Ask him traducir turco
12,171 traducción paralela
Ask him who convinced him to sever ties with Reform Enterprises.
Ona kimin onu Reform Girişimle bağlarını kesmeye ikna ettiğini sorun.
Ask him if Suzanne were a boy what we would have called her.
Suzanne denilen bir çocuk olacak ona sor.
I'd love the opportunity to ask him to apologize.
Senden özür dilemesini isteme şansına sahip olmayı çok isterim.
Shouldn't we know what we think before we ask him what he thinks?
Ona fikrini sormadan önce kendi fikrimizi bilmemiz gerekmez mi?
Ask him to show you next time.
- Karşılaşınca göstermesini isteyiver.
I could ask him a few questions- -
- Ona birkaç soru sorabilirim.
Okay, no, no, you have to ask him about the weapon.
Hayır ona direkt aleti sormalısınız.
Ask him what it was and where it was.
Aletin ne olduğunu ve nerede olduğunu sorun.
No, you have to ask him. What if he didn't do it?
Hayır sormanız lâzım, ya o yapmadıysa?
I drove to Sid's building to see if I could catch him and ask him what the hell he got me into.
Beni neye bulaştırdığını sormak için Sid'in evine gittim.
Ghat hero, running for president... but ask him to get me customers and he runs like an athlete!
Ghatın kahramanı, başkanlığa aday ama bana müşteri getirmesini istediğimde, Bolt gibi kaçar!
I'll ask him to restore your supernatural powers.
O zaman belki gücünü ona sorabiliriz.
Pick up the phone and ask him.
Telefonu aç sor.
You know what, Mike? If you want something from Harvey, you're gonna have to ask him yourself.
Harvey'den bir şey isteyeceksen gidip kendin istemelisin.
You wanna know where he's going so bad, just ask him!
Bilmek istersen o daha kötüye gidiyor, ona sor!
You'd have to ask him yourself.
Ona kendin sormalısın.
I'll go ask him, shall I?
Sorarım, olmaz mı?
- Well, did you ask him?
- Sordunuz mu peki? - Hayır.
He just needs to ask him some questions.
Ona sadece bazı sorular sorması gerek.
You just went to see Slider to ask him about Alice and find out her real name, right?
Sen Kaypak'a sadece Alice'in gerçek adını sordun, değil mi?
Ask him where he's from.
- Nereliymiş sorsana.
Ask him!
Sor ona!
Well, we'll just have to ask him tomorrow.
Ona yarın sormak zorunda kalacağız.
Ask him, all right?
Ona sorun tamam mı?
I wanna ask him about a couple people.
Birileri hakkında ona bir şeyler soracağım.
Ask him about a couple people!
Birileri hakkında ona bir şeyler soracağım!
Me and Amber are gonna go down there, big bag of money, get in there with'im, eventually ask him to clean our profits.
Ben ve Amber oraya büyük bir çanta parayla gideceğiz. Yanına yaklaşacağız. Nihayetinde de karımızı aklamasını isteyeceğiz.
Well, we can't exactly go up to him and ask him, can we?
- Gidip doğrudan ona soramayız, değil mi?
Ask him to come once when it is possible.
Ona ne zaman müsait olursa gelmesini söyle.
And just to, um... put myself all in, can I ask him to spend Christmas day with us?
Yaptığım işi tam yapmak için noel gününü bizimle geçirmesini teklif edebilir miyim?
And they will ask him all about him and Chandler.
Ve Chandler ve onunla ilgili her şeyi soracaklar..
Why don't you ask him now?
- Babana niye şimdi sormuyorsun?
Maybe it's easier just to accept a bunch of dumb roses than to ask a man to fundamentally change who he is or do what makes him feel good, when what makes him feel good is telling you how good you make him feel.
