Barking traducir turco
1,598 traducción paralela
Stop barking.
Havalamayı kes.
You're barking fucking mad.
Sen kafadan kontak bir delisin.
You're barking up the wrong tree, Tyler, and it's gonna fall on you!
Hata ediyorsun. Üzerine düşecek.
I can't go on like this, Ramón changing the place of the hammock waiting for that dog to stop barking.
Bu şekilde devam edemem, Ramón. Hamağın yerini değiştirip köpeğin susmasını bekleyerek.
And the dog stopped barking.
Hem köpek de sustu.
Why isn't she barking?
Niye havlamıyor?
- She's not barking!
- Havlamıyor!
Because she isn't barking?
Havlamadığı için mi?
That barking was driving me crazy.
Havlaması beni delirtiyordu.
She's always barking and now she's quiet.
Her zaman havlayan köpek, şimdi sessiz.
- The bitch isn't barking anymore.
- Kancık artık havlamıyor.
She's stopped barking again.
Yine havlamayı kesti.
That bitch is still barking!
Şu kancık hâlâ havlıyor!
My neighbour's got this fuckin'dog that don't stop barking.
Komşum, havlamayı kesmeyen sikik bir köpek aldı.
- Yeah, keep barking, right.
- Evet, havlamaya devam et.
[Dog barking] Yeah, that's right.
Evet, doğru.
I set a-barking with ye infernal.
Seninle şeytani bir anlaşma yapıyorum.
- [Dogs Barking ] - [ Young Goldberg] Papa!
Baba!
Macht schnel I! - [Dogs Barking]
Çabuk ol!
[Barking] - He tries to mount you from behind?
- Seni arkandan ısırmaya mı çalışıyor?
[Meredith ] What's important is that we never stop believing we can have a new beginning, [ dog barking]
Önemli olan, yeni başlangıçlar yapabileceğimize olan inancımızı asla kaybetmemektir.
I did hear barking in the background.
Konuşurken arkadan havlama sesi geliyordu.
- you're barking up... - Shut up, Jade!
Kapa çeneni Jade.
Guy's got a Shepherd named Buster who's barking his head off, a pack of filterless smokes sitting on the front seat of his car with what looks to me like blood on the wrapper.
Adamın Buster isimli bir Alman kurdu var, şimdi susmadan havlıyor. Ön koltuğunda bir paket filtresiz sigara var. Pakette kan izi gördüm.
He was a very brave man to stand up against us all. [Dog Barking ] [ Barking Continues ] [ Man # 2] What about the DNA evidence?
Hepimize karşı koyacak kadar cesur bir adam. DNA kanıtına ne diyorsun?
You're barking up the wrong tree, gals.
Yanlış kapıyı zorluyorsunuz.
You're barking up the wrong tree.
Yanlış yoldasın.
I think we've been barking up the wrong tree.
Bence yanlış kapıyı çalıyoruz.
We've been barking up the wrong tree the entire investigation.
Soruşturmanın başından beri yanlış kapıyı zorluyormuşuz.
We've been barking up the wrong bush.
- Yanlış pencereyi zorluyormuşuz. - Kapıyı. Doğru söyledin.
And... um, I just... I had to see if his psycho dog was in the yard because of, like, the barking and stuff and...
Ve... mm, ben... sapık köpeğinin, etrafta olup olmadığını görmeye çalışıyordum.
I couldn't have it barking while I was working, sir.
Ben çalışırken onun havlamasına izin veremezdim efendim.
At the moment, Emily, I would be happy if I could just get the damn thing to stop barking at me in German.
Şimdilik Emily, bu lanet şeyin bana Almanca bağırmasını durdurursam mutlu olacağım.
You're barking up the wrong tree.
Yanlış yapıyorsun.
So either our mystery student doesn't drive to school, or I'm barking up the wrong tree. So, the only red pickup on the list belongs to a girl...
Kötü bir haberim var öğrenci listesindeki tek kırmızı kamyonetin sahibi bir kız.
( dog continues barking ) quiet, pilot.
Sessiz ol, Kılavuz! Lanet olsun!
He was barking all night, and mom couldn't sleep.
Gece boyunca havlıyordu, ve annem uyuyamıyordu.
[DOG BARKING IN BACKGROUND ] [ SPEAKING FOREIGN LANGUAGE]
Bu bir tuzak..!
There's barking and snarling going on all day long.
Bütün gün havlamalardan başımız şişiyor.
Barking up the wrong tree, pal.
Yanlış kişiye sırnaşıyorsun, dostum.
Well, to be honest with you, my dogs are kind of barking.
Aslında, dürüst olmak gerekirse ayaklarım epey yoruldu.
I swear, if this is another Pomeranian barking in the neighbor's yard...
Bu işin içinde de komşusunun bahçesinde bağıran aptal bir süs köpeği çıkarsa...
The dog's been barking.
Köpek havlıyordu.
( dog barking ) What's the dog for?
- Bu köpek ne için?
Yeah, the dog went crazy, barking near the bedside table.
Köpek etajerin yanında deli gibi havlıyordu.
Dogs were barking.
Köpekler havlıyordu.
Do you take my words like a barking dog?
Sözlerimi sallamıyor musun?
And then I started stripping, and I was surrounded by all these confident, sexy women, and I realized, "Robin, sweetie, you have been barking up the wrong tree."
Striptize başladığımda çevrem kendinden emin, seksi kadınlarla dolduğunda farkettim ki "Robin, tatlım, yanlış ata oynuyorsun."
Uh... [dog barking]
Ah...
I think we might be barking up the right tree.
Boşa kürek çekmiyor olabiliriz.
( Chester barking ) RYAN : There's couple number two.
İşte 2. çiftimiz.