Blueprints traducir turco
808 traducción paralela
We did find some old blueprints of this facility, but there was no room that could fit the bill.
Bu tesisin bazı eski planlarını bulduk, ancak amaca uyabilecek bir oda yoktu.
If it's wired like it was in the blueprints, around here, maybe?
Eğer planlarda olduğu gibiyse... Buralardadır belki.
If we can believe the public blueprints, by leaving the station's core intact, uncoupling and releasing all unnecessary modules, we can boost the thrust to maximum levels, attaining escape velocity.
Halka açık taslağa güvenebilirsek istasyonun çekirdeğini sağlam tutarak tüm gereksiz modülleri çözdükten sonra bırakıp itiş gücünü maksimum seviyelere çıkartabilir ve kaçış hızına erişebiliriz.
[Jet] Who would have guessed they'd make those blueprints public?
O taslakları halka açacaklarını kim tahmin edebilirdi ki?
Airmail those blueprints off to Stone.
Planları Stone'a postala.
Under separate cover, we are sending you a duplicate of the blueprints.
Ayrı bir zarf içinde planların kopyalarını yolluyoruz.
A set of blueprints and my grandfather's watch?
Birtakım planlar ve büyükbabamın saatiyle mi?
Here are the blueprints.
İşte planlar.
- She did. - I had a most unchristian impulse... to take those blueprints and give her a good whack over the... mink coat.
- Hristiyanlığa hiç yakışmayan bir şekilde... o planları alıp onun o... vizon kürküne çarpmak istedim.
Let's get the blueprints.
Planları gözden geçirelim mi?
Like you was a play, or a book, or a set of blueprints.
Sen bir oyun, ya da kitap, ya da bir projeymişsin gibi.
Get your blueprints.
Planlarınızı alın.
Place the catalog on that table with the blueprints.
Katalogu, planlarla birlikte masaya koyun.
Blueprints. It'll be difficult financing blueprints.
Kağıt üzerindeki yazılar için finansör bulmak zor.
The blueprints of the project will be ready this week, Mr. Pablo.
Proje planları bu hafta hazır olur, Mr.Pablo.
He'd run across a man who had some old blueprints in the attic.
Tavan arasında eskimiş bir takım planları olan bir adamla karşılaştı.
José brought up the blueprints for a new ranch house he's building and I have this strange feeling that maybe the blueprints and my knitting instructions got switched.
José yeni çiftlik evinin taslaklarını getirdi. Ördüğüm desenle çiftlik evinin taslağının birbirine girdiği hissine kapıldım.
- They must look at blueprints.
- Ama planlara bakmaları lazım.
I found a bunch of letters between you and her and a mile-high stack of blueprints!
Destelerle mektuplaşmalarınızı ve yığınla ozalit plânlarını buldum!
Hey, look - blueprints.
Bakın, burada ozalitler var!
I stole the blueprints of this car two years ago.
Arabanın projesini iki yıl önce çalmıştım.
Who has stolen the blueprints?
- Planları kim çaldı?
They've stolen our blueprints.
Birileri bizim planlarımızı çaldılar.
Are the blueprints there?
- Planlar burda mı?
The blueprints are on their way to Copenhagen.
Planlar Kopenhad yolundaymış.
Aren't the blueprints here in Copenhagen?
Planlar burda, Kopenhag'da değil mi?
Therefore, the stolen blueprints must be found now!
Bu sebeple çalınan planları atık bulmak zorundayız.
If the blueprints fall into enemy hands they will know where every battery is located and two years of work will have been wasted.
O planlar düşmanlarımızın eline geçer de.. bütün bataryaların yerlerini öğrenlirlerse, iki yıllık çabalarımız boşa gider.
The blueprints to the prison, man.
Hapishanenin planı dostum.
We're making a copy from our original blueprints.
Orijinal projeden kopyasını çıkarıyoruz.
- Yes, something I can pin blueprints on.
- Evet, üzerine planları iliştirebileceğim bir şey.
That's what the office is for, to create blueprints, right?
Bu ofis bunun için var, plan üretmek için, değil mi?
Anyway, this von Bohm, this asshole, he looks at my blueprints and the first question he asks is why I lowered the cellar six feet.
Neyse, bu von Bohm, bu puşt, benim planlara baktı ve sorduğu ilk soru, neden bodrumu iki metre aşağı çektiğim oldu.
And I want blueprints of the library and an explosives man.
Ve kütüphanenin planları ile bir de patlayıcı uzmanı istiyorum.
Alarm system diagrams, blueprints, front-door key.
Alarm sistemi çizimleri, krokiler, giriş kapısı anahtarları.
Blueprints.
Planlar.
These blueprints for Dana Barrett's apartment building are very strange.
Dana Barrett'in dairesinin olduğu binanın planlarında gariplik var.
Construction blueprints, anything that shows the layout.
Yapı tasarımları, planı gösteren her hangi bir şey.
The real blueprints and floor plans.
Gerçek mavi resimler ile kat planlarını.
- That's not in the blueprints!
- Mavi resimlerde yoktu bu!
I'm taking my blueprints, and I'm leaving!
Projelerimi alıp, ayrılıyorum!
Did you move my blueprints?
Taslaklarımı çıkardın mı?
We have phoned you, sent the blueprints.
Sizi aradık, planları gönderdik.
Snap it up with those blueprints.
Elini çabuk tut, getir şu plânları.
Borrowing blueprints, buying equipment.
Planlar, gereçler aldım.
We were poring over the blueprints and that was our dream, you know?
Detaylı projeyi tetkik ediyorduk ve bu bizim hayalimizdi, anladın mı?
Here are the authorized blueprints.
Bu onaylı taslak.
They've got the blueprints and the firepower to shut the city down.
Kenti ele geçirecek planlara ve ateş gücüne sahipler.
Oh, just some blueprints Adil wanted.
Adil'in istediği şemalar.
In the grand design, women were drawn from a different set of blueprints.
Yaratılırken, kadınlar farklı şekilde tasarlandı.
Refer to my blueprints.
Planları gönderin.