Bir erkekten olduğu kişiyi ya da kendisini iyi hissetmesini sağlayan şeyleri değiştirmesini istemektense bir demet aptal gülü kabul etmek daha iyi olmaz mı? Aslında kendini iyi hissettiren şeyleri yaparken onu nasıl mutlu edebileceğini de söylemiş oluyor.
I saw Cameron at the hospital, and when I asked him what happened, who beat him up, he told me to ask you.
Cameron'u hastanede gördüm, ona ne olduğunu sorduğumda, onu dövenin kim olduğunu sana sormamı söyledi.
Carl is gonna ask Victoria to marry him.
Carl Victoria'ya evlenme teklif edecek.
Let's call him and ask.
Hadi arayıp bir soralım.
What in God's name is a fine young lady like yourself doing with a no-good-low-down shit-bird like him?
Tanrı aşkına, sizin gibi genç güzel bir bayanın kötü, ahlaksız bir kuş bokunun yanında ne işi var?
I feel the presence of my love inside him.
İçinde aşkımın varlığını hissediyorum.
He knew Christa and her boyfriend had broken up and he wanted to ask her out, and she was very firm about telling him no.
Christa'nın sevgilisinden ayrıldığını biliyordu ve ona çıkma teklif etti. Ama kız çok net bir şekilde reddetti.
If you want to find Merlin, just ask, and find him you shall.
Merlin'i bulmak istiyorsan, sorman yeter.
Tonight, he has the audacity to ask us... patriots, Americans... to join him in his jubilation, to skip with him down the road to Sodom and Gomorrah.
Bu gece, kimse size sormaya cüret etti mi Vatanseverler, Amerikalılar düşüncelerinde onlara katılıp katılmadığımızı? Sodom ve Gomorra olma yolunda ilerlerken onlarla olacakmıyız?
- Ask him!
- Sor ona!
Why else would Medea betray me for him if not for love?
Eğer aşk için değilse Medea neden bana onun için ihanet etsin? Eğer aşk için değilse Medea neden bana onun için ihanet etsin?
Then I'll ask a favor of the Chief Deputy U.S. Marshal in L.A. and have his boys grab him.
O zaman L.A.'deki federal polis yardımcısından rica ederim onun adamları yakalar.
My father and his father before him ruled that shire with kindness and grace for over 50 years.
Babam, ondan önce de babası 50 yılı aşkın bir süre o bölgeye incelik ve merhametle hükmetti.
All I want to do is see my boy again and I'll do whatever you ask me just to spend some time with him.
Sadece oğlumu yeniden görmek istiyorum ve onunla... vakit geçirebilmek için benden istediklerinizi yapacağım.
If you order me, I will visit him and connect to the station's high positioned officers and ask them the favor of keeping him away from this case.
Bizzat emir verirseniz Müdür Jung'a gidip emniyetteki bağlantılarımızı kullanıp onu bu davadan uzak tutmalarını isterim.
It's nice. By the way, I was going to ask for him on Facebook.
Bu arada ona Facebook üzerinden soracaktım.
Uh, I didn't ask anything about him, and I don't know his name.
Ah, onunla iligili bir şey sormadım ve adını bilmiyorum.
Dear God, Joo-Joo would like to ask if your holy hands will kindly grace him, shake the truth from his lying lips as he kneels before us like a scared little bitch.
Sevgili Tanrım, Joo-Joo senden o kutsal ellerinle kendisini nazikçe okşamanı diliyor, böylece yalancı dudaklarından gerçeği söyletmek için küçük korkak bir orospu gibi biz diz çöktürtmeden önce kendisi diz çökecek.
They ask you something that's gonna send him to jail, you lie.
Sana onu hapse atabilmek için sorular soracaklar sen de yalan söyleyeceksin.
ask him yourself 67
ask him again 17
himself 154
himura 39
him again 23
him and me 36
him too 56
him or me 60
him who 26
ask her 221
ask him again 17
himself 154
himura 39
him again 23
him and me 36
him too 56
him or me 60
him who 26
ask her 221