Audio traducir turco
1,524 traducción paralela
Audio lock-on enabled.
- Sesin yeri belirlendi.
Even after the full audio treatment.
- Tam ses muamelesinden sonra bile. - Hayır.
- And there was more? There was a diary, a dozen audio tapes, field notes.
Bir günlük, bir düzine kadar ses kaydı, saha notları vardı.
How's your audio?
Telsizin nasıl?
Jimmy, can I get that audio of senator mccallister's speech today from his campaign rally in iowa?
Jimmy, Senatör McCallister'ın bugünkü Iowa kampanyası yarışındaki konuşmasının ses kaydını alabilir miyim?
And you have, what, an audio recording of this?
Bununla ilgili bir bant kaydınız falan mı var yoksa?
if you can't find what you need, there's audio tapes cross-referenced with this file.
Eğer aradığınızı bulamadıysanız bu dosya ile ilişkilendirilmiş ses bantları da var.
I have the audio tape to prove it.
Kanıt olarak bir ses kaseti var.
Twenty years of transcriptions... then we have thirty years of audio... then thirty years of video.
20 yıl boyunca kayıtları yazıya dökmüşler. 30 yılın ses ve görüntüsü var. Bunu niçin yapmışlar ki?
The video and audio qualities are all good.
Ses ve Video düzgün çalışıyor!
All we need is audio.
Tek İhtiyacımız olan ses.
There's no audio, but looks like there's some kind of commotion just outside of camera range, right there.
Ses yok, ama görünüşe göre kamera menzilinin hemen dışında bir karmaşa var.
There was an audio file attached to the e-mail.
E-mail'e eklenmiş bir ses dosyası vardı.
I ran that cell phone message you brought me through about six different audio filters.
Bana getirdiğin o cep telefonu mesajını yaklaşık altı farklı ses filtresinden geçirdim.
It was fine one day, then suddenly audio and no picture.
Bir gün iyiydi, sonra ne ses ne de görüntü.
Sound listeners have described audio spasms that sound like woodpeckers or waves crashing on the beach. The noise is disturbing.
Dinleyenlerden bazıları ağaçkakan veya kıyıya vuran dalgalara benzer ses boşalmaları tarif ediyor.
- I'll listen to the audio logs.
- Ses kayıtlarını dinleyeceğim.
Another $ 25,000 upon delivery Of all audio and photo surveillance.
Elde edeceğiniz tüm görüntü ve ses kayıtlarını teslim edince 25.000 dolar daha alacaksınız.
I'm friendly with one of the sound guys, And maybe he can help us clean up some of this audio.
Sesçilerden biriyle arkadaşım belki kaydı daha temiz hale getirmemize yardımcı olabilir.
Because I asked him to clean up some audio for me.
Çünkü ondan benim için bir kaydı ayıklamasını istemiştim.
Audio and visual.
Görüntü ve ses olarak.
The next addressis a business in north hollywood - -civil audio.
Bir sonraki adres Kuzey Hollywood'daki Sivil Ses şirketi.
Civil audio's not my company.I'm just the CFO.
Sivil Ses adlı şirket benim değil.
So civil audio's a good fit - - better pay, and no one ever shoots at me.
Taktik teknoloji birimindeydim. Sivil Ses'le iyi bir uyum sağladım.
The fedswill take the residence. And after we sue civil audio, our money problems will go from terminal to merely bad.
Sivil Ses davasından sonra bütçe sorunlarımız çok daha kötüleşecektir.
What about the surveillance audio?
Ya ses kayıtları?
Is that for us? Oh, yeah. I pulled all the audio files off Agent Farallon's computer.
Ajan Farallon'ın bilgisayarındaki tüm ses dosyalarını getirdim.
the audio pickups are only good for so far.
Şu anda tek ihtiyacımız olan şey ses alıcıları.
They're audio-visual files.
- Görsel-işitsel dosyalar.
Okay, so... the file extension indicates it's an audio plug-in file.
Dosya uzantısına göre bu bir ses ek yazılım dosyası.
I mean, president - - audio / video club.
Yani audio / video kulübünün başkanı.
That eye is broadcasting a signal both audio and video.
Bu göz, hem ses hem de video yayını yapıyor.
- Test, audio test.
- Test, ses testi.
All right. This is the tape from the digital audio recorder I set up in the bedroom.
Bu yatak odasına koyduğum dijital ses kaydedicinin kaseti.
Video, audio. Bafflers in the vents.
Görüntü ve ses kaydediciler.
Our audio's missing about 90 % of what Hanssen says in there.
Hanssen'in söylediklerinin % 90'ı ses dosyalarında anlaşılmıyor.
WILLS : Get me audio as soon as you can, Ted. MAN :
- Konuşmayı bir an önce duyalım, Ted.
- brian : Mobile One, I need audio. - Audio engaged.
- Mobil Ekip 1, ses lazım.
Icarus, please play audio file 7-5 / B.
İkarus, ses dosyası 7-5 / B, lütfen.
- "Miles is sexy." - l'll just give an audio to Hill.
- "Miles seksidir." - Hill'e sadece bir ses yollayacağım.
The headsets are transmitting audio and video back to the edit bay.
Kulaklık seti, ses ve görüntüleri montaj odasına iletiyor.
We should listen. Video audio both.. very strong mike..
Bizi dinleyebilirsin Video ses her ikisi çok güçlü..
We still have audio, but we lost picture.
Ses hala var ama görüntüyü kaybettik.
I will not admit any audio-visual evidence unless it's been authenticated.
Onaylanana kadar hiçbir görsel-işitsel kanıtı kabul etmem.
Let me guess : audio files, right?
- Tahmin edeyim, ses dosyaları, değil mi?
I install high-end audio-visual systems.
Son model ses görüntüsü sistemi kuruyorum.
So, I synched up the audio to the video.
Ben de, video ve sesi senkronladım.
Audio markers : church bells, construction, traffic. Anything?
Ses açısından bir belirti, ne bileyim kilise çanıdır, tadilat veya trafik sesi de mi yok?
What kind of audio? They've wired a guy at the Anacostia Detention Facility.
- Anacostia Alıkoyma Tesisleri'nde birine dinleme cihazı yerleştirilmiş.
DO YOU HAVE AUDIO?
Ses var mı?
They're sending us live audio we should monitor.
- Ne sesi?