Australian accent traducir turco
42 traducción paralela
That is an Australian accent - check it out!
Bu Avustralya aksanıydı - Şuna bakın hele! "
Can you do an Australian accent?
Avustralya aksanıyla konuşabilir misin?
A young man with a heavy Australian accent.
Koyu bir Avustralya şivesi olan genç bir adam.
[Australian Accent] I told'em a chain link fence wouldn't hold rhinos.
Onlara tel örgünün gergedanları zapt edemeyeceğini söylemiştim.
[Rings ] [ With Australian Accent] Hello! Murdoch here.
Merhaba, ben Murdoch!
( australian accent ) g'day.
Bruce'un Barı.
( Australian accent ) The kangaroo is a magnificent animal.
Burada olmaktan çok mutluyum, Bay Fosil.
( Sighs ) ( Australian accent ) G'day, mate. ( Australian accent ) G'day, mate.
İyi günler, dostum.
( Australian accent ) You've got to try the Bodyline. ( Australian accent ) You've got to try the Bodyline.
Bodyline'ı denemelisin.
( MIMICS AUSTRALIAN ACCENT ) Oh! Can I be Australian, mate?
Ben bir Avustralyalı olabilir miyim kanka?
I need a boyfriend. ( MIMICS AUSTRALIAN ACCENT ) I like ice cream, too, mate!
Ben de dondurmayı severim kanka.
Is he speaking in an Australian accent?
Avustralya aksanıyla mı konuşuyor?
[lN australian ACCENT] Good day to you too. Dr. Morris, we gotta rig coming in.
Ambulans geliyor Doktor Morris.
That's a terrible Australian accent.
Çok kötü bir Avustralyalı aksanı oldu.
[Australian accent] We haven't got all day.
[Avustralya aksanıyla] Tüm gün burada değiliz, evlat.
[Australian accent] Yeah, Dad, sure.
[Avustralya aksanıyla] Evet, baba, tamam.
Australian accent?
Avustralya aksanı var mıydı?
WOMAN ( with Australian accent ) : My life was over.
Hayatım bitmişti.
One of them had an Australian accent.
Bir tanesinin Avustralya aksanı vardı.
( Australian accent ) : This is Javier Cruz.
Bu Javier Cruz.
Come on, just do the Australian accent, and I'll leave you alone.
Şu Avustralya aksanıyla bir kez konuş seni rahat bırakayım.
- Yeah. - Australian accent.
- Avustralya aksanı.
Can you do an Australian accent?
Avustralya aksanı da yapabilir misin?
Tell her in the australian accent.
Avusturalya aksanıyla söyle şuna.
She has an Australian accent.
Bastonlu seksi sarışın mı?
I put on the Australian accent to meet the women.
Bayanlarla tanışmak için Avustralyalı aksanımı kullanırım.
An Australian accent?
Avusturalya aksanı mı?
He was... ( Australian accent ) A shrimp on the Bonnie.
Bonnie'nin üzerine çıkmış bir cüceydi.
Yeah, I'm looking forward to this. American women... they love the Australian accent.
Çünkü uçaklarda asıIıyorum.
[Australian accent] Now, that's a knife!
O bir bıçaaak.
[Australian accent] Here's to second chances.
- Bu senin ikinci şansın.
( Australian accent ) Well, when I heard what happened to Emily Thorne, the news didn't mention anything about you.
Emily Thorne'a olanları duyduğumda haberlerde senden bahseden yoktu.
I didn't do anything wrong, except date a psychopath who can do a convincing Australian accent.
İkna edici düzeyde Avustralya aksanı yapabilen bir psikopatla çıkmak dışında yanlış bir şey yapmadım.
Says the girl who stayed up for 96 hours catfishing her boyfriend with a bad Australian accent.
Bunu, erkek arkadaşını sahte Avustralya aksanıyla kandırmak için 96 saat uyanık kalan kız söylüyor.
- Are you doing an Australian accent?
- Avusturalyalı aksanı mı yapıyorsun?
( Australian accent ) : "Dive on in!"
"Buyrun gelin!"
Okay, people, are you ready to... ( Australian accent ) :
Pekâla millet, hazir misiniz? "Buy-run gelin"
[Australian accent] Who's up for a game of accents, huh?
Kimler aksan oyunu için hazır?
[Australian accent] I didgeridoo.
Didgeridoo çalıyorum.
I don't hear an Australian accent.
Avustralya aksanı da duymuyorum.
My name's Joe Cross, and I'm an Australian, in case you couldn't work that out from the accent.
Benim adım Joe Cross, ve ben bir Avustralyalıyım. Bunu aksandan anlayamamanız ihtimaline dair söylüyorum.
Then I had to watch some movie with Kate Hudson and an Australian guy whose accent kept comin'out.
Sonra da, Kate Huson ve acayip aksanlı Avustralyalı bir herifin oynadığı filmi izlemek zorunda kaldım.