Behaved traducir turco
1,163 traducción paralela
You behaved badly, eh?
Sen kötü davrandın.
If a man behaved like that, I'd report him.
Bir erkek bana böyle davrandığında, onu polise bildiririm.
We'd all have "admirers" if we behaved like you.
Senin gibi davransaydık, bizim de hayranlarımız olurdu.
Look how well-behaved the boy is.
Bak ne kadar terbiyeli bir çocuk.
Do you remember when you came with riksdalerne in one hand and your dick in the other - and asked me to lie on my back for you? Then you behaved.
Bir elinde para, diğerinde aletin bana gelip altına yatmamı istediğin günü hatırlamıyor musun?
We behaved like pigs.
Domuzlar gibi davrandık.
At first, you behaved as if it were just fun.
Başlangıçta, bu bir eğlenceymiş gibi davranıyordun.
But they've behaved like cowards.
Ama korkaklar gibi davranıyorlar.
you have behaved very badly. Bad rabbi!
Yaramalık yaptın kötü haham.
If you behaved yourself, you wouldn't get into any trouble.
Lütfen kendine dikkat et. Başını derde sokma.
In inhuman conditions, he has behaved humanely.
Gayrı insani koşullarda, insanca davrandı.
" I behaved like, a cad, a bounder.
" Adice, şerefsizce davrandım.
How he behaved in an exemplary manner, our Lord.
Efendimiz, nasıl da örnek bir davranış gösterdi.
You not only stopped Treasurer Okubo's procession, but you behaved slanderously!
Sadece haznedar Okubo'nun alayını durdurmadın, iftiracı bir şekilde davrandın!
He has behaved with truly regal courtesy and with perfect discipline.
Herkese kraliyet nezaketiyle danranıyor. Her zaman çok disiplinli.
He'd never met a 15-year-old girl who behaved more like a grownup.
Bu kadar olgun davranan 15 yaşında bir kız görmediğini söyledi.
Your men behaved in an unacceptable manner just now, in front of my house!
Adamlarınız şimdi, bana evimin önünde, kabul edilemez bir biçimde davrandılar.
- I still think I behaved badly.
- Ben hala sana terbiyesizlik ettiğimi düşünüyorum.
We've never behaved like this.
Birbirimize hiç bu kadar aptalca davranmadık.
I must have behaved extremely badly, I'm well aware of it.
Oldukça kötü davranmış olmalıyım. Bunun farkındaydım.
You've behaved like a monster, yet you seem to have no regrets.
Bir canavar gibi davrandın. Hala pişmanlık duymuyorsun.
You are right, we behaved shamefully.
Efendim çok haklısınız, ayıp ettik. Özür dileriz.
See, look how well-behaved they are.
Bakın, mum gibi oldular.
You behaved so badly with my parents... i wanted to crawl under the carpet.
Aileme karşı çok kötü davrandın... Halının altına girmek istedim.
I spent the happiest years of my life with Indios who behaved as if I were one, too.
Hayatımın en mutlu yıllarını bana onlardan biriymişim gibi davranan Yerliler ile geçirdim.
Anne's manners reminded me of a well-behaved young school girl.
Anne'nin tavırları bana kız kolejindeki bir kızı çağrıştırdı.
For the recent conduct of little Anne suddenly appeared quite normal and obvious... to the extent that for her to have behaved any differently now seemed impossible.
Küçük Anne'in davranışı belki normal değildi ama mantıklıydı. Öyle davranmak zorundaydı, aksi bir davranışta bulunması mümkün değildi.
She's never behaved badly, not when she's stayed here with us.
Yumuşak başlı, hiç kötü davranmadı, en azından bizimleyken.
Plautius behaved like a hero.
Plautius kahramanca davranmış.
He was very well-behaved.
Çok efendi birisi.
- After that he behaved.
- Konuştuk ve her şey düzeldi.
He behaved as if he owned the whole city.
Kendini tüm şehrin sahibi sanıyordu.
You behaved wisely, Lieutenant.
Yerinde karar vermişsiniz, Teğmen.
What I find particularly surprising... is that most boys and girls who are educated in England... are so well-behaved.
- Özellikle şaşırtıcı bulduğum şey İngiltere'de eğitim görmüş kız ve oğlanların çoğu çok terbiyelidir.
I know I behaved terribly, but I had to be sure what you knew.
Sana kötü davrandığımın farkındayım. Ama birşey bilmediğinden emin olmalıyım. Bak...
The manager too behaved like a fine guy.
Ağbim sahip çıktı bize. Müdür de erkek adammış.
She behaved perfectly, Stan.
Mükemmel derecede iyi, Stan.
With Beatrice you behaved, like a boss.
Beatrice'e patronu gibi davrandın.
Your father behaved as if I simply did not exist.
- Baban ben yokmuşum gibi davrandı.
That horny little Russian behaved like a bastard so you take it out on me.
O çapkın Rus kötü davrandı diye acısını benden çıkarman mı gerekiyor?
I always behaved properly.
Ben hep uygun şekilde davrandım.
You were such a well-behaved child.
Sen çok iyi huylu bir çocuktun.
I don't know why you behaved as you did the other evening.
Önceki akşam, neden öyle davrandığını bilmiyorum.
I behaved like a 15-year-old.
15 yaşındaymış gibi davrandım.
I do hope she behaved herself while she was with you.
Umarım, sizinleyken hareketlerine dikkat etmiştir.
Hi. I just wanted to say that... I'm very embarrassed by the way I behaved tonight and I... well, I don't know quite what to say now, except... the thing about love is that you can really make an ass of yourself.
Merhaba, söylemek istediğim... bu geceki davranışım için özür dilerim... ve aslında ne söyleyeceğimi tam olarak bilemiyorum... aşkın insana salakça şeyler yaptırdığını söylemek dışında.
What is important is that he's kind, well-behaved and with a nice smile.
Önemli olan o tür olmasıdır, iyi tavırlı ve güzel gülüşlü
So the kids are extremely well-behaved.
Bu yüzden çocuklar çok usludur.
I'll tell them how you've behaved.
Nasıl davrandığını anlatırım onlara.
He's been well-behaved recently
Son zamanlar çok usluydu.
We behaved badly!
Tabii tanıdım.