At the time of the murder traducir turco
334 traducción paralela
I want you, as well, to get hold of as many as you can of the members of that company. You know, the touring company at the time of the murder.
Senden tiyatronun olabildiğince çok sayıda oyuncusunu bir araya getirmeni istiyorum.
Pierce cannot account for his movements at the time of the murder.
Pierce cinayet saatinde nerede olduğunu kanıtlayamıyor.
A priest was seen leaving Villette's house at the time of the murder.
Cinayet saatinde Villette'in evinden çıkan bir papaz görülmüş.
Each could account for his movements at the time of the murder, each except one.
Cinayet saatinde her birinin yeri belli. Biri hariç.
I've rarely met a murderer who wasn't at a movie at the time of the murder.
Şimdiye kadar cinayet sırasında sinemada olmayan katil görmedim.
"Suppose I testify that he was not at home with me at the time of the murder, that he came home with blood on his sleeves, and that he even admitted to me that he'd killed her?"
Örneğin vereceğim ifademde, cinayet işlendiği saatte aslında evde olmadığını ve kollarında kanla eve geldiğini, hatta onu öldürdüğünü itiraf ettiğini söyleyebilirim.
Seems she went to Scotland Yard about that dressing case of hers, you know, the one that disappeared at the time of the murder.
Şu makyaj çantası için ScotlantdYard'a gitmiş herhalde, biliyorsunuz, şu cinayet sırasında kaybolan çanta.
He swears he was in Scotland at the time of the murder, but we've got reason to believe he was not only here, he was employed as a car washer in your garage.
Cinayet sırasında İskoçya'da olduğuna yemin ediyor, fakat sadece orada olmadığına inanmamızı gerektirecek nedenlerimiz var, araba yıkayıcısı olarak garajınızda çalışmış.
At the time of the murder, we were all outside.
Cinayet saatinde, biz hepimiz dışarıdaydık.
Even though I had an airtight alibi by total accident at the time of the murder, that didn't stop you.
Cinayet anında başka yerde olduğum bir rastlantı sonucu kesinleşince bile durmadınız.
Semy can testify that I was in her room at the time of the murder!
Semy cinayet sırasında odasında olduğuma tanıklık edebilir.
Dr. Grayson was never in London at the time of the murder.
Doktor Grayson cinayet anında Londra'da değildi.
I can account for everybody at the time of the murder except for this fellow. How do you pronounce his name?
Bu adam dışında herkesin cinayet sırasında nerede bulunduğuna açıklama getirebiliyorum.
Not your whereabouts at the time of the murder.
Cinayet sırasında senin nerede bulunduğun.
I understand, sir, that you were the only one on the ranch at the time of the murder.
Anlıyorum ki, efendim, cinayet sırasında çiftlikte olan tek kişiymişsiniz.
Paula, why were you at the rail road station at the time of the murder?
Paula, cinayet saatinde istasyonda ne arıyordunuz?
Insane at the time of the murder, Mrs. Thaw...
Cinayetin işlendiği anda akli dengesi yerinde değildi Bayan Thaw...
After all, where were you at the time of the murder?
Bu arada cinayet saatinde siz neredeydiniz?
Yeah, at the time of the murder he was in a downtown hotel in bed with a whore.
Evet, cinayet saatinde kentte bir otelde bir fahişeyle birlikteymiş.
Brice was with me in my apartment at the time of the murder.
Brice cinayet saatinde evimde, benimle beraberdi.
Where are the clothes your son wore... at the time of the murder?
Oğlunuzun cinayet sırasında... giydiği kıyafetler nerede?
His brother... at first... was saying that at the time of the murder, that he was home... watching... I believe it was a wrestling match on TV. And he said, " Me and my brother likes wrestling matches.
Kardeşi ilk ifadesinde cinayet esnasında odada olduğunu televizyon izlediğini söylemişti.
- Well, unfortunately, Chief Inspector Japp, at the time of the murder, I was asleep.
- Maalesef, Başmüfettiş Japp, cinayet sırasında ben uyuyordum.
His calendar shows he was with me at the time of the murder.
Ajandası cinayet saatinde benimle olduğunu gösteriyor.
Which is, of course, Mr Lee, where were you at the time of the murder?
O da tabii ki şui, Bay Lee, cinayet saati neredeydiniz?
Tell me, madame. At the time of the murder,... your husband, he was in the dining room with Monsieur Harry?
Söyler misiniz, madame, cinayet saatinde eşiniz, Monsieur Harry ile birlikte yemek salonunda mıydı?
Would you tell us where you were at the time of the murder, Mrs Lee?
Cinayet sırasında neredeydiniz, Bayan Lee?
Miss Yamada, you heard the suspect say he was atJing Wu at the time of the murder.
Miss Yamada, şüphelinin cinayet saatinde Jing Wu'da olduğunu söylediğini duydunuz.
- He was. Witnesses saw him at the racetrack at the time of the murder.
