Ask yourselves traducir turco
138 traducción paralela
Ask yourselves that.
Kendinize sorun.
But ask yourselves, how do we describe the unfortunate individual... who carries his unspoiled childhood instincts into adult life?
Ama kendinize bir sorun, bozulmamış çocukluk hislerini yetişkin yaşamına aktarmak zorunda kalan bahtsız kişilere ne demeli?
You may ask yourselves how come we're to destroy a town with no industry, no enemy bases, no strategic value to anyone...
Sanayisi, düşman üssü, stratejik bir değeri olmayan bir kasabayı niye yok edeceğimizi merak edebilirsiniz.
What you have to ask yourselves is... why did we do it?
Kendinize sormanız gereken şey bunu neden yaptık?
Well ask yourselves why you were clapping.
O halde, neden alkışladığınızı sorun kendinize.
When you listen to the evidence, ask yourselves...
İddia makamını dinlerken kendinize şu soruyu sorun...
Ask yourselves who... Who would have benefited most from the conviction of David Greenhill?
David Greenhill'in mahkum edilmesi en çok kimin işine gelir?
Ask yourselves. What would Harry have done?
Harry'nin ne yapacağını kendinize bir sorun.
But ask yourselves if you want to decide for the rest of us.
Ama hepimiz için karar vermeyi istiyor musunuz, kendinize sorun.
With all the taboos attached to sex. it's no wonder we have problems, that we're angry and violent. But ask yourselves the question :
Seksle ilgili bunca tabu varsa sorunlarımız var demektir. kızgın ve vahşiyiz demektir.
And ask yourselves, people, who's to blame for all this?
Sorun bakalım kendinize bu kimin suçu?
This Council was created to protect the people of Izmer... but ask yourselves...
Bu konsey Izmer insanlarını korumak için oluşturulmuştu....
My friends, ask yourselves... are we prepared to see our Empire... destroyed by a child?
Doslarım, sorun kendinize imapartorluğumuzun bir çocuk tarafından yokedilişine hazır mısınız?
Ask yourselves, why would an archaeology professor... bring the scrolls to New York but leave the map in Israel... hidden inside a safe deposit box?
Kendin sor, bir arkeoloji Profesörü ne yapacaktı... Tomarları New York'tan getireceksin ama haritayı İsrail'e bırakacaksın... Eminim bu bilgileri kutunun içine sakladı.
Now, ask yourselves one question.
Şimdi kendinize tek bir şey sorun.
- I mean, ask yourselves,... how many black people are gonna want to smoke this?
- Mesela, kendinize bir sorun, kaç tane siyah bunu içmek isteyecek?
But ask yourselves who is this great king who pays assassins in gold coins to murder my father, our king in a most despicable and cowardly manner?
Ama kendinize bir sorun, kimdir bu büyük kral? Kralımız olan babamı, korkakça ve alçakça öldüren suikastçılara altın sikkelerle ödeme yapan bu kral kimdir?
I ask the members of parliament to think about your daughters, your nieces, and sisters, and granddaughters, and ask yourselves :
parlamento üyelerinden kendi kızlarını, yeğenlerini, kardeşlerini, ve torunlarını düşünmelerini, ve kendilerine sormalarını istiyorum :
You may ask yourselves, what damages did she really endure?
Gerçekten zarara uğramış olabilir mi diye kendinize sorabilirsiniz.
You might wanna ask yourselves why you didn't have the decency to talk to me first.
Ama kendinize şunu bir sorun, neden benimle konuşmak yerine, polislere haber verdiniz?
Ask yourselves... Why did she do this?
Kendinize neden yaptığını sorun.
But I just want you to ask yourselves one question first.
Ama sizden sadece, kendinize bir soru sormanızı istiyorum.
Ask yourselves this question.
Kendinize şu soruyu sorun.
You ask yourselves that, and then you tell me is anyone else out there?
Kendinize sormanız gereken bu. Sonra dışarıda diğerleri de var mı, siz söyleyin bana.
But ask yourselves :
Ama kendi kendinize sorun :
Look, you can ask yourselves why all day long but in the end, the answer doesn't matter.
