Begging your pardon traducir turco
170 traducción paralela
Begging your pardon?
Affedersiniz anlayamadım?
Begging your pardon for the intrusion, sir, but did you sleep last night, sir?
Rahatsız ettiğim için özür dilerim, efendim, ama dün gece hiç uyudunuz mu, efendim?
Begging your pardon, sir, it's my opinion that my master isn't well.
Affedersiniz, efendim ama beyimin iyi olmadığını düşünüyorum.
Begging your pardon, sir, will it be a large affair?
Affedersiniz efendim, ama, büyük bir yemek mi olacak acaba?
Begging your pardon, ma'am, but that's very "whumsical."
Affedersiniz hanımefendi ama bu çok "gavip."
Begging your pardon, sir.
Bağışlayın efendim.
Begging your pardon, sir, but the food and the water. We haven't got enough for 10 days.
Affedersiniz efendim ama su ve yiyeceğimiz on gün yetmez.
Begging your pardon, sir.
Özür dilerim.
Begging your pardon, sir.
Affedersiniz efendim.
Begging your pardon, sir, it was you, sir. And you, m'lady.
Özür dilerim beyefendi, ama onu ikna eden siz ve hanımefendiydi.
Sometimes he comes ghosting over the plains... in the shape of a sneaking rustler... and sometimes... begging your pardon, Laura Belle... he stakes out the home... to the worthy and the God-fearing.
Bazen, düzlüklerden yılan gibi sinsice, yılan gibi süzülerek gelen bir hırsızdır O Bazen de... beni bağışla Laura Belle Zengin ve Tanrı korkusu olan bir evden de çıkıp gelebilir O.
Begging your pardon, ma'am...
Beni bağışlayın Madam.
Begging your pardon, Your Highness.
Müsaadenizle majesteleri.
Begging your pardon, but I have this place listed as being struck off for another year.
Beni bağışlayın ama burasının bir yıl daha kapalı olacağı söylenmişti.
Begging your pardon, sir.
Bağışlayın, efendim.
- Why? Begging your pardon, sir.
Bağışlayın efendim.
Begging your pardon, sir, but there's really a lot to be said for leisure.
Affınıza sığınırım, komutanım, ama boş vakitle ilgili söylenecek çok şey var.
Begging your pardon.
Özür dilerim.
Begging your pardon, but could you tell me where Zack Wakefield lives?
Tekrar özür dilerim, Zack Wakefield'in oturduğu yeri söyleyebilir misiniz?
Begging your pardon.
Kusura bakma.
Begging your pardon, sir, we're way off course for Venezuela.
Affedersiniz efendim, Venezüella rotasından uzaklaştık.
Begging your pardon, ma'am.
Afedersiniz hanımefendi.
Begging your pardon, ma'am...
Afedersiniz hanımefendi.
Begging your pardon!
Affedin, lütfen!
Begging your pardon, Miss Susan.
Affedersiniz Bayan Susan.
BEGGING YOUR PARDON, SIR, BUT IT'S-IT'S VERY LATE.
Affınıza sığınıyorum bayım ama vakit çok geç oldu.
Begging your pardon, sir... the only order you've ever given that we couldn't obey.
Özür dileriz efendim ama uyamayacağımız tek emri verdiniz.
Begging your pardon, sir.
Affınızı diliyorum, efendim.
Begging your pardon, sir.
Affınıza sığınarak, efendim.
I'm begging your pardon, sir.
Affınıza sığınıyorum, efendim.
You know, begging your pardon, but the one my heart goes out to is your father.
Kusura bakmayın ama babanız için çok üzülüyorum.
Begging your pardon, Lieutenant, but who says so?
Kusura bakma teğmen, ama kim demiş?
Begging your pardon, sir.
Affedersiniz, efendim.
Begging your pardon, I'm going to find the john.
Çok özür diliyorum. Derhal banyoya gitmeliyim.
Begging your pardon, sir.
Özür dilerim, bayım.
Begging your pardon with all due respect, that was done an hour ago.
Kusura bakmayın ama, o işlem bir saat önce yapıldı.
Begging your pardon, ma'am.
Afedersiniz bayan. Hayır.
Begging your pardon, sir. - Are we doing?
- O halde ne halt ediyoruz?
Begging your pardon, miss.
Affınızı dilerim, bayan.
- Begging your pardon, sir, meaning you.
- Afınıza sığınırım, efendim, ama sizi kastediyordu.
Mr. Crockett, begging your pardon,
Bay Crockett, kusura bakmayın.
Begging your pardon, Baltar, but shouldn't we first go through the formality of conquering the humans before ordering our victory celebration?
Affedersiniz Baltar ama zafer kutlamalarından önce insanları yenmek için formaliteleri bitirmemiz gerekmiyor mu?
Begging your pardon, Master Newton, the cook frets that your dinner will spoil, sir.
Afedersiniz Efendi Newton aşçı yemeğinizin soğuyacağından endişe ediyor efendim.
Begging your pardon, but when our patrol reached the courier...
Affedersiniz, fakat devriyemiz oraya ulaştığında
Begging your pardon, sir.
Affedersiniz, beyefendi.
I'm begging your pardon, sir.
Affedersiniz, efendim.
Begging your pardon, it won't do no good how much you raise it.
Affınızı rica ederim, ama istediğiniz kadar arttırın... bir yararı olmaz.
BEGGING THE COLONEL'S PARDON BUT THIS IS NO TIME TO WRITE YOUR MEMOIRS.
Corey, kötü durumdayız.
Now, you better do a little begging'your pardon.
Şimdi, daha iyisi buyur sen yap.
- Begging your lady's pardon, but is your name Missy Anne Reynolds?
- Rahatsız ediyorum, ama adınız Bayan Anne Reynolds mı?
- Begging Your Majesty's pardon.
Ah, afedersiniz majesteleri.
your pardon 27
pardon 1188
pardonnez 21
pardon me 1649
pardon the pun 17
pardon my french 66
pardon the interruption 22
pardon the intrusion 20
pardon my language 21
pardon us 39
pardon 1188
pardonnez 21
pardon me 1649
pardon the pun 17
pardon my french 66
pardon the interruption 22
pardon the intrusion 20
pardon my language 21
pardon us 39