Bell jingles traducir turco
26 traducción paralela
Try to take a purse out of that pocket, but if one single bell jingles you've failed.
Cüzdanı almaya çalış, ama bir tek çan şıngırdarsa yanarsın.
We're gonna hang that right over the front door, on the inside... so as when you open the door, the bell jingles, you see? On account I'd like to know when my friends come... so I can put on another pot of coffee.
Kapı açıldığında çın çın çalacak... ve dostların geldiğini anlayacaktım.
( Door opens, bell jingles ) I take it that wasn't your sister.
Kardeşin değildi sanırım.
( DOOR BELL JINGLES ) Good afternoon, Frank.
İyi günler Frank.
( DOOR BELL JINGLES ) I want animal control looking for that thing.
Hayvan kontrol ekiplerinin o yaratığı aramasını istiyorum.
( door bell jingles ) And no Skynyrd.
Ve Skynyrd yok.
( bell jingles ) Cut it out. What do I have to do, huh?
Ne yapıcam ha?
I'm adopted? ! ( Bell jingles )
Evlatlık mıyım ben?
( door bell jingles ) Here's your check.
Hesabınız.
Bye, Dad. ( door bell jingles )
Ray bana senin geçen hafta kanserle savaşmak için 5000 metre koştuğunu söyledi.
Tonight's about positive energy to bring them back together and move them farther away from us. ( door bell jingles )
Bu kızın bitmek bilmeyen bir götü vardı.
- ( Bell jingles )
Merhaba Riles.
( door bell jingles ) - ( door shuts ) - Brick?
- Brick, iyi misin?
Yes. Thank you for pointing out what I already knew this morning. ( door bell jingles )
Evet, bu sabahtan beri bildiğim şeyi söylediğin için sağ ol.
They copied us. [Bell jingles]
Bizi kopyalamışlar.
[door opens, entry bell jingles] Heya, small world.
- Selam, dünya ne kadar da küçük.
[shop bell jingles] A treasure map, baiting the suckers.
Enayileri yemleyen bir hazine haritası.
[BELL JINGLES]
[Çan sesleri]
[bike bell jingles ] [ Maureen] See you later, stupid!
Sonra görüşürüz, aptal!
[bell jingles] Being empowered sure is cold.
Güçlü konumda olmak üşütüyor.
- [groans ] [ bell jingles ] - [ gasps] humans.
- insanlar.
( door bell jingles ) Great job, Amber.
Nate, buna inanamayacaksın.
[bell jingles ] [ clanging] - Hi, Jackie. The usual?
- Selam Jackie, her zamankinden mi?
( Bell jingles ) We're closed.
Kapalıyız.
[bell jingles ] [ door slams]
Beaches'ı izleyip roze şarap içmek istiyorum.