Atmosphere traducir turco
3,873 traducción paralela
Well, at least the atmosphere is yours. The atmosphere.
En azından atmosfer senin burası yani
Effectively, you can say carbon dioxide is about a third higher in the atmosphere than it was in pre-industrial times, and it's just growing...
Sanayi öncesi çağdan beri atmosfer içindeki karbon dioksit miktarı etkilili bir şekilde artarak üçüncü en yüksek orandaki gaz olmuştur ve atmosferdeki karbondioksit miktarı artmaya devam ediyor...
It generates the atmosphere surrounding Eos and the Marauder Nation.
Eos ve Yağmacılar Birligi'nin atmosferini oluşturuyor.
The atmosphere will be torn apart.
Atmosfer parça parça olacak.
The atmosphere is fantastic!
Atmosfer harika!
Yeah, it is hard work making dinner while maintaining an atmosphere
Evet, yemek yapmak duygusal baskı ortamını sürdürmeye çalışırken bayağı zor bir iş
Justin is now in that rarefied atmosphere -
Justin şuan o küçük seçkin gruptan biri.
Your bodies will not be accustomed to the oxygen-rich atmosphere.
Vücutlarınız, oksijen seviyesi zengin olan atmosfere alışkın olmayacaktır.
But at least the atmosphere is breathable.
Ama en azından atmosfer solunabilir.
Uh, I can re-route the primary initiator, weld the dampening vents, and that might give us enough power to leave the atmosphere.
Ana tetikleyicinin yönünü değiştirebilir nemlendirme havalandırmalarını kaynak yapabilirim, bu bize atmosferden çıkmamıza yetecek kadar enerji kazandırabilir.
We're approaching your atmosphere.
Atmosferinize yaklaşıyoruz.
Entering lower atmosphere.
Alt atmosfere giriyoruz.
The atmosphere.
- Atmosferden.
So toxic is his slime and venom, that it changes the very composition of the bayou atmosphere.
Balçığı ve salgısı zehirlidir bu da nehrin havasının bileşimini değiştirir.
Now I hope we can put this rather sordid affair behind his and restore an atmosphere of congeniality.
Umarım bu menfur olayı hiç yaşanmamış sayıp dostluk ortamını yeniden kurabiliriz.
I'm just trying to make sure Alice doesn't walk into A, um, emotionally volatile atmosphere.
Sadece Alice'i duygusal olarak değişken bir atmosfere sokmak istemiyorum.
The heavy rain increases the dramatic atmosphere of the match.
Sağnak yağmur, maçın dramatik atmosferini daha da arttırıyor.
Atmosphere and temperature's good.
Atmosfer ve sıcaklık's iyi.
Good atmosphere.
Atmosfer uygun.
With the lime we got from the planet, we should be able to make it just before the atmosphere on the ship gets toxic.
Gezegenden aldığımız kireçle gemideki atmosfer zehirli hale gelmeden bunu başarabiliriz.
We'll be passing through the atmosphere shortly.
Az sonra atmosfere gireceğiz.
They're entering the atmosphere.
Atmosfere giriyorlar.
Venting atmosphere.
Atmosfer boşaltılıyor.
There's so much more energy in the atmosphere, in this... what we perceive to be empty space.
Atmosferde çok fazla enerji var bu bizim algıladığımız boş uzay.
The fuel cell in my magneto plasma generator will allow the Astraeus rover pilot to travel at safe altitudes within Titan's atmosphere.
Manyeto plazma üretecimdeki yakıt hücresi Astraeus gezgininin Titan'ın atmosferinde güvenli irtifalara yolculuk etmesini sağlayacak.
Huggins, Titan atmosphere specialist.
Huggins, Titan atmosferi uzmanı.
Dressing up like this, It really gives off a party atmosphere.
Böyle giyinince gerçek bir parti havası yaratıyor.
Several, but they leave radiation signatures in the atmosphere, and we don't have any spikes in that area.
