Beaver traducir turco
1,131 traducción paralela
- Beaver.
- Kunduz.
I watched "Leave It to Beaver" in Spanish.
Bir çocuk dizisini İspanyolca seyrettim.
Let's say some eager-beaver Assistant DA gets ahold of old Moon :
Diyelim ki, bir savcı yardımcısı ona kafayı taktı ve şöyle diyor :
- It's a beaver.
- Bu bir kunduz.
- The beaver's?
- Kunduzun mu?
I'd like to help you with the beaver, but I'm not a dentist.
Sana yardımcı olmak isterdim ama ne yazık ki dişçi değilim.
This gent here is Beaver Sampson.
Bu bey, Beaver Sampson.
Jack, this is Grey Beaver.
Jack bu Beaver.
Well, you loved him as the Beaver and now, I guess, as the new Beaver.
Onu Beaver olarak sevdiniz. Ve ben de onu sadece Beaver olarak görüyorum.
Work all day with the Beaver and come home to you.
Bütün gün Beaver'la çalışıp akşam da senin yanına geleceğim.
I was...
Ben Beaver'dım
No, I am the Beaver!
Hayır, ben hala Beaver'ım.
Mr. Beaver?
Bay Beaver.
I may have to earn a pathetic living by donning the cap of the Beaver and appearing at supermarkets but at least my father doesn't sell women's shoes.
Ben bir Beaver başlığı takıp marketlerde boy göstererek acınası bir para kazanıyor olabilirim. Ama hiç değilse benim babam kadın ayakkabısı satmıyor.
I was the Beaver.
Ben Beaver'dım.
Course you know who he was. Made a fortune in beaver hats.
Kuzgun şapkalardan bir servet yaptı.
How many times did you see June lean across that bedside table... and say, "Ward, I think you better have a talk with the Beaver"?
June'un şifonyere doğu dönüp,... "Kunduz'la konuş bence Ward." dediğini kaç kez gördün?
How are you, Beaver?
Nasılsın Beaver?
- Fuck you, Beaver.
- Siktir git Beaver.
Fuck you, Beaver.
Defol git Beaver.
Ain't it nice to know Satan's keeping up with all these new, technological achievements,... what a little busy beaver he is!
Şimdi bunlar bilinçaltı mesajları oldular. Şeytanın yeni teknolojileri bu kadar yakından takip etmesi ve uyum sağlaması sizce de hoş değil mi? O ne küçük meşgul köftehordur o.
It's because her Mom always told her, "Bleach a cold, raise a beaver."
Çünkü annesi ona hep, "Üşütünce rengini aç, kızın sürtük olsun." demiş.
I know it's got a lonely mate somewhere... and a frostbitten owner eager as a beaver to claim it.
Ben bir yerlerede yalnız arkadaşının var olduğunu biliyorum... Ve bir donmuş sahibi bir kunduz gibi istekli olmalı, iddia etmeli.
They're playing the Beaver Dome.
Beaver Dome'da sahneye çıkıyorlar.
- Got a pot of beaver tail stew in back.
- Kunduz güveçi var.
I work like a Japanese beaver.
Bir Japon kunduzu gibi çalışıyorum..
You know, from Leave It to Beaver.
Kunduzları Bırakmak`ta ki.
Looks like Chuck is taking the old log to the beaver.
Galiba Chuck yaşlı bastonunu kunduza verecek.
This is a brief written by an eager-beaver law student.
Bir dosya çalışkan bir öğrenci tarafından gerçekleştirilmiş.
The IRS is like Ward and June Cleaver and we're all Wally and the Beaver.
Vergi dairesi sanki bir June Cleaver yetim koğuşu ve biz de Wally ve Beaver'ız.
And when you meet Whitey and Lumpy in the joint there's really gonna be something wrong with the Beaver.
Ve ne zaman ki içerde Whitey and Lumpy'la buluştuğun zaman Beaver'ın gerçekten bir sorunu olacak.
And the little sort of Leave It to Beaver type brother character comes running in... and sees the father and his sister, and he's shocked and upset.
Ve inek tipli erkek kardeş odaya dalıyor ve babasını kız kardeşiyle görüyor, şok oluyor ve üzülüyor.
Christ, that one was Beaver Cleaver's mother.
Tanrım, bu kadın tam filmlik.
You know, I can remember the days when you would have scurried over here like an eager beaver.
Buraya hevesli bir kunduz gibi anında koşup geldiğin günleri hatırlıyorum.
Tonight the American team visits our Canadian champions, the Ontario Beavers.
Lig birincisi Ontario Beaver'in Amerikan konuk takımıyla yapacağı maçı izleyeceksiniz. Lütfen oyunun tadını çıkarın.
The elk, the beaver, and the moose are man's best friends.
... geyikler ve sincaplar ve tavşanlar insanların en iyi dostlarıdır. Geyikler...
I mean, it's the Leave It To Beaver house that everybody wants.
Burası herkesin isteyeceği tipik bir aile evi.
Here's one. "Eager Beaver."
İşte bu. "Sabırsız Kunduz"
I once did a film called Beaver Patrol... about these Boy Scouts who find drunk Girl Scouts in the woods. And they take them into a cabin and they reach into their packs and they pull out these dildos.
"Kunduz Devriyesi" diye bir film izlemiştim erkek izciler ormanda kız izcilere rastlıyordu... onları bir barakaya götürüyorlardı, sonra çantalarından vibratörlerini çıkar...
Y-You're sure you want to bet on Eager Beaver?
Sabırsız Kunduz'a oynacaksın öyle mi?
- Eager Beaver. He's paying.
- Sabırsı Kunduz koşusu başlıyor, yatır.
- Come on, Beaver!
- Hadi Kunduz, bastır!
- Eager Beaver continues to drop back.
- Sabırsız Kunduz iyice geriye düştü.
- Oh, shit! Oh, Beaver!
- Kunduz, lanet olsun bastır!
- Beaver! Come on, Beaver!
- Bastır Kunduz, bastır!
- Oh! Beaver!
- Bastır, lanet olsun!
Relax, will ya? - and Eager Beaver was last.
-... ve Sabırsız Kunduz sonuncu oluyor.
Contaminated stream water, beaver feces, that sort of thing.
Kirli dere suyu, kunduz dışkısı, bunun gibi şeyler.
- I hate being called a "beaver", don't you?
Ya sen? Özür dileyecek misin, dilemeyecek misin?
Later, testicle-head, bosom-beaver.
Sonra görüşürüz, testis kafa kunduz.
We've come to see Grey Beaver.
Grey Beaver'i görmeye geldik.