- Şüpheliydi ama cinayet saatinde onu hipodromda gören görgü tanıkları var.
They saw Beckwith 90 miles away at the time of the murder.
Beckwith'i cinayet işlendiği sırada, 100 kilometre uzakta gördüklerini söylemişler.
You had no reason, as a sworn police officer, to tell an investigator in an important murder case that you knew the suspect was 90 miles away at the time of the murder?
Yeminli bir polis memuruna, görevli olduğu cinayet davasıyla ilgili şüpheliyi, 100 km. ötede bir benzinlikte gördüğünüzü söyleme gereğini duymadım mı diyorsunuz, yani şimdi bana?
Alone at the time of the murder.
Cinayet vaktinde yalnızmış.
So, Dr. Bass, how would you diagnose Mr. Hailey at the time of the murder?
Öyleyse, Dr. Bass, Bay Hailey'nin... cinayet anındaki durumuna nasıl bir teşhis koyuyorsunuz?
The FBI has not been able to interview the First Son... ... now said to have been in the White House at the time of the murder.
FBl, Başkan'ın oğlu ile görüştürülmedi cinayet saatinde Saray'da olduğu söylenmekte.
Why, at the time of the murder, her whereabouts were completely...,... unequivocally, and without a doubt unknown.
Cinayet esnasında, onun bulunduğu yer kesinlikle, apaçık ve şüphesiz... bilinmiyordu.
Which is not to say she was anywhere near the bedroom at the time of the murder.
Bu da cinayet esnasında yatak odasının yakınlarında bir yerdeydi demek olmuyor, bu yüzden...
He was in jail at the time of this murder.
O, bu cinayet esnasında hapisteysi.
Yeah, there was one in the paper... at the time of the last murder... about, I guess, about the 4th or 5th of last month.
Evet, gazetede bir tane vardı son cinayetinde yaklaşık, sanırım, geçen ayın 4'ünde yada 5'inde.
It was stolen from him at the time of his murder.
Öldürüldüğünde kendisinden çalınmış.
Joseph Francis Truitt, I hold here an order for you to be put to death in the lethal gas chamber of this state on this date and at this time for the murder of one, Mary Truitt, a human being.
Joseph Francis Truitt elimde tuttuğum bu anda ve bu saatte Mary Truitt ismindeki bir insanı öldürdüğün için devletin gaz odalarından birinde idam edilme cezan.
The blood stains are of the same group as Monica Ranieri's from which we deduce the murder was wearing it at the time.
Eldivendeki kan Monica Ranieri'ninki ile uyuşuyor. Buradan katilin cinayet esnasında bunları giydiğini çıkarabiliriz.
The house where Mr Winters lived, at the time of the murder we ascertained that all doors and windows were locked, no sign of forcible entry, which led me to believe that either he let his killer in, which is unlikely,
Niçin uyandırayım? Lanet olası kar yağmayı yarım saatten fazla sürdürdü. Kar mı?
Dr.Wendel assured you about it... But at the time of her murder your wife was not in possession of her mental faculties...
Doktor Wendel size bunu söylemişti... ama cinayet sırasında karınız akıl hastanesinde değildi...
At least we know that by the time of the murder,
Her halükarda bir şeyi biliyoruz zaten...
I did mention at one time, sir... the complexities of charging soldiers with murder while they're actually in the field.
Askerleri savaş cephesindeyken cinayetle suçlamanın güçlülüğünü bir seferinde dile getirmiştim.
We will prove that at the time of her death her brutal murder Page Forrester was contemplating divorce.
Öldüğünde... vahşice katledildiğinde... Page Forrester'ın boşanmayı düşündüğünü kanıtlayacağız.
Which means it is my job to take care of a studio executive should he be... under suspicion of murder at a time when profits are down... and the company is vulnerable for a takeover.
Bu da demek oluyor ki stüdyo yöneticilerinden biri karların düşük olduğu... ve şirketin devir edilebileceği bir dönemde cinayet şüphelisiyse... ona yardım etmek benim işimdir.
It's a sad night here at the Stick as the Giants tak e the field for the first time since the murder of hitting sensation Juan Primo.
Stick'te üzücü bir gece Juan Primo'nun vahşice öldürülmesinden sonra ilk kez Giants sahaya çıkıyor.
But if I see you, Byron De La Beckwith or the blackest nigger in this country putting gas in his car at the time of a murder then that's what I'll say.
Ama ben sizi, Byron De La Beckwith veya ülkenin en kara zencisini benzin alırken görürsem, ben gördüğümü söylerim. Bundan şüpheniz olmasın.
The cabbie has given a statement that you asked specifically for room 10, Which would put you at the murder scene right about the time of death.
Taksici, seni, ölüm zamanında olay mahallinde olduğun 10 numaralı odaya özellikle gitmek istediğini söyledi.
But, of course, at the time of the first murder, Monsieur Ronald Marsh was at the opera.
Evet ama, ilk cinayet sırasında Bay Ronald Marsh operadaydı.