Autopsy traducir turco
3,637 traducción paralela
- Autopsy, you mean. - Yes.
- Yani otopsi mi kastediyorsunuz.
Michael's been with her all morning. Apparently, since she denied the autopsy, insurance is trying to deny the claim.
Anlaşılan otopsiyi reddettiği için sigorta da alacağı reddetmeyi deniyor.
The deceased can't leave until there's been an autopsy.
Merhum, otopsi yapılmadan götürülemez.
We better get out of here before we end up in an alien autopsy video.
Bir uzaylı otopsisi videosuna konu olmadan buradan gitsek iyi olur.
Will traces of the substance show up in the autopsy?
Bu maddenin belirtileri otopside ortaya çıkar mı?
And as I said before they rarely perform an autopsy.
Ayrıca daha önce de belirttiğim gibi nadiren otopsi uyguluyorlar.
Due to the circumstances of the accident, They had to do an autopsy.
Kaza şartlarından dolayı otopsi yapılmak zorundaydı.
Did Megan finish the autopsy on Wallace's last victim?
Megan, Wallece'ın son kurbanının otopsisini bitirdi mi?
When do you think you'll be done with your autopsy?
Otopsiyi ne zaman bitirmeyi düşünüyorsun?
I'll handle the autopsy from here.
Otopsinin kalanını ben hallederim.
Emily looked it up, and her early pregnancy wouldn't have shown up in an autopsy.
Emily kontrol etti ve otopsi sonucu hamile olduğunu göstermiyor.
The Willoughby girl's autopsy.
Willoughby kızının otopsisi.
I don't recall anyone releasing the autopsy results.
Kimsenin otopsi sonuçlarını yayınladığını anımsamıyorum.
Let's do an autopsy on some samples, to see if they are sick.
Hasta olup olmadıklarını öğrenmek için bazı örneklere otopsi yapacağız.
Can you take that autopsy?
- Otopsi ile sen ilgilenebilir misin?
Daniel Russo walked into autopsy and threatened my people.
Daniel Russo otopsi odasına dalıp çalışanlarımı tehdit etti.
What about the autopsy?
Nereye gidiyorsun? Otopsi ne olacak?
Autopsy was a bust.
Otopsi tam bir fiyaskoydu.
Jaxon's autopsy.
Jaxon'ın otopsisi.
I mean, the autopsy was first rate, and you got the killer locked up.
Neden? Yani otopsi iyi geçti ve katili yakaladınız.
I need to perform an autopsy.
Otopsi yapmam gerek.
If she were pregnant, wouldn't that kind of thing show up on her... If she were pregnant, wouldn't that kind of thing show up on her... Autopsy?
Eğer hamile olsaydı böyle bir şey otopsisinde çıkmaz mıydı?
The man who drops them will be assisting me at autopsy.
Düşüren olursa otopside bana yardım eder ona göre.
I had Parker slip me the results of your friend's autopsy- - blunt force trauma, sustained on impact.
Parker.. otopsi yapmış Travma deniyor..
Curtis, why don't you and Ethan do the autopsy yourselves?
Curtis, neden otopsiyi Ethan ile yapmıyorsun?
Autopsy confirmed cause of death... myocardial infarction.
Otopsi ölüm sebebinin... kalp krizi olduğunu doğruluyor.
When we started the autopsy, there wasn't a single bruise.
Otopsiye başladığımızda, bir tane bile eziklik yoktu.
His body was transferred to the D. C. Coroner's office where an autopsy is expected to confirm his death as a suicide.
Cesedi Washington adli tıp kurumuna sevk edilerek ölüm sebebinin intihar olup olmadığı otopsiyle belirlenecek.
I love a good autopsy in the morning.
Sabahları iyi bir otopsiyi severim.
It's a variation on a virtual autopsy device.
Görünümsel otopsi aletinin bir varyasyonu.
I'm going to need an assistant for the autopsy.
Otopsi için bir yardımcıya ihtiyacım olacak.
I worked at a funeral home in Buck's County and then as an autopsy assistant at a coroner's office.
Bucks Şehrinde ki cenaze evinde çalıştım. Daha sonra adli tabibin yanında otopsi yardımcısı olarak görev yaptım.
After the coroner's office, I worked as a lab tech in the pathology department of a teaching hospital, and then as a forensic autopsy technician.
Adli tabibden sonra, eğitim hastanesinin patoloji bölümünde laboratuvar teknisyeni olarak ve sonrasında da adli otopsi teknisyeni olarak çalıştım.
No food in the autopsy.
Otopsi odasına yiyecek getirilmez.
I spoke with the coroner, who won't know anything until the autopsy report, but...
Adli tıp memuruyla konuştum otopsi raporunu alana kadar haberi yoktu.
Yes, but I ordered a second autopsy, by a forensic pathologist who specializes in suicide.
Evet ama intihar konusunda uzmanlaşmış bir adli patologdan ikinci otopsiyi istedim.
I've never been to an autopsy before.
Daha önce hiç otopsiye girmemiştim.
Good, and make sure the M.E. gets me the results from the autopsy as soon as possible.
Güzel. Adli tıp doktorunun otopsi sonuçlarını en kısa sürede bana ulaştırmasını söyle.
With the test results from the autopsy.
Otopsi sonuçlarını söyledi.
We want our autopsy reports!
Binlerce insan onun hakkı için savaşacak. - Mina cennette.
And now Alex is gonna totally know it's our fault when she reads the bird autopsy.
Ve şimdi Alex kuş otopsisini okuyunca bunun bizim suçumuz olduğunu anlayacak.
Of course, the real closure will come when I get the autopsy report back.
Tabii esas kapanış otopsi raporunu aldığımda olacak.
Did you get the autopsy report or...
Otopsi raporunu aldın mı? Yoksa...
She will never know anything if she never reads the autopsy report.
- Sus! Eğer otopsi raporunu okumazsa, asla bir şey öğrenemez.
Curtis is waiting to brief us on Skylar's autopsy.
Bir de o yararsız azarlamalar.
Detective Reagan, you just missed the Bryant autopsy.
Dedektif Reagan, Bryant otopsisini kaçırdınız.
Yeah, well, never really interested in seeing the actual autopsy.
Evet, gerçek otopsiyi görmekle hiç ilgilenmemişimdir.
Well, I won't be sure of that until I get him back to Autopsy.
- Kurbana otopsi yapmadan emin olamam.
Autopsy said the victim died within the last 48 hours.
Otopsiye göre kurban son 48 saat içinde ölmüş.
Not until they do an autopsy.
- Onlar otopsi yapana kadar hayır.
The hospital doesn't want to stamp the autopsy reports.
Tüm ölenler incelenmeli ve kanıtlar saklanmalı. Otopsi raporlarımızı istiyoruz!