At her age traducir turco
478 traducción paralela
At her age, too.
O yaşta bile.
That's normal, at her age.
Onun yaşında, bu normal.
At her age, I was a real live wire, completely wild.
Onun yaşında ben tam bir serseriydim, ele avuca sığmazdım.
Comfort her in her troubles, O God... and let her worries be not more than she shall bear at her age.
Zor günlerinde ona yardım et, Ulu Tanrım. Üzüntüsü yaşından büyük olmasın.
What do you think she knows about love at her age?
O yaşta aşk hakkında ne bildiğini sanıyorsunuz?
Ain't many a man lucky enough to get a wife like Sister Bessie as pretty as she is at her age.
Rahibe Bessie gibi karı alacak şanslı adam azdır bu yaşta gül gibi.
At her age, who hasn't?
Onun yaşında kimde yok ki?
She said she didn't think that at her age she could fall in love again.
Bu yaşında, tekrar aşık olabileceği hiç aklına gelmezmiş.
At her age, she flew in from America just to see you!
Seni görmek için bu yaşta taa Amerika'dan kalkıp buraya geldi.
She tried to explain her love to me, as a young girl will at her age.
Bana olan aşkını, onun yaşındaki genç bir kızın yapacağı şekilde anlatmaya çalıştı.
I didn't at her age.
O yaştayken ben de anlamazdım.
It's said at her age... that dance called...
Deniliyor ki, onun yaşında, şu dans var ya hani...
See, Albertine, how kids reason at her age!
Bu yaşta bir yavşak toriği nasıl işletiyor, görüyor musun?
Well, you remember what Arthur was like at her age.
Arthur onun yaşındayken nasıldı hatırlarsın.
A poor sick lady... - alone in that big house, at her age.
O büyük evde, o yaşta hasta ve yalnız.
How is she going to meet somebody now, at her age, with two kids?
Onun yaşında, iki çocuklu bir kadın yeni birisini nereden bulacak?
Especially at her age.
Özellikle senin yaşında.
At her age, 71, like dogs.
71 yaşında ama köpekler gibi...!
At her age, I rather enjoyed errors with no noticeable damage. But, I must admit, you're the farthest thing from a bookworm I've ever seen.
Onun yaşındayken fazla zarar vermeyen hatalarımdan keyif alırdım ama itiraf etmeliyim ki kitap kurduna hiç mi hiç benzemiyorsun.
That's not surprising at her age.
Onun yaşında pek şaşırtıcı değil.
"Because I don't want Madlyn to suffer what I suffered at her age"
"Çünkü Madlyn'in yaşındayken çektiklerimi onun çekmesini istemiyorum."
Lots of people at her age.
Onun yaşında bir çok insan orada yaşıyor.
I still don't think it's right at her age.
Hala yaşına uygun olduğunu düşünmüyorum.
At age seven, a grandpa told me that she got hit by a trunk infront of a church and hurt her head.
Yedi yaşında yetimhanenin önünde bir kamyon çarpmış. Büyükbabam böyle söyledi.
At your age, one has a good time anywhere.
Senin yaşında her yerde iyi eğlenilir.
I need hardly add that any man who has lived as I have and who indulges, for the first time, in parenthood at my age deserves all he gets.
Şunu eklemem gerekir ki, benim yaşadıklarımı yaşamış ve teslim olmuş biri, ilk defa, bu yaşta bir babaysa her şeyi hak ediyordur.
It's not that I don't trust you, but when you're in love at my age... every man that looks at your woman is a menace.
Sana güvenmediğimden değil, ama benim yaşımda aşık olunca kadınına bakan her erkek açık bir tehdit.
She made her first stage appearance at the age of four in Midsummer Night's Dream.
Sahneye ilk kez dört yaşında "Bir Yaz Gecesi Rüyası" ile çıktı.
Well, yes, I should say so... because when the full story of her career came out... it was realized that she must have started at the age of 10.
Evet, öyle denebilir çünkü işlediği cinayetler ortaya çıkınca öldürmeye on yaşında başladığı anlaşıldı.
And he's at an age where boys like to talk a little.
Onun yaşındaki her çocuk konuşmayı sever.
Like the middle-aged man of our age who finds himself looking longingly at a girl in her early 20s.
Bizim çağımızdaki orta yaşlı adamlar gibi yirmili yaşların başındaki kızlara özlemle bakarlar.
At your age, you can have all you want.
Sizin yaşınızdayken istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.
