Bir traducir turco
5,035,212 traducción paralela
You go too big. You go too big.
Senin boyunu aşan bir işti bu.
- Name one.
- Bir tanesini söyle.
Griffin Dunne lived in Rhinebeck and could be in Manhattan in an hour and 15 minutes!
Griffin Dunne, Rhinebeck'te oturuyordu yani bir saat 15 dakikada Manhattan'a gelebilir, demek.
Steve, an honor, truly.
Steve, bir onurdu, sahiden.
Did you like any of this?
Sevdiğin herhangi bir şey oldu mu burada?
Nobody else says it, but Shakespeare is a fucking hack, all right?
Bunu başka kimse söylemiyor ama Shekespeare kötü bir yazardı, oldu mu?
Hi, I was wondering.
Merhaba, bir şey soracaktım.
Who do I call, if I know an adult man who fucks raccoons?
Rakunlarla seks yapan yetişkin bir adam tanıyorsam, kimi aramalıyım?
♪ I just met a raccoon named Lisa ♪
Lisa adında bir rakunla tanıştım
What, do you not know a lot about Steely Dan?
Ne, Steely Dan hakkında fazla bir şey bilmiyor musun?
Hey, do all of you not know a lot about Steely Dan?
Hiçbiriniz mi Steely Dan hakkında fazla bir şey bilmiyorsunuz?
Hey, Ravi, what are you doing after the show, you want to hang out?
Selam Ravi, şovdan sonra ne yapıyorsun? Birlikte bir yerlere gidelim mi?
Made a lot of friends in the audience.
Seyircilerden bir sürü arkadaş edindiler.
Like I have a clipboard for gay rights.
Sanki gey haklarından bahseden bir afiş tutuyorum.
This play is a disaster.
Bu oyun bir felaket.
[both] But they don't know any specifics.
Ama başka bir şey bilmiyorlar.
I hate to think that what I thought was our funny banter, ever came off like racist abuse.
Komik muhabbet sandığım bir şeyin ırkçı hakaret anlamına gelmesi beni çok üzerdi.
Ravi, you're a good dude.
Ravi, sen iyi bir dostsun.
It's not gonna happen, so, you know, just drop it.
Öyle bir mektup alamayacaksın, vazgeç o işten.
I'm so sorry that I lied to you about a life-changing voice-over opportunity, and then bullied you for 40 years.
Hayatını değiştirecek bir iş fırsatı konusunda yalan söylediğim için ve 40 yıl boyunca seni ezdiğim için özür dilerim.
George, I'm so sorry that I really didn't do anything wrong.
George, hiç yanlış bir şey yapmadığım için özür dilerim.
One day, I'll forgive you.
Bir gün seni affedeceğim.
The mood is familiar, but something's off.
Ruh hâlleri her zamanki gibi ama yolunda gitmeyen bir şey var.
And look at you now, you're in Hollywood and you're a big star.
Baksana artık Hollywood'da çalışıyorsun ve büyük bir yıldız oldun.
I'm a star of a small action movie franchise where I play a secret agent trying to protect his family called, "How dare you steal my daughter?"
Küçük bütçeli bir aksiyon filminin yıldızıyım ailesini korumaya çalışan bir gizli ajanı oynuyorum, filmin adı da "Ne Cüretle Kızımı Çalmaya Kalkarsın?"
But me? You, you're the number one novelist in America.
Beni boş ver de, sen Amerika'nın bir numaralı roman yazarısın.
Pretty well, 15 million copies in one day ain't too shabby.
Gayet iyi, bir günde 15 milyon kitap satışı hiç fena değil.
Yeah, but most of those teens only bought the book because in it, I explained how to make a bomb.
Evet, ama o ergenlerin çoğu kitabın bir yerinde bomba yapmayı anlattığım için satın aldılar kitabı.
A new play I'm working on.
Üzerinde çalıştığım yeni bir oyun.
Well, Tony Tuna and Too Much Tuna and raccoons, and finding your way in the world.
Ton Balığı Tony, Çok Fazla Ton Balığı, rakunlar, ve hayatına bir yön vermekten bahsediyor.
- I guess I just have one question.
- Sanırım sadece tek bir sorum var.
A million people.
Bir milyon insan.
A million different stories.
Bir milyon farklı hikâye.
Oh, waiter, I'll have...
Garson, bana bir...
- Get one for yourself.
- Kendine de bir tane al.
There seems to be some sort of misunderstanding.
Bir çeşit yanlış anlaşılma varmış gibi görünüyor.
At that time, a giant robot appeared in Tokyo, causing a huge uproar.
O tarihte, Tokyo'da dev bir robot ortaya çıkmış, devasa bir kargaşaya neden olan bir robot.
And later that year in the Aegean Sea, a volcanic island suddenly exploded and sank.
Daha sonra aynı yıl Ege Denizi'nde volkanik bir ada aniden patladı ve battı.
Whenever some kind of conflict or crisis has occurred, there have also been multiple sightings of you people, and in every case, you looked exactly the way you do right now.
Ne zaman bir çatışma ya da kriz ortaya çıksa, sizinle de birçok defa göz teması kurulmuş. Ve her defasında, tam da şimdi olduğu gibi görünüyorsunuz.
Possesses prodigious intelligence and telepathic powers.
Olağanüstü bir zeka ve telepatik güçler sergiler.
Possesses a steel-like body and superhuman strength.
Çelik gibi bir vücudu vardır ve insanüstü kuvvet sergiler.
Able to shape-shift into anything through molecular conversion.
Moleküler dönüşüm yoluyla herhangi bir şeyin şeklini alabilir.
We were created as a new breed of soldiers for the nuclear age so that Black Ghost could take over the world.
Kara Hayalet dünyayı ele geçirebilsin diye nükleer çağa uygun yeni bir asker türü olarak yaratıldık.
I was under the impression that I was doing research to augment human capabilities through science and cybernetics.
Bilim ve sibernetiğin yardımıyla insan kapasitesini arttırmaya yönelik bir araştırma yaptığım izlenimi içindeydim.
After a prolonged battle, we finally did it.
Uzun süren bir savaştan sonra sonunda başardık.
And that's because the being you see before you is nothing more than a single cell of what you call Black Ghost.
Çünkü şu anda önünde gördüğün varlık Kara Hayalet dediğiniz şeyin sadece bir hücresinden ibaret.
Some kind of barrier.
Bir çeşit bariyer mi?
If you're nothing but a single cell, then I'm going to destroy every last cell in sight, right down to the last one.
Şayet sen sadece tek bir hücreysen, o zaman tüm hücrelerini yok edeceğim. En sonuncusuna kadar!
Black Ghost was created from what lurks inside human souls, a monster created from the malice and unseemly desires of humans.
Kara Hayalet, insan ruhlarında gizlenen şeyden yapılmıştır. İnsanoğlunun kötü ve çirkin arzularından yaratılmış bir canavardır.
Impressive research.
Etkileyici bir araştırma.
It was Black Ghost, a mysterious organization.
Kara Hayalet yaptı, esrarengiz bir teşkilat.