Basis traducir turco
3,198 traducción paralela
Yeogu came this far using Cheonghawon as a basis. Cheonghawan : salt manor in Liaoxi
Yeogu da bu noktaya Cheonghawon'da tuz tacirliği yaparak geldi.
But now, I'm looking at all the things that I got to do instead. I got to be with you. And it's not like I don't appreciate you on a daily basis, because I do.
Sen varsın seninle birlikte olmanın kıymetini bilmiyorum diyemem çünkü biliyorum.
Amateur basis!
Amatörler.
You hurt my brothers basis ugly!
Kardeşimi rahat bırak seni canavar!
On what basis?
- Neye dayanarak?
Er, Perhap-perhaps... er, we could moot a provisional sum... as a basis for on-going negotiation.
Belki de... Belki de... Bu pazarlıkta geçici olarak belirli bir miktar üzerinde anlaşabiliriz.
Your application has been approved, but this is strictly on a trial basis, you understand.
Başvurunuz onaylandı, fakat anlayacağınız üzere kesin bir deneme sürecinde.
That is on a need-to-know basis from here on in, Charles.
Artık bu bir devlet sırrı durumu Charles.
I think he's gonna be an injured in a regular basis.
Sanırım artık düzenli olarak sakatlanır.
The existence of Vampires and Werewolves now appear to have actual basis in fact.
Vampirlerin ve kurt adamların varlığı gerçeklere dayanıyormuş meğerse.
I guess I would take that on a parent-by-parent basis.
Ben bunun aileden aileye değiştiğini düşünüyorum.
I would have to take that on a mom-by-mom basis.
Buna da anneden anneye değişir diyeceğim.
Otherwise, you merely have the will of one man, which is the basis of cult, is it not?
Aksi halde, sen sadece basit bir mezhepteki, 1 kişinin düşüncesine sahip olabilirdin öyle değil mi?
I really feel we need to continue this on an equitable basis.
Buna eşit şartlarda devam etmemiz gerektiğini hissediyorum.
Your 9 / 11s, your 7 / 7s, are what my people suffer on a daily basis around the world.
9 / 11'iniz, 7 / 7'iniz insanlarımın tüm dünyada her gün yaşadığı şeyler.
A contactee was visited and raped on a daily basis by an extraterrestrial.
Bir kurban, dünya dışından bir varlıkla temas kurar ve günlük olarak tecavüz edilir.
I'm on a first-name basis with my dermatologist.
Tamam mı? Cildiye doktorumla senli benli konuşur oldum.
They went up in value very quickly, and it was on the basis of that that I agreed to fund some of the gallery.
Bunların değeri oldukça hızlı yükseliyor galeriye yatırım yapmamın asıl nedenini de bunlar oluşturuyor.
The injustice that was perpetrated on these people forms the basis of our case.
Bu insanlara karşı işlenmiş haksızlıklar davamızın temelini oluşturmaktadır.
On what basis?
Hangi sebeple?
Marty, I need you kicking Cam's balls in on a daily basis.
Marty, Benim senin Cam'ın toplarını tekmelemene ihtiyacım var, günlük bazda
Sudden first-name basis?
Birden bire ilk isimle hitap mı?
It's nice to be on a first-name basis.
İsim olayını hallettiğimize sevindim.
I promise, I will give the permission on a priority basis.
Söz veriyorum, bu izni almak önceliğim olacak.
Trial basis.
- Deneme sürüşü diyelim.
Ace, give me some positive inkling, some basis for optimism...
Cep telefonu yeniden alınabilir. Ace, bana biraz pozitif ipucu ver iyimser olmak için bir sebep, seninle Mike arasında.
We're going to take over and multiply Ace's plans, bring in slots and table games, put the sport on a sound fiscal basis.
Ace'in planlarını ele geçirip katlayacağız. Jeton makineleri, kart oyunları getirerek spora devlet temelli yeni bir anlam katacağız.