Birkaç tane, ama atmosferde radyasyon izi bırakırlar ve bölgede tek hiç dalgalanma olmamış.
Or we could get trapped outside the Titan habitat and be asphyxiated in the toxic atmosphere.
Ya da dışarıda Titan doğasında mahsur kalabilir ve zehirli atmosferinde boğuluyor olabiliriz.
Now the escaped ionic energy could charged the atmosphere around Eureka enough to allow Plotkin's array to stabilize the black holes.
Kaçan iyonik enerji Eureka'daki atmosferi yüklemişse bu Plotkin'in dizisinin kara delikleri dengelemesi için yeterli olur.
No, we did, but if the atmosphere is charged, it takes hours before it dissipates.
Onarsak bile, eğer atmosfer yüklenmişse onları yok etmek saatlerimizi alır.
Happy in Earth's atmosphere, but able to withstand a high-methane environment like Titan...
Dünya atmosferinde mutlular, fakat Titan gibi yüksek metan içeren bir ortamda da yaşabiliyorlar.
The atmosphere is already starting to corrode his peripheral systems. If we can't get him back, like, worst-case scenario, we just order a new Andy and plug in the backup disc, right? Right.
Atmosfer çevresel sistemlerini çürütmeye başladı bile.
Uh, if you like the atmosphere on Titan,
Titan'ın atmosferini seviyor olsaydınız...
I'm hoping people will love the atmosphere so much, they'll think, "Bugger the flight, I'm staying here."
Umarım insanlar atmosferden çok memnun kalırlar. "Uçuşu salla gitsin, burada kalıyorum" diyecekler.
It was around Spring Festival, but the entire city was desolate, the atmosphere almost tragic.
Bahar Şenliği etrafında, ama tüm şehir ıssızdı, neredeyse trajik bir atmosfer.
They say we serve the same sushi in a more relaxed atmosphere.
Burada aynı sushi'yi, daha rahat bir ortamda verdiğimizi söylüyorlar.
The atmosphere was different too.
Ortam da değişikti.
Their light travels through turbulence in our... in our atmosphere and creates a sort of ripple effect.
Işıkları, atmosferimizdeki türbülans içinde yol alırlar ve bir çeşit dalgalanma efekti oluştururlar.
You could just feel it in the atmosphere between us.
Aramızdaki atmosferi tahmin edebilirsiniz.
Create an erotic atmosphere.
- Erotik bir ortam yarat.
Being an environmentalist is simply respecting the land... and the atmosphere around you.
Bir çevreci olmak, basitçe toprağa ve sizi saran havaya saygı duymaktır.
There are small traces of its vapor in the atmosphere, but atmospheric methanol is easily oxidized by sunlight.
Atmosferde küçük ölçüde metanol buharı vardır, ama atmosferdeki metanol güneş ışığıyla kolayca oksitlenir.
We're also locking down the facility, so when the portal opens, no radioactive material will be released into the atmosphere.
Ayrıca tesisi kapatıyoruz, böylece portal açıldığında hiçbir radyoaktif madde atmosfere yayılmayacak. Güzel.
Let's not ruin the atmosphere with those things.
Sadece böyle şeylerle atmosferi bozmayalım.
You have a small home but it has a good atmosphere.
Küçük bir eviniz var ama iyi bir atmosferi var. Bana çocukluğumu anımsatıyor!
The atmosphere is tense.
Ortam gergin.
If we use more efficient electricity, appliances, we can save this much off of the global warming pollution that would otherwise be put into the atmosphere.
Elektriği, cihazları daha verimli kullanırsak, atmosfere karışabilecek olan küresel ısınma kirlenmesinin büyük kısmından kurtulabiliriz.
Now the game atmosphere has totally swung over to Sacred Heart
Artık kazanma ihtimali tamamen Chungju İyi Yüreklerin lehine döndü.
Or is it just the atmosphere?
yada banamı öyle geliyor?
Atmosphere's way too thin.
Atmosfer yetersiz.