Atar traducir turco
6,894 traducción paralela
And then that Little Red-Haired Girl glances at you.
Sonra da o Kızıl Saçlı Küçük Kız sana bir bakış atar.
You marinate the lamb in za'atar and lemon zest, right? Yeah.
Kuzuyu zahter ve limon kabuğu rendesiyle marine ediyorsun değil mi?
- I'll email him now. - Thank you.
- Ona bir mail atarım şimdi.
I swear to God, I'll cut you, ése.
Yemin ediyorum, keser atarım seni oğlum!
So, we could take a spin one of these days, if you want.
O zaman, istersen bir gün bir tur atarız.
Or they text late at night, "Hey, come over."
Ya da geç saatte mesaj atar : Hey, bana gelsene.
Sir, put the phone away or I'm gonna throw you in the back of the car myself.
Bayım, telefonu kapatmazsanız bizzat arabanın arkasına atarım sizi.
I'll mail you.
E-posta atarım.
So, that's kind of how it went, like, we'd have to blow in the games to get'em to work. Or stick him in the freezer.
İşler böyledir ya hemen mideye indirirsin, ya da buzluğa atarız.
♪ Like tying a knot ♪ ♪ you stiffened to me ♪
Düğüm atar gibi düğümlendin bana.
We can get shots and maybe hang out a bit more if you feel like it.
Tek atarız, hoşuna giderse biraz daha takılırız.
You ain't got to come off like that.
Böyle atar yapmana gerek yok.
Get a VIP pass next to your pop, talking to me like that.
Yanındaki hatun sayesinde VIP alıp bana gelmiş atar yapıyorsun.
And then after I'm done destroying you, I'll take a picture of what's left... of your body, and I'm gonna text it to your mother.
Seni mahvettikten sonra da vücudundan kalanların resmini çekip anne mesaj atarım.
The power negation generators would scramble you up if you try.
Eğer bunu yapmayı denersen gücü boşa çıkarma jeneratörü seni karıştırıp atar.
He always texts.
Hep mesaj atar.
Kirk, if you don't get rid of Trumbo, I will.
Trumbo'yu başından atmazsan ben atarım, Kirk.
Okay, I'll look for it.
Tamam, bir göz atarım.
So, the good cop beats the crap out of me, takes me to jail.
Yani, iyi polis beni fena şekilde pataklar, beni nezarete atar.
Um, would it be okay if I just e-mail you the details later?
Daha sonra detayları e-postayla atar mısın?
I'll still kick your ass up and down the velvet rope- -
Bu kadife iple sana yine de temiz bir dayak atarım.
The next time that bastard boy of yours comes anywhere near my son
Bir daha o piç oğlun oğluma yaklaşırsa, ikinizi de atarım.
The whole lab took on that feeling the minute he stepped through the door.
O kapıdan adımını atar atmaz tüm laboratuvar o hisse kapıldı.
Give us the baby, you little bitch or we'll rip it out of you!
Bize bebeği ver küçük kahpe, yoksa biz seni dışarı atarız.
We won't hesitate to throw you out.
Seni hiç çekinmeden dışarı atarız.
- Before the wife throws a fit.
- Karımın tepesi atar sonra.
You know, RPGs, AKs.
Roket atar, Kalaşnikof.
Go get the RPG.
Roket atarı getir.
I'll text you the information.
Bilgileri mesaj atarım.
Let's just check it out and then we can throw it right back.
Bir bakalım sonra hemen geri atarız.
You throw one more tantrum and I'll bite your goddamn nose off.
Bir öfke nöbeti daha geçirirsen burnunu ısırıp atarım.
Hey, John, would you check me on something here?
- John, bir göz atar mısın şuna?
I can give you a ride to Asgard.
Seni Asgard'a kadar atarım.
- I'll scream.
- Çığlık atarım.
I'll... uh, I'll text you.
Mesaj atarım.
I'll text you.
Mesaj atarım sana.
- I'd punch you.
- Sana yumruk atarım.
Duk-sam, ride past on a bike and bomb the car.
Duk-sam bisikletle arabanın yanından geçerken içeriye bomba atar.
- Oh, okay. No-no, yeah-yeah, look um, I'll pm you a location.
Tamam, tamam, kabul, yeri mesaj atarım sana.
I mean, but, you know, you did come on kind of strong.
Yani, ama sen de, anlarsın ya, biraz atar yaptın.
- Yeah, I'll text him.
Ona mesaj atarım.
Well, if you won't spank me maybe their lead singer will.
Tamam o zaman. Sen şaplak atmazsan onların vokalisti atar belki.
Oh, you think I'm little but last month I grew an inch and a quarter again
Şimdi küçük diyorsun ama bir aya kalmaz Üç santim daha boy atarım yine
He's faster, but I'm smarter by at least two standard deviations.
Benden hızlı ama zekâ olarak standart sapmaya göre en az iki fark atarım.
"Like one that on a lonesome road " doth walk with fear and dread " Because he knows a frightful fiend
Tenha bir yolda yürüyen birisi adımlarını korku ve dehşetle atar çünkü bilir bir adım gerisinde kendisini izleyen korkunç bir şeytan var.
I'd walk through fire for this!
Bunun için kendimi ateşe bile atarım!
Lock up early, clear the place out, go blow off some steam like we used to?
Erken kapatır, burayı temizler, biraz stres atarız, eskiden olduğu gibi.
Yeah, so I'll just text you when it's at the gallery.
Tamam o zaman, galeriye ulaştığında sana mesaj atarım.
To risk meeting him now, is to risk the faith of the world.
Henüz hazır değilsin ve onunla karşılaşman tüm dünyanın kaderini tehlikeye atar.
That undercuts any thoughts of freeing him... and also makes this Jesus aware of the fate that could well await him.
Bu, onun serbest kalma fikrini kesip atar... ve aynı zamanda İsa'yı, kaderinin onu da beklediğinin farkında yapar.
You're pumping an artery.
Atar damarı pompalıyorsun.