Assessment traducir turco
1,265 traducción paralela
I will have to revise that assessment. Irina Derevko affected your life every bit as much as she affected mine.
Irina Derevko senin hayatını da benimki kadar etkiledi.
I need an honest assessment, Jack.
Dürüst bir cevap istiyorum, Jack.
That's great. I appreciate your assessment.
Değerlendirmen için teşekkür ederim.
That assessment was correct.
Bu değerlendirme doğru.
He agrees with the assessment.
O da aynı fikirde.
Is that your assessment, or the High Command's?
Bu Yüksek Komutanlığın mı, yoksa senin değerlendirmen mi?
I have no reason to doubt her assessment.
Değerlendirmelerinden şüphe etmek için bir neden görmüyorum.
The timelines don't support that assessment.
Zaman çizgileri bu değerlendirmeni desteklemiyor.
This is only an initial assessment, of course... but it would appear that this work bears the traits of a Mondrian... painted at the turn of the century.
Örneklemeyle başlayalım, bu tabii ilk değerlendirme ama bu resim Mondrian'in yüzyılın başında yaptığı bir çalışma olabilir.
That's a great assessment on who I am!
Peki anlatacağın başka bir şey var mı?
Failed the personality profile assessment.
Kişilik profili değerlendirmesinden kalmış.
Playing Unreal Tournament in the Multiple Threat Assessment Center is not what they had in mind when....
Tehdit Değerlendirme Merkezi'nde, hayali bir turnuvaya katıldığımı düşünmek...
I'll sit down, I'll read it, I'll digest it and I'll give you the most honest assessment I can.
Oturur, okurum, eleştirir ve sana en dürüst düşüncemi söylerim.
- What's your assessment?
- Sence durum nedir?
You want my assessment of the risks.
Riskleri değerlendirmemi istiyorsun.
Obviously, that's an accurate assessment, but what have we got to lose at this point?
Açıkça görülüyor ki, bu doğru bir değerlendirme, ama bu noktada kaybedecek neyimiz var ki?
However, Mr President, I agree with your assessment.
Ancak, Bay Başkan, değerlendirmenize katılıyorum.
However Mr President, I agree with your assessment of the situation.
Ancak, Bay Başkan, değerlendirmenize katılıyorum.
We informed him of the situation, and he agrees with our assessment.
Onu durumdan haberdar ettik, ve bizim değerlenmemizi kabul ediyor.
- Well, despite your assessment... his parents are still a little irked about his decision to run off and join a cult.
Senin izlenimlerine rağmen annesiyle babası kaçıp bir tarikata girmesinden hiç de memnun değiller.
OK, we want an independent assessment.
- Kendi raporumuzu almak istiyoruz. - Hayır.
We've been tasked with the damage assessment.
Zararı saptamak ve gidermekle görevlendirildik.
Why are they doing a damage assessment on the Amiris and on me for doing my job?
Neden sırf işimi yaptığım için gürültü koparıyorlar?
My initial assessment : it's forged around the Qin dynasty.
İlk incelemelerime göre kılıç, Qin Hanedanı dönemine ait.
Call Dr. Lehmann, tell him we need our own assessment to the judge by morning.
Dr. Lehmann'ı ara, yarın sabah yargıcın masasında kendi raporumuz olmalı.
We just present a threat assessment.
Tehlike değerlendirmesi sunuyoruz.
Risk assessment is we have a clean mission status.
Risk yönetimi temiz görev durumunda.
Risk assessment officer advises casualties from lateral vector will be in the thousands.
Risk yönetim birimi yana yıkılma durumunda binlerce ölü söz konusu olabilir diyor.
Battle damage assessment, 100 over 100.
Savaş hasar durumu, 100 de 100.
Battle damage assessment calculates primary target, Scud warheads, completely suppressed.
Çatışma hasar raporuna göre öncelikli hedef olan, Skud savaş başlıkları tamamen imha edildi.
Myself, I tend to agree with your assessment.
Ben ise, bu yer hakkındaki fikirlerinize katılıyorum.
How about visiting the scene of the crime, make an assessment.
Ya da olay yerini ziyaret etmeye, belki değişik fikirler verir?
- Your job? This is about assessment and compassion.
Senin işin sonuçları değerlendirmek ve sempati göstermek.
Yes, on October the 27th of last year I presented my assessment and recommendation to the archbishop and he authorized the exorcism that day before I left the office.
Evet, geçen yılın 27 Ekiminde yazılı talebimi ve tavsiyemi başpiskoposa sundum. Kendisi de makamından ayrılmadan önce ayini onayladı.
Incorrect assessment.
Yanlış değerlendirme.
We'll start with the skull assessment test.
Önce kafatası sınavıyla başlayacağız.
I'm sorry, sir, but if you're asking me to agree with that assessment, I can't.
Üzgünüm, efendim, ama eğer bu düşünceyle aynı fikirde olmamı istiyorsanız, olamam.
What's the initial assessment?
İlk değerlendirmeler nedir?
the national threat assessment command has been working closely with state and local law enforcement in the jordan collier murder investigation...
Ulusal Tehdit Değerlendirme Komuta Merkezi, Jordan Collier cinayetinin soruşturmasıyla ilgili Eyalet ve Yerel Yürütme ile yakından çalışıyor.
the documents are said to come from an anonymous source within the national threat assessment command.
Bahsi geçen dökümanlar Ulusal Tehdit Değerlendirme Komutası çerçevesinde, bilinmeyen bir kaynaktan.
Dixon, what's your tactical assessment?
Dixon, senin fikrin ne?
So what's your assessment of our little town?
Küçük kasabamızın hakkında düşüncelerin neler?
I need an honest assessment of what these kids are up to.
O çocukların neler çevirdiklerinin dürüstçe anlatılmasını istiyorum.
He's going to the hospital for an assessment.
Kontrol için hastaneye gitmesi gerekiyor..
We want an assessment.
Biz bir değerlendirme istiyoruz.
Does senior management want a field assessment on Gideon?
Üst yönetim Gideon hakkında değerlendirme raporu mu istiyor?
In addition to a profile, they want a threat assessment.
Profile ek olarak tehdit saptaması da istiyorlar.
That's a great assessment on who I am!
Peki, bana kim olduğunu söyle o zaman!
AND WHAT'S YOUR ASSESSMENT?
- Peki yorumunuz nedir?
I'm with the State Assessment's office. It seems we owe her some money.
Ona biraz para borçluyuz.
I've discussed this option with a number of domestic experts, including President Palmer, and that's my assessment as well.
Başkan Palmer'da dahil olmak üzere. Kararım bu şekildedir.