bir soğuk yapmak gerekmiyor mu? Arada dışarı çıkıp sonra yine girmek yani.
Hope you guys aren't too hot.
Beyler, umarım çok sıcaklamamışsınızdır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]