Need to know basis, fourpack.
Kuralları öğrenmen lazım Fourpack.
Would you work on a trial basis at Cargo Lagarde?
Cargo Lagarde'da deneme için çalışmak ister misin?
If you want, you can take me on a trial basis.
Eğer isterseniz, beni denemeye alabilirsiniz.
Into whether you had sufficient basis to make this complaint.
Şikayette bulunman için yeterli dayanağının olup olmadığını araştırmak için.
Better have a good faith basis for that one, counsel.
Bu konuda iyi bir inancınız olsa iyi olur Avukat Bey.
And we monitor this on an ongoing basis.
Kaynaklarımızı araştırmaya devam ediyoruz.
That gives me a good faith-basis to confront this witness.
Bu bana bu tanıkla yüzleşmek için iyi bir neden sağlıyor. Katılıyorum.
Having reviewed the evidence, this court finds that the United States government had sufficient basis to conclude that Rashad Debs posed an immediate threat to the safety of thousands of Americans'lives.
Kanıtların incelenmesinden sonra mahkeme, Birleşik Devletler Hükümeti'nin Rashad Debs'i Amerikan vatandaşlarına karşı büyük bir tehlike olarak görmesi için yeterli sebebi olduğu kanısına varmıştır.
We demand to see the basis for your ruling! Denied.
Kararınızı neye dayanarak verdiğinizi söylemenizi talep ediyoruz!
You deal with it on a day-to-day basis.
Her gün bununla uğraşmak zorundasınız.
You do develop a grim sense of humour when you cut into people on a daily basis.
İnsanları kesmek günlük işin olduğunda acımasız bir mizah anlayışı geliştiriyorsun.
Just like they did when they realized that... Killing and raping on a regular basis was not a fulfilling Way to live.
Tıpkı onların daha önce öylesine yaşamak yerine temel kaidenin öldürmek ve tecavüz olmadığını fark ettikleri gibi.
Do I not polish your beautiful lady parts on a semi-nightly basis?
Senin güzel bayan kısımlarının gece ortası prensiplerine yazmadım mı?
On what basis?
Neye dayanarak?
The opportunity to start a new basis, to experience...
Yeni bir altyapı başlatma fırsatı, yeni bir öğretim yönergeleri deneyimi.
The judge in Linares wanted to make sure that there was in fact some legal basis for Nicholas claiming to be er... Carey Gibson's lost brother.
Linares'teki yargıç, Nicholas'ın Carey Gibson'ın kayıp kardeşi olduğuna dair yasal dayanak konusunda emin olmak istedi.
Listen to this drivel : "The sessions should create a basis for contact" "and keep the personnel informed about the girls'progress."
Şu saçmalığı dinle : "Seanslar temel iletişimin başlangıcıdır." "ve kızların kişisel gelişiminde önemli yer tutarlar."
Equal opportunities for everyone, that is our basis.
Haklarımız üzerine eşit bir yapı oluşturulmalı.
Because, on a daily basis, we have to adjust our blackness.
Çünkü, günlük olarak, siyahiliğimizi ayarlamalıyız.
I'd love how you'd feel in your thought about joining us on a more permanent basis?
Bize kalıcı şekilde katılmak konusunda ne düşündüğünü öğrenmek istiyorum.
I'd love to know on how you would feel about your thought about joining us to a more permanent basis?
Bize kalıcı şekilde katılmak konusunda ne düşündüğünü öğrenmek istiyorum.
My passion overtook my morals. My passions overtake my morals on a daily basis.
Benim tutkum ahlakımın önüne her gün geçiyor.
But I'm looking forward to seeing you here on a more permanent basis.
Ama ben burada kalıcı olacağın zamanı bekliyorum.
The People have no basis for their belief, Your Honour.
Savcılığın bu iddiasının hiçbir dayanağı yok Sayın Yargıç.