Bizi traducir turco
138,506 traducción paralela
Now, once these sumbitches understand that they can't come back here, they're gonna leave us alone.
O orospu çocukları buraya dönemeyeceklerini anladıklarında bizi rahat bırakacaklar.
They hate what makes us human, son.
Bizi insan yapan şeyden nefret ediyorlar evlat.
They don't just want our town, they want what makes us God's creatures.
Sadece kasabamızı istemiyorlar bizi Tanrı'nın kulu yapan şeyi de istiyorlar.
Somehow I knew this thing would bring us all together again.
Bu şeyin bizi bir şekilde tekrar bir araya getireceğini biliyordum.
- Are they following us?
- Bizi takip ediyorlar mı?
- Is anybody following us?
- Bizi takip eden biri var mı? !
Zeke brought us together and made us a family.
Zeke bizi bir araya getirip bir aile yaptı.
- Can you give us a little alone time?
- Bizi yalnız bırakır mısın?
- Bye. - Thanks for having us.
- Bizi ağırladığın için sağ ol.
♪ If we play rough Please don't blame us ♪
Sert oynarsak Lütfen bizi suçlamayın
♪ Our style is wild And you know you can't tame us ♪
Tarzımız vahşi Ve bilirsiniz, bizi evcilleştiremezsiniz
What if they put us on a watch list?
Ya bizi takip listesine koyarlarsa?
We celebrate the feast of Lenin, where we just be... thanking the rats for not eating us.
Biz Lenin'in ziyafetini kutlarız, yani sıçanlara bizi yemedikleri için teşekkür ederiz.
Carve wood and get us home.
Tahta oy ve bizi evimize götür.
- And this will get us home?
- Ve bu bizi eve mi götürecek?
They're gonna be looking for us... sheriffs and knights and maybe Rumple, and...
Bizi arayacaklardır... şerifler, şövalyeler ve belki Rumple ve...
Uh, how about focusing your attention on keeping your K-10 client from killing us?
Uh, peki dikkatini K-10 daki müşterinin Bizi öldürmemesine odaklasan nasıl olur?
She's not gonna kill us.
Bizi öldürmeyecek.
And now she's just abandoned us.
Ve şimdi sadece bizi terketti öyle mi.
Take us back.
Bizi geri götür.
Just make your mind blank, and I'll get us there.
Hiçbir şey düşünmemeye çalış. Oraya ben götüreceğim bizi.
But I know they're looking for us... to experiment on or...
Ama bizi aradıklarını biliyorum... Üzerimizde deney yapmak için ya da...
Which brings us to the second burner phone, the one that received Jimmy Lakewell's call on the 6th of April and contacted Balaclava Man.
Bu da bizi 6 Nisan'da Jimmy Lakewell'in çağrısını alan... ve kar maskeli adam ile temas kuran ikinci kullan-at telefonuna getiriyor.
Don't test us, Jamie.
Bizi test etme, Jamie.
That's a recipe for nice dreams.
Tatlı rüyalar bizi bekler.
Make it harder for them to find us.
Bizi daha zor bulurlar.
That's the hand of God that brought us together.
Bizi bir araya Tanrı'nın iradesi getirdi.
And, I've moved on, so... if we're done here, I got to... go check on Franklin.
Ben de bizi geçmişte bıraktığıma göre konuşmamız bittiyse Franklin'i kontrol etmeye gideceğim.
I do not think of us as York or Tudor.
Bizi York ya da Tudor diye ayırt etmiyorum.
It would give him something good to dwell on and ally us with the strongest force in Europe.
Ona yaşanacak iyi bir şey verirdi Ve bizi Avrupa'daki en güçlü güçle müttefik edin.
But his destiny is to destroy that creature Henry Tudor and bring us back our peace.
Ama kaderi, bu yaratık yok Henry Tudor Ve bizi barışa geri getirin.
Scotland has invaded, and now Englishmen are taxed to pay for soldiers to defend us.
İskoçya işgal etti, Ve şimdi İngilizler, bizi savunmak için askerlere para ödemeleri için vergilendiriliyor.
You were very kind to bring us here to safety.
Bizi burada güvenlik için getiren çok nazik davrandın.
They'll kill us.
Bizi öldürecekler.
I mean, we can bring'em as cannon fodder, but they're just gonna slow us down.
Onları top ateşine maruz bırakabiliriz ama. Bizi sadece yavaşlatacaklardır.
They come, they take us away.
Gelirler ve bizi götürürler.
And so I bring you tonight's play, a work in five acts about a fuzzy little bunny who got too close to the ocean and what happened next.
Bu da bizi bu geceki oyuna getirir. Sana beş perdeden oluşan okyanusa çok yaklaşan... tüylü tavşancığı ve sonrasında olanların hikayesini anlatacağım.
Doctor, five minutes, and you'll never see us again.
Doktor, sadece beş dakika. Bir daha bizi görmeyeceksiniz.
Shit, we could give god a run for his money, right?
Tanrı bile bizi görünce kaçacaktır, tamam mı?
- Why don't you just leave us alone?
Yok... - Sus artık. - Neden bizi rahat bırakmıyorsun?
And someday, you're gonna wake up and realize you don't need to listen to us anymore.
Ve bir gün uyanıp bizi dinlemek zorunda olmadığınızı fark edeceksiniz.
It can't find us in here, in case you're worrying.
Merak ediyorsan söyleyeyim, kendisi bizi burada bulamaz.
He can't hear us in here, the monster.
Canavar bizi burada duyamaz.
He tricked us into giving up control.
Kontrolü vermek için kandırd9ı bizi.
They're not gonna let us be.
- Bizi rahat bırakmayacaklar.
The monsters like us.
- Canavarlar bizi seviyor.
Look, I'm just trying to keep us safe right now.
Şu an bizi güvende tutmaya çalışıyorum.
That it didn't change us forever?
Bizi sonsuza kadar değiştirmiş olamaz mı bu?
If we let anyone else in, they could destroy us, and I need to make sure that there's still some of us left after all this is over.
Başka birini içimize alırsak bizi yok edebilirler. Tüm bunlar bittikten sonra birkaçımızın hayatta kalmasını sağlamam lazım.
What makes us immortal.
Bizi ölümsüz yapan şeyler.
Aunt Josephine is dead and she's left us in the care of Count Olaf.
Josephine teyze öldü. Bizi Olaf'a emanet etti.