- At his age he can afford it. - At my age I can afford to do all sorts of things, my sweet.
- Bu yaşta istediğiniz her şeyi kolayca yapabilirsiniz tatlım.
But then at your age, there's always the possibility of... being in love with love. No.
Ama senin yaşında her zaman mümkün... aşka ve aşık olmana.
You would think that a healthy woman her age would have a husband or at least an admirer but she hasn't, and she never has had.
Onun yaşında bir kadının kocası olur ya da ne bileyim en azından bir sevgilisi, ama onun yok.
" Because you took her at an age...
" Ona sahip olduğunda yaşı...
At monsieur's age, you can get away with anything.
Bu yaşta her şeyin altından kalkarsınız siz.
Elizabeth is at that difficult age and you frightened her.
Elizabeth hassas bir yaşta. Siz de onu ürküttünüz. Öyle mi?
It's true, at the age of 12, I did have an experience with the housekeeper that left an indelible impression on me shocked my mother no end and cost the poor girl her job.
Bununla birlikte bir şey var ki 12 yaşımda hizmetçiyle üzerimde kalıcı bir iz bırakan annemi şaşırtan, kızın boş yere işsiz kalmasını sağlayan bir tecrübem oldu.
At your age, it must've been very painful but money buys everything.
Senin yasinda çok aci vermistir ama para her seyi satin aliyor.
When, at the age of 13, he came home from school to find his mother dead... his first act was to pry the wedding ring from her finger and pawn it.
13 yaşındayken, okuldan eve geldiğinde annesini ölü buldu... Onun ilk olayı nikah yüzüğünü annesinin parmağından çalmaktı.
This girl, is very underdeveloped girl... looks at least older than her age?
Bu kız, çok az gelişmiş bir kız... En azından yaşından büyük gösteriyor mu?
At 22 years of age, Frederique,... Countess of Metzengerstein,... became heir to a vast family fortune. Seldom had a noble of her country possessed an estate of such magnificence.
Metzengerstein Kontesi Frederique 22 yaşındayken büyük bir aile servetinin varisi oldu.
No, her death at so young an age will let the people know for certain that our life cycle can be changed.
Hayır, ölümü, halkın, yaşamlarımızın değiştirilebileceğini anlamasını sağlayacak.
At the age of five, by carefully observing a neighbor's house, he deduced that babies were brought not by the stork, but by the mid-wife, in her satchel.
Beş yaşında, bir komşuyu gözetledikten sonra, bebekleri leyleklerin değil, ebelerin çantalarında getirdiği sonucuna vardı.
I hope to be like her at her age.
Onun yaşına gelince öyle olmak isterim.
When I was Voluntad's age I played at the river every afternoon.
Ben Voluntad'ın yaşındayken, her akşamüstü nehirde oynardım.
At our age, thousands of brain cells burn out every day.
Bizim yaşlarımızda her gün insanın binlerce beyin hücresi yok oluyor.
Ase Carlsen will remain married until her death at the age of 40,
Ase Carlsen, 40 yaşına kadar ölene dek evli kalacak.
She did say her sister was drowned at the age of 19.
Kız kardeşinin 19 yaşında boğulduğunu söylemişti.
But anyway, I remember precisely the day... she saw me at the entrance of the park, talking to a little girl my age.
Her neyse, parkın girişinde kendi yaşımdan bir kızla konuşurken beni gördüğünü gayet net hatırlıyorum.
ages 59
agent 668
agents 215
agency 18
aged 231
agent mulder 85
agent booth 237
agent cooper 87
agent coulson 76
agent pride 67
agent 668
agents 215
agency 18
aged 231
agent mulder 85
agent booth 237
agent cooper 87
agent coulson 76
agent pride 67
agent may 66
agent keen 121
agent dunham 155
agent rossi 34
agent sandoval 39
agent hanna 52
agent lee 54
agent doggett 133
agent scully 121
agent blye 37
agent keen 121
agent dunham 155
agent rossi 34
agent sandoval 39
agent hanna 52
agent lee 54
agent doggett 133
agent scully 121
agent blye 37
agent carter 61
agent hotchner 70
agent lisbon 131
agent reyes 40
agent walker 107
agent gibbs 356
agent david 34
agent bellamy 35
agent callen 72
agent dinozzo 104
agent hotchner 70
agent lisbon 131
agent reyes 40
agent walker 107
agent gibbs 356
agent david 34
agent bellamy 35
agent callen 72
agent dinozzo 104