Arsenal traducir turco
911 traducción paralela
ARSENAL The revolution epic story
CEPHANELİK Devrimin Destansı Hikayesi
- Demobilized soldier from the Arsenal, I have an honour to come back.
- Cephanelikten terhis olma er, geri dönmekten gurur duyuyorum.
Arsenal was listening.
Cephanelik bekliyor.
Arsenal.
Cephanelik.
- Bury me at home for a half an hour. I have not seen it for nine years. Hurry up, brothers, Arsenal is dying.
- Evinin önünde toprağa verelim, dokuz yıldır görmemiştim, acele edin kardeşlerim.
What's the idea of the arsenal?
Bu silahın amacı nedir?
He ought to get himself an arsenal and stick around.
Ya kaçacak yada bir cephanelik kurup içinde yaşayacak.
Of course, if the Arsenal lose to Birmingham on Saturday, I shan't be so pleased.
Elbette öyle ama cumartesi günü Arsenal Birmingham'a kaybederse çok da memnun olunmamalı.
I know you don't follow Arsenal but they're a good bet, believe me.
Arsenal'i takip etmediğinizi biliyorum, ama inanın onlara oynamak iyi kazandırıyor.
Right opposite the prison gates is the arsenal of the Khalifa. That's our one chance.
Hapishane kapısının tam karşında Halife'nin cephaneliği bulunuyor.
- That's the arsenal, sir. - Good!
- Orası cephanelik efendim.
" During the battle, the prisoners in the Omdurman dungeons... overwhelmed their guards, captured the arsenal and held it...
" Çatışma sırasında, Omdurman zindanlarındaki mahkumlar... gardiyanlarını alt edip cephaneliği ele geçirerek İngiliz-Mısır güçleri tarafından...
You certainly pack an arsenal.
Sanki koca bir cephane taşıyorsun.
The Treasury's an arsenal.
Çünkü hazine bir silah deposu gibidir.
Regular arsenal.
Klasik cephanelik.
But before I came, I stopped at the arsenal at Springfield, Massachusetts. Without orders, I may add.
Fakat gelmeden önce, izinsiz Massachusetts'de Springfield cephaneliğinde durdum.
What about that arsenal you've set up in the shop?
Atölyeye yerleştirdiğin cephanelik ne alemde?
Marked on the map is an arsenal, if you remember and dated in the corner.
Harita üstünde gösterilen cephanelik ve köşede tarih var.
- The "Arsenal of Democracy."
- "Demokrasinin silah deposu."
He had quite a little arsenal of his own, hadn't he?
Onun kendi silahı vardı, değil mi?
One of the jewels of the arsenal.
- Cephanemizin mücevheri.
There's the arsenal, on 64th Street and 5th Avenue.
İşte cephanelik, 64. Cadde ve 5. Bulvar.
All right, men, into the truck, we'll ride to the arsenal.
Pekala beyler, kamyona. Cephaneliğe gidiyoruz.
"New York Institute of Advanced Physics." That's not the arsenal.
"New York Fizik Enstitüsü." Burası cephanelik değil.
- Quite an arsenal they've got piled up here.
Buraya oldukça fazla cephane yığmışlar.
They have enough weapons to fill an arsenal.
Bir orduya yetecek kadar silahları var.
Finally, there was only one more buffering agent left in his tiny arsenal of drugs..
"Sonunda küçük ilaç deposunda tamponlamada kullanılacak..." "... tek bir madde kalmıştı... "
There's Arsenal and Thunderbolt.
Cephane ve Yıldırım.
The Chinese have an arsenal near the Imperial City.
Kraliyet şehri yakınlarında Çinlilerin mühimmat deposu var.
Now us, the ones from the Arsenal, must be careful.
Silah fabrikası işçileri olarak, dikkatli olması sırası bize geldi.
Jose, remove the ammunition from the arsenal.
Jose, toptan cephaneleri çıkar.
.. left the arsenal of St. Louis.
.. St. Louis deki Mühimmat Deposundan ayrıldı.
We've stayed alive because we built up an arsenal and we've kept the peace because we've dealt with an enemy who knew we would use that arsenal.
Büyük savaştan sağ çıktık, çünkü büyük bir silah gücü oluşturduk. Ve barışı koruduk, çünkü bu silah gücünü kullanarak düşmanın icabına bakmayı bildik.
And I must add what will become of Egypt... if the Mahdi occupies Khartoum and the Khartoum arsenal?
Ve eklemeliyim ki : Mısır'ın varlığı ne olacak Eğer Mehdi Hartum'u ve Hartum cephaneliğini ele geçirirse?
Colonel suspects that gun was stolen from your police arsenal in town.
Albay o silahın kasabadaki polis cephaneliğinden çalındığını düşünüyor. Siz karışmayın.
He suggests the purchase of a war arsenal from Explint.
Explint'ten savaş malzemesi alınmasını öneriyor.
Dan, cesium-138 is the key to a low-cost nuclear arsenal.
Dan, sezyum-138 ile düşük maliyetle atom bombası yapmak mümkün.
Landing party will pick up phaser number ones from the arsenal.
İniş ekibi Fazer 1'i alacak.
You remember the layout of this place? The arsenal?
- Araziyi biliyorsun.
The checkroom's an arsenal.
Vestiyer silah dolu.
In the Saint-Tropez arsenal.
- Saint-Tropez cephaneliğine. - Ne için peki?
We went to the arsenal with the sisters.
Biz hemşirelerle cephaneliği gezmeye gitmiştik. Bütün şehri havaya uçurabilirler.
The man who scored all six goals in arsenal's 1-nil victory Over the turkish champions fc botty.
Arsenal'in Türkiye şampiyonu Döt SK'ya karşı 1-0'lık zaferinde altı gölü de atan adam.
Madre mia, look at this arsenal.
Aman tanrım, şu cephaneliğe bak.
Now, a Gatling gun disappeared from the federal arsenal in El Paso four weeks ago.
Dört hafta önce El Paso federal cephanelikten bir mitralyoz kayboldu ben o olduğunu sanıyorum.
If we were given any reason to believe that he has any kind of arsenal we'd move in on him.
Eğer orada silah olduğuna dair en ufak bir inancımız olsa... işini bitirirdik.
For it was her courage, foresight and understanding That enabled us to probe beneath the sophisticated veneer Of the royal arsenal women's college, bagshot
Çünkü onun cesareti, öngörüsü ve anlayışı sayesinde içyüzünü görebildik Bagshot Kraliyet Arsenal Kadınlar Koleji'nin ve bu adamın gerçek öyküsünü öğrenebildik :
Detroit is the arsenal of democracy. Sarge, Sarge!
- Detroit demokrasinin cephaneliğidir.
... the Buzzard attack drone the newest weapon in the United States arsenal.
Birleşik Devletlerin elindeki en yeni silah.
- Arsenal?
Arsenal mi?
Stop the work and explode the arsenal on the spot.
İşi durdurup, mühimmatı olduğu yerde imha etmek gerekir.