Bjorn traducir turco
597 traducción paralela
- Bjorn brought him here from a raid.
- Bjorn onu bir baskın sonrası getirdi.
Are you afraid, Bjorn?
Korkuyor musun Bjorn?
On the guitar is Bjorn Lynder.
Gitarda Bjorn Lynder.
Bjorn.
Bjorn.
So long, Bjørn.
Görüşmek üzere, Bjorn.
Bjørn and Sten, you take the buck.
Bjorn ve Sten, siz kovaları alın.
Cheers, Bjørn.
Şerefe, Bjorn.
Hello, Bjørn.
Merhaba, Bjorn.
You oughta smile more often, Bjørn Your eyes look so droopy when you're serious.
Daha sık gülümsemen lazım, Bjorn Ciddi olduğunda gözlerin çok mahsun bakıyor.
How about coming in, Bjørn?
İçeri gelmez misin, Bjorn?
- Bjørn, it's Sten.
- Bjorn, Sten telefonda.
Bjørn!
Bjorn!
Don't you think Mulle would make a good lookout, Bjørn?
- Sence Mulle olamaz mı, Bjorn? - Tabi olur, neden olmasın?
Think it over, Bjørn.
Bunu düşün, Bjorn.
Relax, Bjørn the house is ours.
Rahatla Bjorn, sadece biz varız.
Relax, Bjørn.
- Rahatla, Bjorn.
Bjørn, I'm talking to you.
Bjorn, sana söylüyorum.
Bjørn and me are gonna get some ice cream.
- Bjorn ile dondurma almaya gidiyoruz.
Are you coming, Bjørn?
Geliyor musun, Bjorn?
Poor Bjørn.
Zavallı Bjorn.
We can fix it up right away, Bjørn.
Tamir edebiliriz, Bjorn.
That's not enough, not at all, Bjørn Yes, it is.
- Bu yetmez Bjorn, hiç yetmez. Hayır, yeter.
Bjørn, I forgot the sugar.
- Bjorn, şeker almayı unuttum.
- You wanna see?
Bjorn : Bakmak ister misin?
Mulle and Bjørn, you clean up.
Mulle ve Bjorn, siz temizlik yapın.
Do I, Bjørn?
Yalan mı, Bjorn?
Bjørn, can't you see it's no good?
Bjorn, ilişkimiz iyi gitmiyor, görmüyor musun?
I say, isn't that Bjørn?
Söylemiştim, değil mi Bjorn?
- Bjørn, phone.
- Bjorn, telefon.
Can you, Bjørn?
- Kaçabilir misin, Bjorn?
Darn, Bjørn.
Lanet olsun, Bjorn.
Bjørn has been there for weeks training his dog.
Bjørn köpeğini eğitmek için haftalardır orada.
But do you think anything has happened to Bjørn?
Sence Bjørn'a bir şeyler olmuş mudur?
- Bjørn!
- Bjørn!
An inexplicable notion that Bjørn's in danger.
Bjørn'un tehlikede olduğunda dair esrarengiz bir düşünce.
Hello, Bjørn.
Selam Bjørn.
And Bjørn knows the wood.
Ve Bjørn ormanı bilir.
Bjørn's dog.
Bjørn'ün köpeği.
I took the liberty of going through Bjørn's papers and I found this.
Bjørn'ün günce ve evraklarını karıştırma cüretinde bulundum ve bunu buldum.
Bjørn Werner's.
Bjørn Werner'in.
I don't think Bjørn has written the last part.
Bence son bölümü Bjørn yazmamış.
- The tracks show Bjørn jumped in.
- İzler Bjørn'un göle atladığını gösteriyor.
Bjørn wasn't harmless.
Bjørn zararsız değildi.
Bråten thinks Bjørn killed himself.
Bråten, Bjørn'ün intihar ettiğini düşünüyor.
Bjørn Werner loved his sister passionately.
Bjørn Werner kız kardeşine tutkuyla aşıktı.
And Bjørn got ill. "What I love and cannot own, nobody else can touch."
Ve Bjørn hastaydı. "Sevdiğim ve sahip olamadığıma başka kimse dokunamaz."
Bjørn moved up here and was possessed.
Bjørn buraya taşındı ve içine ruh girdi.
Bjørn and Lillian had that same dream with slight variations.
Bjørn ve Lillian küçük farklarla aynı rüyayı görmüştü.
And the furry creature who saved her and took her down was Bjørn.
Ve onu kurtaran ve aşağı çeken kürklü yaratık da Bjørn'dü.
Bjørn Werner!
Bjørn Werner!
Come on, Bjørn.
Gel, Bjørn.