Beso traducir turco
21 traducción paralela
Maggie, really there's no reason to beso defensive.
Maggie, bu kadar savunmacı olman için bir neden yok.
Don't exaggerate, don't beso drastic.
Bu kadar abartma.
No, that's a beso.
Hayır, bu bir "beso".
Now, the next thing we needv is El Beso Final.
Şimdi, sıradaki şey El Beso Final.
Look, Mr. el Presidente, please, no El Beso Final, okay?
Bak, Bay el Presidente, Lütfen, El Beso Final olmasın tamam mı?
No Beso Final?
Beso Final yokmu?
- You're gonna beso happy here.
Burada çok mutlu olacaksın.
Would it beso bad?
O kadar kötü mü olurduk?
Besides, she's gonna beso busy with the shoot that you won't evenhave to see her, and since it's so boringon the sidelines, you'll havemy full attention.
Ayrıca, çekimlerle meşgul olacak. Yani onu görmen gerekmiyor. Kenarda beklemenin de sıkıcı olacağını düşünürsek, bütün ilgim sana olacak.
Why do you seem to beso relaxed?
Nasıl o kadar rahat görünebiliyorsun?
- Beso.
- "Beso".
- I want you "beso".
Ufak bir beso... - Ben seni "beso" yapmak istiyorum.
Give your brother a kiss.
- ağabeyini benim için öp. - Un beso * papa.
Un beso on the lips. But then put your tongue inside his mouth and move it in circles.
Dudaklara bir öpücük, sonra dilini ağzından içeri sok ve daireler çiz.
You pretended to beso idealistic in London. You looked atmewith your big beautiful eyes and said all thosewonderful things that... I really fell for you.
sen Londora'da çok ülkücüydün sen bana senin büyük gözlerinle baktın ve o büyük sözlerle konuştun ki... sana aşık oldum.
♪ ♪ won't you give me uno beso?
# Bana bir öpücük vermeyecek misin?
♪ won't you give me uno beso?
# Bana bir öpücük vermeyecek misin? #
Yeah, beso loco.
Tabii, sana ateşli bir öpücük veririm. Evet, ateşli bir öpücük. Neyin var senin?
A little beso...
Ufak bir beso...
- I want you "beso".
- Ben seni "beso" yapmak istiyorum.