Avant traducir turco
171 traducción paralela
Arrêtez ça avant quon ait fini de dîner.
Arrêtez ça avant qu'on ait fini de dîner.
Take the avant-guard, block his path below Maloyaroslavets... and keep your stand there... to the last man!
Öncü kuvvetleri al, Maloyaroslavets'de onun yolunu kes... orada son adamına... kadar diren!
Un souvenir de Paris avant de partir, no? Ah, madame!
Ayrılamadan önce bir Paris hatırası almaz mısınız?
its intersection with the sphere of discovery, of the exploration of unknown terrains, and with all the forms of quest, adventure, avant-garde.
- kayıp çocuklar - bulur keşif alanıyla kesişmesini ; bilinmeyen arazilerin araştırılmasıyla... ve sorgulamanın tüm biçimleriyle - serüven, avangard.
Fabio Rinaldi the avant garde lover.
Fabio Rinaldi yenilikçi aşık.
The subject doesn't even have the merits of an'avant garde'film, but it has all the shortcomings.
Senaryo öncü bir filmin niteliklerinden yoksun ama onun bütün kusurlarını taşıyor.
Very avant-garde.
Çok modern.
Comrades, you're in an avant-garde company.
Yoldaşlar, biz ön planda olan bir şirketiz.
En avant!
İleri...
En avant!
İleri!
En avant.
İleri...
En avant.
İleri.
Duke of the avant-garde
Bahçelerin düküyüm.
He said, "Concentration of all power in the hands " of the proletarian avant-garde.
"Proleter öncü güçlerin elindeki tüm güçlerin toplanması." dedi.
"The avant-garde of the revolution, which is the Communist Party."
Devrimin öncüleri, yani Komünist Parti.
Avant Garde, and Déjà Vu.
Avant-garde, and Deja Vu.
You will join me in the avant-garde of the new aesthetic.
Estetiğin yeni boyutunda bana katılacaksın.
I've never said the avant-garde couldn't turn a profit.
Avangard da kar edebilir.
En avant!
Gidelim!
It's good. lt's really avant-garde.
Fena sayılmaz. Yenilikçi bir müzik.
Yes, one of the artists more avant garde what this way they survive.
Evet. Çevredeki öncü sanatçılardan biri.
I did not take you for an admirer of the avant-garde.
Yenilikçi akımın bir hayranı olacağınızı sanmazdım.
How avant-garde.
Çok avangard.
An avant-garde Broadway choreographer, he was lured to Hollywood by producer Arthur Freed... and became MGM's resident artist for 30years, thanks to sympathetic producers like Freedand, later, John Houseman.
... Arthur Freed tarafından ayartılıp Hollywood'a getirildi ve 30 yıl boyunca MGM için çalıştı. Freed ve daha sonra John Houseman gibi sempatik yapımcılar sayesinde tabii.
By the late'60s the gangster genre had proven so versatile... it could even embrace an avant-garde style.
60'ların sonlarına kadar gangster türü çok yönlülüğünü kanıtlamış,.. ... hatta yenilikçi bir tarzı bile benimsemişti. John Boorman'ın "Point Blank" inin yenilikçi kurgusuna bir bakalım.
It's too extreme. It's avant-garde.
Bunlar fazla aşırı, fazla yenilikçi.
But it " s avant-garde.
Ama avangard.
Look at this office, it's avant rich.
Uyurken bile para kazanır. Şu ofise bak.
Avant-garde?
Yenilikçi tiyatro mu?
When he's not shooting covers for today's top fashion magazines, he's usually filming obscure documentaries on his favorite avant-garde jazz musicians, or directing high-end television commercials, Like this one for Nakashimi's Liquid One.
Günümüzün en iyi moda dergilerine kapak fotoğrafı çekmediğinde genellikle en sevilen, öncü jazz müzisyenleri hakkında anlaşılması güç belgeseller çekiyor veya Nakashimi'nin Liquid One'ı gibi üst düzey televizyon reklamları yönetiyor.
This is what they call avant-garde art!
Buna, yenilikçi sanat diyorlar.
"Urban Le Couche"
Adı "Avant le Coucher" ya da onun gibi bir şey.
Call it "avant-garde."
Öncü diyebiliriz.
It's avant-garde.
Bu avant-garde.
I am the new avant garde!
Ben yeni sanat Tanrısıyım!
They recognized Topaz at once from a series of avant-garde etchings she once modeled for. She was glad she had taken her disguise off.
Bayan Catton'ın çok avangart görünüşlükuzeni de oradaydı.
It seems she was an avant-garde filmmaker in New York City... /... but we don't know who she directs...
New York'ta bir avangard yönetmenmiş. - Kime çalıştığını bilmiyoruz. - Öğren.
This isn't one of those avant - garde things, is it?
Pek yenilikçi bir şey sayılmaz, değil mi?
All those avant-gardists, cubists, and other "ists".
Bütün o yenilikçiler, kübistler ve diğer "ist" ler...
Oh, avant-garde. Is that the term?
Avangart deniyor sanırım.
So avant-garde!
Çok avangart. - Hayır!
RIGHT.
Gerçekten avant gard filmleri ya da folk dansını benim kadar çok seven ya da Magic The Gathering'de dokuzuncu seviye oyuncu olan birini bulacağımı düşünüyor musun? - Öyle mi?
To a funky bohemian theater for an avant-garde staging of a Beckett play, naturally.
Eğlenceli bir bohem tiyatroya mı hem de eski bir Beckett oyunu için mi?
A new member of the Alphabet City Avant-garde
Bu Alfabe Şehrinin yeni bir üyesi Öncü
That's why General Kruedener moved into Nikopol, while Osman-pasha's avant-guard troops took unprotected Pleven.
General Krigener Niğbolu'ya girerken, Osman Paşa'nın öncü birlikleri savunmasız Plevne'yi ele geçirmiş.
Susan Davis calls this retro avant-garde.
Susan Davis buna eski moda öncü anlayış diyor.
I think it's more retro avant-crap.
Bence daha çok eski moda öncü pislik.
Have you heard of this before? Its label is designed by Enzo Francesco a famous avant garde artist. A highly praised design.
Bunu biliyor musun?
It was avant-garde at its best.
- Çok yenilikçiydi.
Too avant garde.
Ya bu...
- You know that phase where you've just been exposed to the avant-garde so Hollywood sucks the big one.
- Yapma. Avangardın sunacağı her şeye açık olduğun aşama.