Tamam mı? Bütün gün kendi kendinize neden diye sorabilirsiniz ama sonuçta cevabın önemi yok.
So ask yourselves...
O zaman kendinize sorun,...
So what you guys have got to ask yourselves... is this...
Yani siz çocukların kendinize sormanız gereken soru... şudur...
And ask yourselves, who amongst you might not have done the same?
Ve kendinize bir sorun, aranızdan hangisi aynı şeyi yapmazdı?
And the only question you have to ask yourselves is... are you in or are you out?
Ve kendinize sormanız gereken tek soru var mısınız yok musunuz?
And if you have any doubt of that, ask yourselves if these two men were white would we even be here today?
Eğer şüpheniz varsa, kendinize bir sorun bu iki adam beyaz olsaydı.. Bu gün burada olur muyduk?
Bart, we've come to ask you and Laurie to give yourselves up.
Bart, Sen ve Laurie'den teslim olmanızı istemeye geldik.
All I ask is, when we split up, you go on being a credit to Texas, yourselves and to me.
Hepinize soruyorum, biz ayrıldığımız zaman sizlerin ve benim, Texas'ta güvenilirliğimiz devam edecek.
Mr. Franklin, I must ask you and Ms. Hayes to keep this incident with Mr. Gardiner strictly to yourselves.
Bay Frankl ¡ n, s ¡ zden ve Bayan Hayes'den... Bay Gard ¡ ner'la ¡ Ig ¡ l ¡ bu olayi g ¡ zl ¡ tutmanizi r ¡ ca etmek zorundayim.
For God's sake, strap yourselves down!
Tanrı aşkına, takın şu kemerleri!
All I ask in return Is something you yourselves say nothing is wrong with :
Sizden karşılığında sorun olmaz dediğiniz bir şeyi yapmanızı istiyorum.
Now, you two lovebirds talk amongst yourselves.
Şimdi, siz iki aşk böceği kendinizden bahsedin.
You let us own our own lives for the first time and you ask no more of us than you do of yourselves.
İlk kez kendimizi yaşamamıza izin veriyorsunuz ve bizden, kendi yaptığınızdan fazlasını istemiyorsunuz.
Because you've flaunted yourselves, your great love affair.
Çünkü siz ona gösteriş yaptınız. Meşhur aşk maceranızla.
If you boys cannot control yourselves then I'm afraid I'm going to have to ask you to leave.
Eğer siz çocuklar kendinizi kontrol edemiyorsanız.. .. şu durumda korkarım gitmenizi isteyeceğim.
And today, I'll only ask you to trust yourselves.
Bugünse, sadece kendinize güvenmenizi isteyeceğim.
I would ask you to disarm yourselves.
Fakat sizden silahlarınızı bırakmanızı isteye bilirmiyim.
As the frequent fliers amongst you can probably tell... we're experiencing some turbulence this morning... so I kindly ask you to remain seated... and try not to shit yourselves all over my airplane.
Pilotunuz olarak şunu söyleyebilirim... bu sabah bir türbülansa maruz kaldık... bu yüzden sizden nazikçe, yerinizde kalmanızı... ve uçağın hiçbir yerine sı * mamanızı istiyorum.
Couldn't you just ask him yourselves?
Ona kendiniz sorun.
Well, you have to ask.. yourselves..... how much it's worth to you... to have this broken filly finish 14th in a field of 14.
Eh, bu sakat dişi taya, 14 yarışmacılı bir yarışı 14. bitirtmenin size ne kadara mal olacağını kendinize bir sormalısınız.
Ask yourselves :
Sorun kendinize :
I ask that you dissociate yourselves from me.
Benim için endişe etmeyi bırakın lütfen.
Clap for yourselves, because you are on the front lines of the Love Movement!
Bu alkış size çünkü siz Aşk Hareketi'nin ön sırasındasınız.
Call them. Ask them yourselves.
Kendiniz sorun.
Do you understand 752598 h is m key o? " " Ask yourselves...
Will Parsons.
" Ask yourselves...
Altı ay önce erken tahliye olmuş.