Aren't you sweet traducir turco
130 traducción paralela
- Aren't you sweet?
- Ay, çok tatlısın.
- Aren't you sweet.
- Ne kadar tatlısın.
You are a sweet old soul aren't you?
Sen tatlı, yaşlı bir ruhsun değil mi?
Aren't you sweet?
Ne hoş, değil mi?
Sweet spirits of niter, aren't you the tender bud.
Tatlı nitrat özleri, körpe tomurcuk değilsiniz.
Mail for me? Aren't you sweet.
Ne kadar şekersin.
You're sweet on this hunky stud, aren't you?
Sen bu biçimsiz adamı seviyorsun.
Aren't you a sweet brother.
Ne şirin bir kardeşsin sen öyle.
Oh my - my, aren't you a sweet thing
Tanrım, ne tatlı şeysin sen!
She's very happy today, aren't you, my sweet?
Bugün çok mutlu. Değil mi tatlım?
Aren't you sweet.
Çok tatlısın.
Aren't you sweet to notice.
Farkına varmak kötü değil mi.
- Aren't you sweet?
Ne kadar tatlısınız.
- Aren't you sweet?
- Çok tatlısın
Oh, aren't you sweet?
oh ne kadar tatlısın.
The bird went- - and it just missed you! - Aren't you sweet?
Kuş uçtu, az kalsın seni yakalıyordu!
Aw, aren't you sweet?
Çok tatlısın!
I thought it was just an act, but you really are as sweet as fucking pie, aren't you?
Ben rol yaptığını düşünmüştüm, ama sen tatlı lanet pastasın değil mi?
Aren't you sweet.
Ne tatlısınız.
Mulder, you're really Mr. "Squeeze every last drop out of this sweet life," aren't you?
Mulder, bu güzel hayatı en son güzelliğine kadar yaşarsın, öyle değil mi?
Aren't you sweet.
Ne kadar tatlısın.
Oh, aren't you sweet? Shall we?
Ne kadar tatlısın?
But sweet girls aren't for you, ay.
Ama hoş kızlar sana göre değil, değil mi?
- Aren't you sweet?
- Ne tatlısın.
Aw, Edgar, aren't you sweet?
Lafı bile olmaz.
- Well, aren't you sweet.
Pek tatlı değilsin.
But here you are. I mean, you're just so sweet, aren't you?
Çok şirinsin değil mi?
Aren't you sweet?
Ne kadar tatlısın.
Oh, aren't you sweet?
Ne tatlı şeysin sen!
You are actually quite sweet for a stars-and-bars company man, aren't you?
Siz yıldızlı apoletli bir ordu mensubuna göre oldukça nazik birisiniz değil mi?
Aren't you sweet?
Çok tatlısınız?
AREN'T YOU SWEET?
Selam, tatlım.
Aren't you sweet?
Pek de tatlısın.
- Aren't you sweet.
- Çok tatlısın.
Remember.They're just like you only infinitely better Karen, I'm no more intimidated here than you would be in a roomful of people who were getting into Heaven Aren't you sweet?
Karen, şimdi sakin ol çünkü sana pantolonların aşağıda olmasına inanarak pantolonsuz
Oh, aren't you sweet?
Ne kadar düşüncelisin.
You're just a sweet thing, aren't you?
Çok tatlı bir şeysin, değil mi?
Jesus Christ, you're taking your sweet time, aren't you?
Aman Tanrım, zevkten dört köşesin, değil mi?
You're pretty sweet on her, aren't you?
Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
then, gosh, you two aren't gonna have any time for that sweet Aryan sex that you love so much.
Tebrikler ama onunla uğraşan herkese gösteri yapmaya kalkışırsan, çok sevdiğiniz tatlı muhafazakâr seksinize hiç vakit bulamazsınız.
Aren't you sweet?
Sen çok tatlısın!
Aren't you sweet. Samantha Jane, why is it I don't have a contract with you?
Samantha Jane, neden seninle bir kontratım yok?
Well, aren't you sweet?
- Çok tatlısınız.
Aren't you sweet?
Çok tatlısın?
You're here. Wow. Aren't you sweet.
Buradasın.
- Aren't you sweet.
Oh, ne kadar tatlısın.
Well, aren't you sweet?
Çok şekersiniz.
Well, aren't you sweet?
Çok tatlısın!
hey, I just wanted to say I love you. Aren't you sweet?
Sadece seni sevdiğimi söylemek istedim.
Well, aren't you sweet to ask about little ol'me.
Şey, neler yaptığımla ilgilenmen çok tatlı bir olay.
Aren't you sweet?
Çok tatlısın.
aren't you 6426
aren't you clever 17
aren't you cold 71
aren't you hot 24
aren't you tired 48
aren't you eating 23
aren't you excited 41
aren't you curious 39
aren't you afraid 57
aren't you hungry 75
aren't you clever 17
aren't you cold 71
aren't you hot 24
aren't you tired 48
aren't you eating 23
aren't you excited 41
aren't you curious 39
aren't you afraid 57
aren't you hungry 75